Mustafa KOCA
|
|||
![]() 1955 Yılında Mersin, Musalı Köyü'nde doğdum. ODTÜ Kimya Mühendisliği Fakültesinden mezunum. Tarımda ve Gıdada kullanılan Kansere neden olan Kimyasallara şiddetle karşıyım... Çocuklarda Zihinsel Gelişimin yapılandırılmasını anlatan KELEBEK TERBİYECİSİ ve tarım uygulamaları ile kanser arasındaki ilişkiyi anlatan TOPRAĞIN ÖLÜM ÇIĞLIĞI isimli yayınlanmış iki tane kitabım var... Yerel Gazetelerde KANSERLE ilgili çok sayıda makalem yayınlandı... Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Çağımızın İlleti Kansere Giriş | |||
![]() 2015 yılında kanser ölüm nedenleri arasında birinci sıraya yerleşecek. 2020 yılında ise insanlarımızın %25'i kanser hastası olacak. 2020 yılında ülkemizin nüfusunun 80 milyon olacağını öngörürsek 20 milyon insan kansere yakalanacak. Bir yılda kanserden ölecek insan sayısının 5.000.000 olacağı öngörülüyor. Bir sorunun çözülebilmesi için sorunun çok iyi tanımlanması gerekir. Kanser gerek hastalık olarak gerekse oluşması yönüyle bildiğimiz hastalıklara hiç benzemeyen bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Bir hücreli canlıların kansere yakalanmadıklarını görüyoruz. Onlar tek başlarına yaşadıkları için dışarıdan gelen bilinmedik bir uyartıya maruz kaldıklarında ölmezlerse, metabolizma faaliyetlerini değiştirerek yeni duruma uyum sağlayarak yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Çok hücreli canlılarda dokular ve dokuyu oluşturan hücreler vardır. Aynı dokuyu oluşturan hücreler bir eşgüdüm içerisinde çalışırlar. İnsan vücudunda bulunan bağışıklık sistemi bir saniyede vücuda giren 200 trilyon yabancı uyartıyı yok edecek yeteneğe sahiptir. Ancak bu uyartıların hücrelerin DNA'larında kayıtlı olmaları gerekir. Bunun anlamı bir saniyede 200 trilyon bildik uyarıya maruz kalan bir bedende hiçbir sorun yaşanmaz. Ancak hücre bilincine uymayan bir tek iyon, bir tek molekül, bir tek UV ışını yani sistemin tanımadığı bir tek uyartı doku içerisindeki hücrelerden birine girerse, girdiği hücrenin metabolizmasının değişimine neden olur. Önceden içerisinde bulunan grupla uyumlu çalışan bu hücre, diğer hücrelerden farklı çalışmaya başlar. Yine savunma mekanizmasının bir gereği olarak kardeş hücreler başkalaşan hücreyi abluka altına alıp onu hapsederler. Bulunduğu ortama hapsedilen hücre orada bölünür çoğalır, sıkışır, halk arasında peklik, kist ya da yumrucuk denilen yapıyı yani kanseri oluştururlar. Kanserli hücreler bir doku içerisinde kalırsa vücudun başka noktalarına yayılamaz bu türden vakalara iyi huylu denilirken, bazı durumlarda oluşan koloni koparak kana karışır, vücudun başka bir noktasına tutunur. Bu tür kolonilere kötü huylu denilir. Yaban hayatına baktığımızda, doğal yaşamla iç içe olan canlılarda kanser hastalığına çok seyrek rastlandığını ya da rastlanmadığını görüyoruz. Bundan yüz yıl öncesine gittiğimizde hem hastalıkların çeşit olarak daha az olduğunu, hem de kanser hastalığının milyonlarda bir kadar düşük seviyede olduğunu görüyoruz. Uzmanlar yakın bir gelecekte ortaya çıkacak hastalıklarla ilgili mevcut tıp bilgilerimizin acze düşeceğini ifade ediyorlar. Vücudumuzdaki hücrelerin gelişmesinin endüstriyel gelişmeye ayak uyduramadığını görüyoruz. Bir sonraki yazımda HÜCRE BİLİNCİ konusunu anlatacağım. Saygılarımla... |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-07-04 | |||
|
|||