Hasan TÜLÜCEOĞLU
|
|||
![]() 1966 Osmaniye doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini Osmaniye’de (Tülücüler İlkokulu, Osmaniye Ortaokulu, Atatürk Lisesi), yüksek öğrenimini İstanbul’da (M.Ü. İlahiyat Fakültesi) tamamladı. Mezun olduğu 1988’den beri öğretmenlik yapmaktadır. (Artvin Hopa İmam-Hatip Lisesi, Adıyaman Besni Kesecik Ortaokulu, Osmaniye Mehmet Akif İlköğretim Okulu, Osmaniye Cebelibereket İlköğretim Okulu). İlahiyat Fakültesi'nden Hocası Prof. Dr. İsmail Kıllıoğlu diyalogunda yazı çalışmalarını yürüttü. Mavera, Kadın ve Aile, Uzunoluk, Yalnız Ardıç, Çerağ, Güneysu gibi dergilerde hikaye, deneme, kitap tanıtım ve eleştiri yazıları yayınlandı. Yazı çalışmalarını sosyal medyada yayınlıyor. Ajans5.com- haberx – özgünduruş – diniajans.com- kayıpedebiyat- edebistan- edebiyatufku- kahvemolası – düzceyerelhaber- kocaeligazete – siyaset ve düşünce – adanahaber.com – bilgiagi.net – araştırmacıyazarlar.. vb. sitelerde yazıları yer alıyor. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
'İmtihan'ın Ölümü | |||
![]() İki binlerde sanki bu toplumda uzun süre bulunmayıp yeni dönmüş izlenimi veren bir gerçeklikle imtihan kelimesinin tamamen unutulduğu yediden yetmişe herkesin hep bir ağızdan sınav sınav söyleyişlerine şahit oldum. Kelimelerin bu yer değişimi sürecinde bir beis görmemek, bunun gayet doğal bir süreç olduğunu düşünmek çoğunluğun yaklaşımıdır. Ama anlatmaya çalıştığım üzere dilin çocuğu diyebileceğimiz bir kelimenin adım adım ölüşü söz konusu. E ölmüşse yerine yenisi gelmiş diyenlere, gerçekte kaybettiği çocuğunun yerini gelecek hangi çocuğu doldurur diye sormak lazım. İmtihan kelimesinin başına gelenler dilde sadeleşme yaklaşımı kaynaklıdır. Dilde sadeleşme Osmanlı son dönemi genç kalemler dergisi etrafında toplanan aydın ve yazarlar hareketi olarak ‘yeni lisan' adıyla başlatılmıştır. Bu hareketin başını yüzyıl sonra bugün eserlerini okuyup net anlayabildiğimiz Ömer Seyfettin çeker. O günkü şartlarda sade özgün ve sahih bir Türkçe örnekleri bırakmıştır Ömer Seyfettin bizlere. Gerekli, makul ve bir anlamda zorunlu olan dilde sadeleşme çalışmaları, kırklı yıllarda sadeleşme, öz Türkçeleşme adına tabir caizse Türk dilinin belini kırmıştır. Dili canlandırma ve yenileme adına dilin kökü kazınırcasına düşmanlara gerek kalmadan kendi elimizle kendi dilimize en büyük zararı vermişizdir. Dili sadeleştirme, dildeki dini referanslı kelimelerden kurtulma adına farkında olunmayarak kendilerinin bile anlayamayacağı ucube bir dil ortaya konulma gayretleri söz konusudur. Marmara Üniversitesinde öğrenci iken ilahiyat fakültesi kütüphanesinde ‘büyük doğu' dergilerinin yanı sıra ‘yücel' dergilerinin sayılarıyla da karşılaştığımda o dönem bazılarının abartı olarak düşünecekleri yukarda anlattıklarımın kat kat fazlasının yapıldığına şahit olacaktım. İşte imtihanın başına gelenler bu çalışmaların resmi ağızdan seksen doksanlardan günümüze yansımasıdır. Maalesef evlat konumunda çok kelimelerimizi kaybettik. Resmi ağızdan onca yapılan dili sadeleşme değil basitleştirme bir noktada halk nazarında tutmayarak duraklamıştır. Türk dilinin başına gelen bu olumsuzlukları en gerçekçi ve bilimsel açıdan Nihat Sami Banarlı, ‘Türkçenin Sırları' adlı eserinde dile getirmiştir. Milliyetçi cenahta yer alan sayın Banarlı'nın özellikle bu eserini gençlerin okumalarını tavsiye ederken milliyetçi muhafazakarların Nihat Sami Banarlı, Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan gibi bilgi ve kültür dehası şahsiyetlerden yeterince faydalanmadıkları gerçeğini de burada ifade edelim. Yerine yeni kelimeler gelsin diye illaki ‘imtihan'ı öldürmek zorunluluğu yoktur. Bir anlamın ne kadar çok kelimeyle ifade edilmesi o dilin zenginliğidir. Dile zenginlik, çeşni kazandırır. Ama bizdeki sadeleşme, Osmanlı dönemindeki kardeş katline dönmüştür. Yeni kelimeler uyduracağız diye asıl evlatlarımızı katlettik. Atatürk'ün ‘gençliğe hitabesinin' orijinal halde kalmasının dilimizi korumada büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. ‘Hostes' kelimesinin ‘gök götürür oturan avrat', lokanta kelimesinin ‘otlangaç', yumurta kelimesinin ‘tavuksal fırlatgaç' diye öz Türkçeleştirildiği dönemde Atatürk'ün ‘gençliğe hitabesinin' bu furyaya kurban gitmeyerek dilimiz adına neleri korumuş, neler kazandırmıştır düşününüz. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-07-07 | |||
|
|||