Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 24 Temmuz 2014
  YAZARIN SAYFASI
Zulme Dair
    Zulüm, 'hak yalnız bana aittir' düşüncesinin eyleme dönüşmesiyle oluşur. Adalet ve hukuk kaidelerine göre düşüncenin bir suç değeri yoktur. Evrensel hukuk normları böyle söyler. Aslında pek çok insan düşünce planında suç potansiyeline sahiptir. Hayal dünyasında yanlışları düzeltir, suçluları cezalandırır ve dünyaya nizam verir. Ama eylem olmadan bunların hiçbir önemi yoktur.

    Bu durumda zulüm nasıl oluşur, insan nasıl zalim olur, işte bu soruların cevabını irdelemek istiyorum. Bulunduğu makamı kendi ihtirasları için kullanan, evrensel hukuk normlarını yok sayan veya değiştiren, ulaşmak istediği hedefe varmak için başkalarını mağdur eden ve buna benzer eylemleri çekinmeden yapan kişi veya kişiler zulüm işlemiş olurlar. Zulüm, başkalarının haklarını gaspetme anlamı taşır. Hakları gaspedilen insanlar mazlum olurken, eylemi yapan kişi veya kişiler zalim olurlar.

    Yüce Yaratıcı, Ahsen-i Takvim olarak yarattığı, antika sanatına doğru ve yanlışı ayırabilme özelliği kazandırmıştır. Adına vicdan dediğimiz bu özellik onu yanlışlara karşı her vakit uyarır. Fakat insanoğlu her an imtihandadır ve ne zaman kayıp gideceği belli değildir. Koca bir ömrü istikamet üzere yaşamış nice insanlar vardır ki bir aşamadan sonra yanlışa meyletmiş ve koca kütükler gibi devrilmişlerdir. Hatalar önce önemsiz ve küçük gibi görünürler. Fakat süreç domino taşlarının devrilmesi gibi hızlı işler ve büyük yanlışları beraberinde getirir. Gurur, kibir, yalan, kin gibi hasletler insanı uçuruma sürüklerken, tevazu, empati kurma ve doğru sözlü olma gibi hasletler ateşten çemberde de olsa insanı korur ve kayıp gitmesine mani olurlar.

    Tarihte misalleri olan nice zalimler vardır ki her biri çocukken masumdular. Ne oldu da zalim oldular? Ne oldu da onlarca insanın kanına girdi ve ahını aldılar? Aslında her zalimin hayatı doktora çalışmalarına konu olmalıdır. Firavun, Neron, Hitler ve daha nice diktatör veya zalimin hayatı ibretle araştırılmalı ve zulme nasıl meylettikleri aydınlatılmalıdır. Aydınlatılmalıdır ki zulümler dursun ve başka zalimlerin oluşmasına fırsat verilmesin.

    Zalimlerin en önemli özelliklerinden biri de kendilerini çok sevmeleridir. Yani nefsinin hoşuna giden şeyleri tercih etmeleridir. Halbuki nefis duygusu insana Rab'bini tanıması için verilmiştir. İnsan nefsini kontrol ettiği ölçüde olgunlaşır ve değer kazanır. Mesela oruç tutmak bir nefis terbiyesidir. Nefis terbiye edilmezse insana büyük yanlışlar yaptırır. Alman Şairi Gothe Faust isimli eserinde insanın nefis ve şeytanla olan mücadelesini işler. Dindar birinin zamanla her türlü suçu işleyebilecek kadar alçalabileceğini anlatır. Yusuf Suresinde geçen, 'Muhakka ki nefis mutlaka kötülüğü emreder.' İlahi beyanı da aynı gerçeğe işaret eder.

    Zulüm yalnızca zalimin imtihanı değildir. Aynı zamanda ona ortak olan veya rıza gösterenlere de hisse çıkarır. 'Zulmedenlere en küçük bir meyil dahi göstermeyin; yoksa Cehennem ateşi size de dokunur.' (Hud Suresi) ayeti ve 'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.' Hadisi Şerifi bunu ne güzel ifade ederler. Yine Bediüzzaman Hazretlerinin, 'Zulme rıza zulümdür' ifadesi aynı hakikatin başkaca söylenmesidir.

    İnsan Sanatkarını tanır ve itaat ederse en yüksek mertebelere çıkar. İtaat çizgisinden çıkmakla alçalır ve hayvandan daha aşağı derecelere düşer. Allah hepimizi öyle kötü hallerden korusun.



   
2014-07-14
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Eyvah Tenasüh Akidesi Gerçekmiş!