YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||
Acemler Neden Tehlikelidir? | |||||||||||||
![]() İran halkı ile İran Devletini ayrı değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. İran halkı genel olarak Ortadoğu kültürüne sahiptir. Tandır ekmeği yer, bayramlaşır, düğünlerinde oynar ve İbrahim Tatlıses dinler. Komşu olduğunuzda size selam verir ve hastanız olduğunda ziyaretinize gelir. Yine halklarımız, depem ve sair afet durumlarında birbirinin yardımına koşar, yardım kampanyaları düzenler. Geçmişte yaşadığımız tecrübelerde bahsettiğimiz örnekleri yaşadık gördük. Ancak devlet denince işin içine başka düşünceler giriyor. İstihbarat edinme, misyonerlik ve ekonomik faaiyetler bu kabil düşüncelere örnek olarak verilebilir. Selam-Tevhid terör örgütünün son yıllarda ülkemizde yürüttüğü faaliyetler ve İran menşeli casusların istihbarat çalışmaları hiçte masum faaliyetler değildir. Ülkemizde bulunan büyükeliçilik binalarına ait plan-kroki bilgilerini araştırmaları, devlet çalışanlarından gizli yollarla dosya almaları ve Nükleer Araştırma Merkezimize ait detay bilgileri ele geçirme gibi faaliyetlerin nesi masum olabilir? Acaba, son yıllarda İran Devleti ile gereğinden fazla yakınlaşma içine girmemiz hangi ulvi amaca yöneliktir merak ediyorum. Doğalgazı İran'dan daha pahalı almamız bile akla haklı şüpheleri getirmiyor mu? Hayırsever Reza meselesine girmek istemiyorum. O konuyu keşke Reza'yı koruma pahasına önüne yatmayı göze alanlar açıklasa da öğrensek. Ömer Seyfettin'in 'Pembe İncili Kaftan' isimli hikayesini okumadı iseniz tam zamanıdır. Osmanlı Devleti ile İran arasındaki kan uyuşmazlığını anlatan, tarih boyunca yaşadığımız problemlere mercek tutan ve neden mesafe koymamız gerektiğini açıklayan çarpıcı bir hikayedir, mutlaka okuyun. Acemleri diğer Müslüman halklardan ayıran bir diğer özellik ise mezhep farlılıklarıdır. Şiilik dışındaki dört mezhebi kabul etmezler. Sakın yanlış anlamayın, mezhep ayırumcılığı yapmıyorum. Şiilik düşüncesi yanlıştır demiyor ve mezheplerini değiştirmelerini teklif etmiyorum. Ama onlar, casusluk veya yardım faaliyetlerinin arkasında Şiilik Mezhebini yaymayı gaye ediniyorlar, diyorum. Üstelik 4 mezhebi inkar ederek... Her ideolojinin elbet yayılma amacı vardır. Acemlerin Sünni Akideye mensup insanlar arsınına yayılma düşüncesinin olduğu da gün gibi aşikar. Benzer şekilde Sünni halkların da akide ve nesillerini koruma düşüncesi olacaktır, olmalıdır. Suriye'de masum halkı bırakıp zalim Esed'in yanında yer almalarını ve kan dökmelerini neyle izah edilebiliriz. Bu vaziyet onların mezhep ayrımcılığı yaptıklarını göstermez mi? Peygamber Efendimiz, (sav) meseleye ışık tutan reçete gibi bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur: 'Size iki şey bırakıyorum, onlara uysanız kurtulursunuz. Biri: Kitabullah. Biri Al-i Beytim.' Bediüzzaman Hazretleri 4.Lema isimli Risalesinde Sünnet- Seniyye geniş caddesinin önemini anlatırken yukarıdaki Hadisi nakleder ve 'Çünki Sünnet-i Seniyenin menbaı ve muhafızı ve her cihetle iltizam etmesiyle mükellef olan Âl-i Beyttir' der. İnsanoğlunun kıyamete kadar yolunu aydınlatacak ve onları istikamet çizgisinden ayırmayacak yegane iki kaynak, Kur'an ve Sünnet-i Seniyyedir. Habib-i Zişan Efendimiz böyle buyururken O'na kulak vermemek ve tavsiyesine uymamak akıl karı mıdır? Acem meselesine temkinli yaklşmakta fayda vardır. Onlarla ticaret yapalım, yardımlaşalım, turizmi canlandıralım ama tedbiri elden bırakmayalım. Mesela Van'da önümüzdeki yıl faaliyete girecek, İran Tebriz Üniversitesine nasıl izin verildi ve ne gibi hikmetli amaçlar düşünüldü, gerekli makamlardan soralım. Bu arada 'Hüsnü zan adem-i itimat' düşüncesi ecdadımıza rehber olmuş önemli bir düsturdur. İnşallah bizler de öyle yapalım ve nesillerimizi Acem misyonundan koruyalım. |
|||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||
2014-08-07 | |||||||||||||
|
|||||||||||||