10 Ağustos 2014 tarihine kadar Türkiye ve dünyanın yakından izlediği bir yarış vardı.

Yarışın hedefi Çankaya Köşküydü,

Akşam saat 18,30'da yarışmanın sonuçları açıklanmaya başlanınca Erdoğan'ın yarışı kazandığı ve hedefe vardığı açıklandı.

Seçimin ardından yarışmacılardan Ekmeleddin İhsanoğlu, her zamanki kibarlığıyla yüzde 40'a yakın oy aldıklarını ve bunun çok önemli olduğunu belirterek ' Bu seçime katılan iki adaya sonuçların hayırlı olmasını diliyorum. Demokrasimiz için bu hayırlı bir netice olsun ve Sayın Başbakan'ı tebrik eder başarılar dilerim' dedi.

Diğer yarışmacı Selahattin Demirtaş da Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Ekmeleddin İhsanoğlu'nu telefonla arayarak kutladı.

Her iki aday da yıllarca özlemini duyduğumuz bir olayı gerçekleştiriyor ve rakibini kutluyor.

Çatının iki önemli partisinden biri olan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çatı adayının oy kaybı için tatilcileri ve boykotçuları sorumlu tutarak seçimin galibinin Erdoğan değil, İhsanoğlu ve Demirtaş olduğunu söyleyerek ' Bugün olsa yine Ekmel'i aday gösterirdim' diyor.

Bahçeli ise; ' Kamuoyu araştırmalarına göre Erdoğan'ın başarısız olduğunu, zafer kazanmadığını, şike ve hileyle Çankaya'ya çıktığını söyleyerek ' Erdoğan'a oy veren 21 milyona yaklaşan vatandaş varken Erdoğan'ı sevmeyen, tasvip etmeyen 20 milyona yaklaşan vatandaşlarımız umutlarımızı canlı tutmaktadır' diyor.

12 yılda 9 seçim, 2 referandum kazanan, oylarını sürekli artırarak yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçilen ve balkon konuşmasında ' Herkesin cumhurbaşkanı olacağım' diyen Erdoğan, ' Bugün bu seçimi kazanan sadece Recep Tayyip Erdoğan değildir. Bugün milli irade bir kez daha kazanmıştır. Bugün demokrasi bir kez daha kazanmıştır. Bugün, şahsıma oy verenler kadar, şahsıma oy vermeyenler de, sevenlerimiz kadar sevmeyenlerimiz de kazanmıştır. Bütün samimiyetimle söylüyorum ki milletin her bir ferdi için, bu seçimin mağlubu yoktur. Bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden vardır. Statüko kaybetmiştir, vesayet kaybetmiştir siyaset dışı güç odakları bugün ibretlik bir ders almıştır' derken, seçimi kaybeden çatı patileri ise günah keçisi arayışında gözüküyor.

Günah keçisi olarak Ekmeleddin İhsanoğlu işaret ediliyor ve İhsanoğlu'nun seçimi kaybettiği algısı oluşturulmaya çalışılıyor.

Hiçbir siyasi birikimi olmayan İhsanoğlu cumhurbaşkanlığı seçiminde elinden geleni yapmış, yılların siyasetçisi Erdoğan'a karşı yarışmış ve ancak bu kadar oy alabilmiştir.

Bana göre İhsanoğlu pek de başarısız olmamıştır.

Bir siyasi parti bir başarıya imza atarsa bu başarı genel başkanın hanesine yazıldığı gibi başarısızlıklar da siyasi liderlerin hanesine yazılmalıdır.

Seçimin kaybedeni bana göre seçimde başarısız olan ve çatıda birleşen 14 siyasi liderdir ki bu siyasi partilerin büyük bir kısmı tabela partisidir. Ne tanınırlar ne de oy potansiyelleri vardır. Dostlar alış verişte görsün kabilinden ortaya atılmışlardır.

Ben 12 yıldır muhalefetin proje ürettiğine, gündem belirlediğine şahit olmadım. 12 yıldır gündemi hep Erdoğan belirliyor, muhalefet ise arkasından gidiyor.

Gündem belirlemesini beceremeyen bir muhalefet nasıl büyüyebilir ve seçim kazanabilir?

Gündem belirleyemeyen muhalefet hiç olmazsa başarısızlığın sorumluluğunu üstlenebilmelidir. Bu kendilerini küçültmez bilakis büyütür ve güçlendirir.

Bal gibi yenilgiyi galibiyet olarak algılayan siyasi liderlerimiz olduğu sürece vah bize vahlar bize demekten başka söyleyecek laf bulamıyorum.

Kalın sağlıcakla...