Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 26 Eylül 2014
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ kimdir?
1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi?
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Haydi ekmeği bütünler, askıya ekmek…
Çağın güzel buluşu olan internetin nimetlerinden yararlanmamakta direnen yabanlar için üzülüyorum. Oysa bu güzel iletişim aracıyla akrabalık kursalar, onlar da her gün yeni, güzel bir şeyler öğrenir, mutlu olurlar. Bugün yeni bir şey daha öğrendim internetten ben. Askıya kahve...

Konuyu öğrenince diyeceksiniz ki, Aaa, bunun daha âlâsı Gaziantep'te başlatılmıştı yıllar önce. Haklısınız. Yazımın sonunda değineceğim o konuya da...

Askıya kahve anısını anlatan adını bile belirtmemiş, yapılan iyiliğin özüne uyarak. İşte:

'İtalya'da Venedik‘in kenar mahallelerinden birinde, bir Cafe-Barda, espressolarımızı içiyorduk. İçeriye giren müşterilerden biri, barmene:

"Due caffee, uno sospeso" (iki kahve, biri askıda) dedi, İki kahve parası verdi, bir kahve içip gitti. Barmen de duvar üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kağıt astı.

Biraz sonra içeri iki kişi girdi. Onlar da 'trio caffee, uno sospeso"  (Üç kahve, biri askıda) dediler,

Üç kahve parası verdiler ve iki kahve içtikten sonra gittiler. Barmen "askı' ya yine bir küçük kağıt astı. Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyordu.

Bir süre sonra kahveye, üstü başı biraz eski-püskü, belli ki yoksul bir kişi girdi ve barmen'e

"Uno caffee sospeso "(askıdan bir kahve) dedi.

Barmen hemen bir kahve hazırladı ve bu yeni müşterinin önüne koydu. Yoksul kişi kahvesini içtikten sonra para ödemeden çıktı, gitti. Barmen ise duvardaki askıya taktığı kağıtlardan birini kopardı, buruşturup çöp kutusuna attı.

Bu gözlemimizin sonunda, gözlerimizi yaşartan, fakat kesinlikle örnek almamız gereken bir  'İtalyan toplumsal terbiyesi" öğrendik:

Yardım etmek için insanların gereksinimlerini belirlerken, yalnızca yaşamsal gereksinimlerle sınırlı kalmak zorunda değiliz.

Bir Venedikli için, yaşamsal olmasa da kahve, günlük yaşamda önemli bir yer tutmaktadır. Kahve içebilecek kadar parası olmayan kişilere yardım edebilecek düzeydeki kişiler, kendileri bir kahve parası daha ödüyorlar.

Yardım ettiği kişiyi görmedikleri için bu kişiler de daha mutlu oluyorlar; kimden geldiğini bilmedikleri bu ikramı kabul eden kişiler ise huzurlu oluyor.

Yardım eden ile alan arasında, bu caffe-bar'daki garson gibi, köprü görevi yapan kişilerin ise güler yüzlü ve sevgi dolu olmaları gerekiyor.

İçeri giren yoksul bir kişinin "Askıda kahve var mı?" diye sormasına gerek bırakmamak için "askıda kahve olduğunu" belirten kağıt parçalarını kolaylıkla görünebilen bir yere asmak ise bu olgunun çok zarif bir bölümünü oluşturmaktadır.

Biz Türkler bu askıya bir şeyler asamaz mıyız?

Bir ekmek fırınında, yada bir bakkalda ya da bir markette...

'Askıda Ekmek'

Kulağa hoş gelmiyor mu?

'Askıda Ekmek' uygulamasının Isparta'da 3 fırın tarafından yapıldığını biliyor muydunuz?

Gaziantep ekmekçileri uyumayın! Ekmeğinizin tümü süper marketlerce elinizden alınmadan siz de 'askıya ekmek' deyin.

Ya da siz Gaziantep'li hayırseverler, ekmekçinizde böyle bir uygulama başlatın, onun askısına ilk ekmeği siz asın.

Pardon, bu kentte bir de Ekmekçiler Esnaf Deneği vardı, değil mi? Dernek başkanı, yönetim kurulu üyeleri, görevlerinin sadece Belediye Encümeninde yer alıp ekmek fiyatlarına zam yaptırmakla sınırlı olmadığını anımsarlar belki bu konu gündeme gelince.

Bu yazıyı hiç okumazlar, okusalar bile kulak asmazlar mı yoksa?

Başta ne demiştik, bu tür bir uygulamayı dünyada ilk kez Gaziantep'te biri başlatmıştı. Televizyonlarda, gazetelerde sözü az edilmedi.

Kimdi? Umarım adını unutmamışsınızdır. Mehmet Tekerlek... Bu güzel insan ekmeği askıya asmaktan fazlasını yapıyordu. Aşı lokantalardan toplayıp aç insanların kapısına kadar götürüyordu. Yaşı seksen oldu ama hala aynı işi sürdürüyor bu genç adam.

Haydi ekmeği bütünler, siz de hiç olmazsa 'Askıya ekmek!' deyin.


   
2014-09-12
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Kullan Oyunu, Boz Oyunu