Fevzi GÜNENÇ
|
|||
![]() 1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi? Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
O dönüşsüz yolculuğa çıkarken... | |||
![]() Şeytan kabul eder. Ama onun peşini de bırakmaz. Gizliden izler Faust'u. Üstüne dünyanın en cilveli, en güzel kadınlarını salar. Bunların hiç birinde mutluluk bulamaz. Faust. Dansözler, şuh, çıplak kadınlar da etkileyemez Goethe'nin kahramanını. Şeytan bir gün yine onun çevresinde dolanırken bakar ki adam gülümsüyor. Yüzünde mutlu insanların ifadesi var. Koşar gelir. 'Yakaladım seni!' der. Mutlusun!..' İtiraf eder Faust. 'Evet, mutluyum. Artık canımı alabilirsin.' Peki nedir kahramanımızı mutlu eden? Faust o anda toprakla uğraşmaktadır. Toprakla uğraşmak, pek çoklarını olduğu gibi mutlu etmiştir onu da. Günümüzde de toprakla değilse bile başka birçok şeyle mutlu olan şanslı insanlar vardır. Bu varsıl insanlar bir fabrika daha kurarlarsa mutlu olurlar. Bir televizyon şirketleri, bir ulusal gazeteleri, bir bankaları, bir çimento fabrikaları daha olursa mutlu olurlar. Bunların bizden olan birisinin yakasına yapışmış Azrail. 'Kalk, gidiyoruz...' demiş. Varsıl efendi şaşkın. 'Dünyanın en erişilmez şeylerine sahip oldum, der. Onlara sahip oluncaya kadar neler çektim, gel de bana bir sor. Bunları burada bırakıp gidemem...' 'Hiç bir şey götüremezsin yanında. Sadece kendin geleceksin.' 'Bankamı çok seviyorum. İzin ver hiç olmazsa onu götüreyim.' Öbür dünyada para geçmiyor ki, ne yapacaksın bankayı?' Bari televizyon şirketlerimden birini götüreyim. Orada yayın yapar ahrettekileri eğlendiririm. 'Onlar eğleniyor zaten. Televizyona ihtiyaçları yok. Erkeklere kırk huri, bayanlara kırk Nuri veriyoruz. Bu dünyada olmadıkları kadar keyifliler orada. 'Huriler, Nuriler mutlu edebilir belki insanları ama onların alışkanlıkları var. Bırak gazetemi götüreyim. Orada yayın yapayım. Her sabah uyandıklarında okuyacakları bir şeyleri olsun insanların.' 'Olmaz!' 'Ne nemrut şeysin sen be! Bari limuzinimi alayım. Orada biner keyif çatarım. Hatta mübarek kimseleri de bindirir, onları da mutlu ederim.' Öbür dünyada otomobile ihtiyaç yok.' 'Gemi? Gemimi de alamaz mıyım? Alamazsın! Ya uçağımı? 'Alamazsın...' 'Tamam, bunların hiç birini istemiyorum. Bari izin ver, dünyanın pek değerli tablolarını içeren koleksiyonumdan bir Van Gogh alayım yanıma. Ona bakar bakar mutlu olurum.' 'Ahrette baktığın her yer koleksiyonundaki tablolarından daha güzeldir. 'Bari bir kaç lira para alayım yahu! Bakarsın gerek olur.' 'Olmaz. Orada para geçmez.' 'Tırnak makasımı da alamaz mıyım? Uzun tırnaktan huylanırım...' 'Orada tırnağın olmayacak.' 'Peki, başımı neyle kaşıyacağım?' 'Bilemem.' 'Bir tırnak makası bile götüremiyorum ha! Bütün bunlar olmadıktan sonra ahreti ne yapayım ben be!' diye isyan eder varsıl fani. 'Gelmiyorum işte, gelmiyorum!...' Sonrası ne oldu bilmiyoruz. Rivayete göre yakasını bırakması için Azrail'e çok sıfırlı bir çek vermiş bizimki. 'Para her kapıyı açar...' derler ya, o hesap. 'Bu kez de bir kapıyı, ahretin kapısını kendisine kapatsın' diye... Azrail bu rüşveti kabul etti mi, etmedi mi onu da bilmiyoruz. Hani paranın yüzü sıcaktır ya... 'Her kapıyı açar' derler ya. Hani, paranın büyüklüğü ile yaradan arasında kıyaslama yaparlar ya... |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-09-23 | |||
|
|||