Gerçek Bir Dünyada Sanal mısın Nesin?

Tülay DEMİRCAN KOYUNCU

Tülay DEMİRCAN KOYUNCU kimdir?
Aslen Rize’li olup, 1970 İstanbul Kasımpaşa doğumludur. Haftalık ders sohbetleri vermektedir. Aile üzerine, yazılar kaleme almaktadır. Şuan Avrupa’da yaşamaktadır. Ayrıca hayır işleriyle uğraşmakla birlikte şiirlerde kaleme alıyor. Evli ve beş çocuk annesidir. En büyük arzusu, Müslüman olarak yaşayıp, Müslüman olarak ölmektir.
Email: [email protected]

YAZARIN SAYFASI

Gerçek Bir Dünyada 'Sanal mısın' Nesin?

Bilinçaltı rüyamsın, ne kadar da hayal peşindeyiz neden hep yalanlar galip gelip beynimize hükmediyor. Yâda yüreklerimiz çok mu yara almış sarmak için rüyaları, gündüz görmeye başladık bize ne oluyor! Sanırsınız ki herkes padişah! Herkes prenses! Herkes lider! Artık fıkralar yazılmıyor mu ne, yaşantılarıyla fıkra olmuş insanların hayatları sanal âlemde... Kime güveneyim diye dert yanan, sebepleri haksızlıkları hep karşı tarafa atan atana, neden niçin demeden, kimse düşünmeden, hep kendince hakli "onlar". Şimdi kim nerde, ne yaptı, ne yedi, kime aşık oldu, ortalıkta... Gerçek mi sanal mı çözemiyor insan... Ama gözün gördüğünü yürek kabul ediyor.

Herkes manken güzelliğinde melek kişiliğin de. Ya nerede bu çirkinler yâda kötü kişiler... Aaaa hepsi kaybolmuş. Ben, internetten kayıp ilanı vereyim, bariii... Yaklaşık iki senedir bende dalmış gibiyim, farazi dünyasına... Farklı yazılar resimler paylaştım, yüzlerce insanlarla tanıştım, olumlu olumsuz duygular tatdım. Ve dedim: vayyy be bu nasıl bir bir evren, acaba başka bir gezegen mi keşfedildi? Öğretici bilgilendirici yazı veya resim paylaşımda bulunuyorum, ilgi veya facebook adıyla "begen" butonuna tıklama "5-8" özel bir resim paylaşıyorum yüzlerce.. Şaşkınlıkla inceliyorum... Akıl veren verene, dini anlatan anlatana, namus bekçiliği yapan yapana.. Zaman zaman süpersin internet dünyası diyorum. Çünkü gerçekten ayrı bir hayal âlemi... Bazı günler canım çok sıkkın oluyor, birine çatıp rahatlasam türden hani, açıyorum facebook'u veya twiterı dolaşmaya başlıyorum... Günümüzün kaçış yeri sanal dünyasında, karşıma çıkıyor bir bilgeç âlim mi dersin uzman dr mu dersin artık ben isim bulamıyorum, bilmedigi konuda profesör görüşlü başlıyor yargıçlığa... Güler misin, ağlar mısın? "Heyyy Allahım "deyip aklımı verene şükredip derdime hamd ile sarılıyorum...

Ama iyi ki varsın be internet dediğim de var yani zaman zaman tabi... (O kadar acımasız da olmayalım dimi.) insanlık nereye gidiyor önceden de bu kadar berbat hayatlar var mıydı? Gizli saklımıydı da kimseler görmüyordu yâda ne? Anlamadan yargılamalar, ifetler yerlerde, hayâ bitmek üzere, küfürler havalarda, iman kaçmış bulana aşkolsun, yalanlar fırtınalara tutulmuş tusunami misali, daha neler neler... Sanal hayatın faturası unutmayın ki sanal olmuyor... Acılar acılara gebe olarak dokuyor. Mutsuzluklar katlanıyor. Bazıları kendinden düşüklere bakıp da ölçü almazlar onun yerine üst düzeyde yaşantılara bakarak uçurumlara koşmayı tercih ediyorlar... Yıkılan yuvalar, evden kaçan gençler, dolandırılanlar... Elbette bu çağın getirdiklerinden yararlanacağız. Bence çok ta yararlı bir iletişim biçimi. Her şey yerinde seviyeli düzgün kullanılırsa doğrudur.

Örnek verecek olursak; Güzel konuşmak ta bir sanattır ama çok konuşunca geveze olur çıkarsın. Yemek yemek zevk verir ama fazlası hastalık getirir. İstenilen ölçü ve üslupta kullanılmalı, dostluklar bile öyle değil mi? yoksa ipin ucu kaçarsa, yakalayana tebrikler. Yasaklanarak değil elbette, çünkü yasaklar hep caiz gelir bizlere. Hayat gerçek bir yaşam... Ellerimizle yalan yanlış yazdığımız bir klavye de kazandığımız fantazisilerle dolu bir ömür sürmüyoruz. Acısı dertleri hastalıkları bol bir tünelden geçiyoruz, sonunda bir ışık bulabiliriz yâda bir uçurum. Aklını kullanmak var sadece, aslında bu kadar da basit bence. "Mutluluk" başkalarının mutsuzluğu üzerine kurulacak kadar değersiz olsaydı, bu kadar huzur ve sevinç yaşatmazdı bizlere.

Benden demesi demedi demeyin... Gel imanım, gel ahlakım, gel benim ecdadımın örfü, gel de beni tarihime götür... Belki hatırlarım sisli bulutların arasında saklı kalmış güneşimi görme misali hayatımı? Ben kimim? Niçin varım? Amaçlarım nedir? Yalanı değil hakikati görebilmem diyebilmem için gel...

Sevgimi iletiyorum sizlere, internet iletişimle!..

2014-08-28

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.