Mustafa KOCA
|
|||
![]() 1955 Yılında Mersin, Musalı Köyü'nde doğdum. ODTÜ Kimya Mühendisliği Fakültesinden mezunum. Tarımda ve Gıdada kullanılan Kansere neden olan Kimyasallara şiddetle karşıyım... Çocuklarda Zihinsel Gelişimin yapılandırılmasını anlatan KELEBEK TERBİYECİSİ ve tarım uygulamaları ile kanser arasındaki ilişkiyi anlatan TOPRAĞIN ÖLÜM ÇIĞLIĞI isimli yayınlanmış iki tane kitabım var... Yerel Gazetelerde KANSERLE ilgili çok sayıda makalem yayınlandı... Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Eğitim danışmanlığı hizmeti | |||
![]() Eğitim sisteminin yapılanmasına baktığımızda başlangıcında çok iyi düşünülmüş bir sistem olmadığı için kenarından, köşesinden çekiştirip olumsuz gördüğümüz yerlerini koparıp tekrar düğüm attığımız yamalı bohça gibi bir görüntü çıkıyor ortaya. Kimin önerdikleri doğru, kimin önerileri yanlış o da belli değil. Çünkü herkes birbirinin fikrinden etkileniyor. Zaten kalıcı, doyurucu bir çözüm bulunamayışının nedeni de önceden kabul görmüş yalan yanlış bilgilerin bugün hala bilimsel açıklamaların temelinde kullanılıyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bir problemin çözümlenebilmesi için öncelikle problemin çözümünde izlenilen süreçlerin her biri ayrı ayrı özel önem taşımaktadır. Öncelikle sorunun ön araştırması iyi yapılmalıdır? Toplanan veriler değerlendirilerek problemin çok iyi tanımlanmasının yapılması gerekir. Eğer problem iyi tanımlanamıyorsa doğru çözüme ulaşılamaz. Eğer problem çok iyi tanımlanabilirse uygun çözümler üretilebilir. Bugünkü koşullarda eğitim sistemiyle ilgili sıkıntıların nasıl aşılması gerektiğini düşündüğümde yaptığım araştırmaların sonucu beni ürkütüyor. Binlerce yıl dünya bir tepsi biçiminde düşünülmüş, bilimsel açıklamalar ona göre yapılmıştı. Ona yuvarlak diyenler cezalandırılmıştı. Ne yazık ki onlar haklı çıktılar. Eğitim sistemiyle ilgili bulgular da o yönde ilerliyor görülüyor. Şimdiye kadar bir ihtiyacı karşılamak için ortaya konulan uygulamaların yanlış olması durumunda eğitim sistemleri ile ilgili yaşanılacak depremin şiddeti çok büyük olacaktır. Bilim geliştikçe içerisinde barınan yanlışlıkları temizleyecek, daha olumlu, daha kestirme daha bilimsel temellere oturacaktır. Bugün dünyada uygulanan eğitim sistemlerine baktığımızda beyinde bulunan sinir hücrelerinin yapılarının ve birbirleriyle olan etkileşme süreçlerinin göz ardı edildiğini görüyoruz. Eğer bir temel atılacaksa en temelden sağlam başlanılmalıdır. Biz beyindeki sinir hücrelerinin aralarındaki etkileşim süreçlerini görmezden gelirsek daha düzelme başlamadan öğrenci yeni sorunlar yaşamaya başlar. Bilginin bellekte kodlanmasından önce bir uyartı kodlaması süreci vardır. Eğer bilgiler hafızaya birer bütün olarak kaydedilmiş olsaydı bebeğin doğumundan itibaren üç dört aylık bir süre kendilerine yapılan seslenişlere tepkisiz kalmamaları gerekirdi. Yine önemli bir ayrıntı bebek doğduğunda üç yüz milyar sinir hücresine sahip iken dört yaşına varıncaya kadar bilgi yüklenmemiş hücreler ölüyor. ''İnsan düşünen bir varlıktır. Ya da insanları hayvanlardan ayıran en önemli yanları onların düşünüyor olmalarıdır.'' Gibi sözlerin de doğru olmadıklarını görüyoruz. Yani hayvanların da insanlar kadar ayrıntılı olmamakla birlikte düşünebildiklerini görüyoruz. Bununla birlikte hayvanlarda uyartı kodlaması insanlardakine göre çok önceden başlıyor. Bütün hücrelerin bilinçleri vardır. Her bir hücrenin üzerlerinde bulunan almaçları hücre dışından gelen uyartılara karşı bir tepki verir. Bu tepki, alınan uyartının sahip olduğu enerjinin özelliklerine göre değişir. Bazı canlıların hücreleri bir uyartıya karşı kendi aralarında organize olarak birlikte hareket ederler. Her hücre kendi görev ve sorumluluğunu kendi bilinci doğrultusunda yerine getirir. Öğrenme, hatırlama, düşünme buna benzer bir organize olaydır. Bir bilginin hatırlanmasında, başka bilgilerle eşleştirilmesinde milyonlarca hücre görev alır. Hücreler arasındaki etkileşimleri doğru kurmak, hücrelerin uzantılarını doğru eşleştirmek insanları mutlu ederken, onların yanlış eşleşmesi takıntılara, psikolojik problemlere, sapkınlıklara neden olur. Sağlıklı bir nesil yetiştirmek için anne eğitimine önem verilmesi gerekir. Anne adayı çocuk doğurmaya karar vermeden önce bazı temel bilgileri bilmek zorundadır. Ancak yaşayan bir nüfusumuzun varlığını da inkar edemeyiz. Mevcut çocuklarımızın daha iyi yetiştirilmesi için ebeveynlerinin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bir çocuğun yetişmesinde aile, okul ve çevre olmak üzere üç değişik etkileşme grubu görüyoruz. Sayın veliler siz eğer çevrenizdeki çocukların davranışlarını değiştiremezseniz kendi çocuğunuzu kurtaramazsınız. Yani bir çocuk kurtarılamaz. Eğer çocuğunuzun derslerinde başarılı, kişilik gelişiminin olumlu, ruh sağlığının yerinde olmasını istiyorsanız onları daha bebekliğinden başlayarak doğru yönlendirmek zorundayız. Bunun için de uzman insanlardan destek almak zorundasınız. Saygılarımla... |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-09-01 | |||
|
|||