Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 10 Kasım 2015
  YAZARIN SAYFASI
12 Eylül 1980
Bin yıllık Anadolu'nun tarihinde halkın ve milletimizin geleceğini olumlu veya olumsuz yönde etkileyen çok önemli olaylar yaşanmıştır. Bu gün milletimizin büyük bir çoğunluğu bu olayları bilmez, bilmediği gibi bu gün anlatmaya kalksanız da anlamak istemez ve anlatamazsınız.

12 Eylül 1980 tarihide bunlardan biridir. Ani bir baskınla milletin çoğunluğuna 'oh! Be!' dedirten bir algıyla geldi, yurdun her köşesinde Şanlı ordumuzun o babacan paşası büyük bir sevgi seli ile karşılandı. Tabiri caiz ise ikinci Atatürk gibiydi. Ağzından çıkan her sözün kanun olduğu ve ağzından çıkan her sözü ve her istediğini halkın %92'lik bir bölümünün onayladığı muhteşem bir Evren paşa dönemi yaşadık. Halen daha onun yazdırdıkları ile dizayn olmuş bir Devlet nizamıyla idare edilmekteyiz.

Ateş düştüğü yeri yakar, bir sağdan bir soldan asılan gençler ve bununla sağlanan ve göklere çıkarılan bir adalet uygulandı, BİNLERCE GENÇ BEYİN İŞKENCELERE MARUZ KALDI. Yıllardır divane biçimde ilçemizde yaşayan o günün mağdur gençlerinden biri (Hüseyin) yaşamaktadır. Hukuk ayaklar altına alındı. Millet çoğunluğu o günleri algılamakta zorluk çekti. Algılayanlar da bir türlü doğruları anlatamadı.

Sonuç da Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anadolu halkı bir nesil kaybetmiştir ve kaybetmeye devam etmektedir. İhtilal anayasası, ne kadar yamalı bohça haline getirilse de bu günlere, idealleri olmayan, nefsine esir edilmiş, iradesi hapis edilmiş bir topluma sahip olmamızın en önemli sorumlusudur.

Bu gün basında, medyada ve yerel basınımızda bu kadar önemli bir olayın unutulması gayet doğaldır ve başka bir şey de beklenemez.  'Yıllardır yaşatılan öyle önemli ve güzel olaylar var ki;  12 Eylül unutulsa ne olur unutulmasa ne olacak' diyenler ve bu algıyı yürütenler çoğunluktadır.

Yanan yürekler, dökülen gözyaşları, verilen canlar 30 yılda çok çabuk unutturuldu.

Hz. Mevlana'nın 'Dün dünde kaldı cancağızım, bu gün yeni şeyler söylemek lazım' sözü bile, sanki dünü unutun anlamında tersinden anlatılmış ve algılatılmıştır. Dünden ibret almayan bu günü değerlendiremediği gibi yarını da asla göremezler.

Bizler medyayı suçluyoruz ama neden birimiz çıkıp o medyayı harekete geçirmediğimizi de sorgulamalıyız. Toplum artık açlık ve tokluk algısıyla yönetilmekte ve buna göre dizayn edilmektedir. Mutlaka haklı bir sebebi ve zorluğu her dönem insanoğlu yaşar ve yaşamaktadır. Bu güne kendini gömmüş her insan dünü ve yarını göremez, göremediği için değerlendirme zemini ve zamanının da bulamaz. Biz bu gün bunu yaşıyoruz. Ayrışmanın yoğun olduğu, fitnenin kol gezdiği, ailelerin bile parçalandığı bir zihniyet mücadelesinin yaşandığı bir toplumdan başka bir şey beklemek asla mümkün değildir.

Binanın ve zinanın en muteber sayıldığı bir dünya yaşamında insanımızdan iyi şeyler beklemek, kuru söğütten boru çıkarmaya çalışmak gibidir.

Kişilik, onur, haysiyet, ciddiyet gibi insanlık değerlerinin kitap sayfalarında kaldığı ve şovmenlere malzeme olarak kullanıldığı bir zamanı yaşıyoruz.

Hak ile batıl'ın mücadelesi bitmeyecektir. Ama tarihi örneklerinde gördüğümüz gibi mutlaka batıl bu dönemde de ağır bir yenilgiyi tadacaktır. İlahi adalet mutlaka haktan yana tecelli edecektir.

Bu gün Evren Paşanın hali dünüyle bugünüyle halkın önündeki en önemli gerçektir. 13.09.2014

ALLAHA EMANET OLUNUZ.

 


   
2014-09-13
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Kaybolan Gençliğimiz