1919'da Mustafa Kemal demokratik bir devlet kurmak istediğinde tüm batılı ülkeler halifenin ve saltanatın yanında yer alıyorlardı. Suudi Arabaistan hala şeyhlerle yönetiliyor ve petrol gelirleri şeyhlerin hanelerine su gibi akıyor. Ama kimse demokrasiden dem vurmuyor!

Dünya yıllardır demokrasi denen bilinmezi tartışıyor. Kendilerini demokratik ülke ve rejimler olarak tanıtan fakat sadece paraya tapan ve asla insanlıktan nasibini almamış ülkeler diğer devletlerin halklarına, yönetimleri demokratikleştirmek vaadiyle yıllardır zulmediyor.

Koca bir dünya sanki tüm işini gücünü bırakmışta kendilerinden binlerce kilometre uzakta ki halkları özgürleştirmeye çalışıyor. Özgürleşmek ne demek peki. Demokrasi mi, seçimler mi, meclis mi?

PEKİ İNSANLIĞA NE OLDU!

Uzun süredir birçok ülkeden kan akıyor ve bunun tek nedeni medya da antidemokratik liderler olarak gösteriliyor. Demokrasi hiçbir ülkeye bir mal gibi ihraç edilemez ve edilmemelidir. Toplumların temel prensipleri ve yaşam tarzları vardır. Bu yaşam biçimlerine en uygun yönetim şekli ile yönetilmelidir. Halk demokrasiye inanıyorsa demokrasi, yok başında bir padişah istiyorsa padişah olmalıdır. Hiçbir devlet bu karara karışamaz. Bu karar halkındır...

Demokrasiyi tartışmayı bırakıp biraz olsun insanlığa yönelelim ve İNSANLIK ı tartışalım istiyorum artık. Dünyanın her yerinde insanlar açlık veya savaş ile hastalıklar yüzünden hava kirliliğinden can verirken hala dünya da soykırım ve linç girişimleri yaşanırken tartışılacak ilk şey demokrasi değil İNSANLIK tır. ABD de veya İngiltere de yaşayan bir insan Suriye ya da Mısır başka yönetim şekli ile yönetiliyor diye bu ülkelerin insanlarına tehdit gözüyle bakmamalı ve bakamazdı.

Ülkeler İNSANLIK için demokrasiyi savunacaklarsa desteklenmeli Demokrasi için İNSANLIK yok edilecekse lanetlenmelidir. Bir devlet demokrasiye geçecek diye ülkede ki halka silah satmak hiçte İNSANCIL değil her ne kadar demokratik olsa da!