Bir iki ay öncesine kadar Kobani'yle yatıp Kobani'yle kalkıyorduk. Bugün ise Kobani'nin esamesi bile okunmuyor. İnsan, neden acaba diye merak ediyor.

Dünyayı yeniden dizayn etmeye kalkan batı, son yıllarda elini Ortadoğu'dan ve İslam dünyasından hiç çekmedi.

Irak'ın işgali, sömürgeci batılı ülkelerin amaçlarına ulaşmasında önemli bir adımdı. Irak'ı kan, acı ve gözyaşına boğan batı, bu ülkenin lideri Saddam en adi bir şekilde idam etti.

İdam televizyonlarda canlı yayınla verilirken Irak bir daha toparlanmayacak şekilde bölünüp parçalandı ve bir sorunlar yumağı haline getirildi.

 Maliki isminde bir maşa başbakanlığa getirilerek mezhep kavgaları körüklendi.

Bu sıralarda Suriye'de de bazı olaylar başladı ve Esed'in halkını bombalamasıyla sorun içinden çıkılamaz hale geldi. Suriye de Irak gibi, kan, gözyaşı ve ateş arenasına çevrildi.

Öte taraftan Arap Baharı hareketiyle Tunus, Libya ve Mısır'da iktidar değişiklikleri oldu. Mısırda istedikleri olmayınca aşağılık bir darbe ile Mursi halledildi.

Kaddafi de Saddam gibi aşağılanarak askerlerine ' beni öldürmeyin, ben sizin babanızım'  şeklinde yalvarıyor izlenimi verilerek öldürüldü.

Batı adım adım amacına ulaşırken Erdoğan diye birisi, Davos'ta İsrail cumhurbaşkanının karizmasını çiziyor. 3. Boğaz Köprüsü, Kanal İstanbul ve 3. Hava limanı projesiyle ortaya çıkıyor. 

Çözüm süreci ile 40 yıldır devam eden teröre son vermek istiyor.

Son yılarda dünyayı büyük ölçüde etkileyen ekonomik krizi başarıyla atlatan Türkiye batıyı ürkütüyor.

Türkiye'de 17 Aralık ve 25 Ocak tarihlerinde darbe girişimi başlatılarak batıya ayak bağı olan Erdoğan ve önemli bir ekonomik güç olma yolunda olan Türkiye bir şekilde bitirilmek isteniyor.

Bu olaylar devam ederken Işid diye bir örgüt ortaya çıkıyor. Işid, neredeyse kurşun atmadan Musul'u ele geçiriyor, Irak'ın önemli bölümünü işgal edip Suriye'ye yöneliyor. Batı basınında ve bizim bir kısım medyada Işid yenilemez, durdurulamaz propagandası yapılıyor.

Işid sonunda Kobani'ye saldırıyor.

Kobani, Kürtler ve PKK için önemli bir konumda yer alıyor. Kürt vatandaşlarımızın akrabaları Kobani'de yaşıyor. PKK burasını kanton olarak görüyor.

Batı medyasına göre Işid, önüne geleni asıp kesiyor. Vahşet görüntüler ekranlardan hiç eksik olmuyor. Tıpkı Erbakan dönemindeki Aczimendi görüntüleri gibi.

Kobani'den Türkiye'ye büyük bir göç dalgası başlıyor. Bu arada BDP ve KCK çözüm sürecinin Kobani'ye bağlı olduğunu söylüyor. Bu yüzden bir isyan provası yapılıyor ve Kobani eylemlerinde 23 kişi hayatını kaybediyor. Bunlardan 4'ü linç edilirken 3 kişi de yakılarak öldürülüyor. Darbe ve isyan girişimi hallediliyor ama Türkiye ekonomisi ağır bir darbe yiyor. Kobani olayı yarım kalan darbe girişiminin devamı olarak yorumlanıyor.

PYD ile koalisyon güçleri Işid' e karşı ortak müdahalede bulunuyor. Koalisyon güçleri Kobani'yi işgal eden Işid'i bombaladığını söylüyor. Bu nasıl bombalamaksa Işid' in gücünden bir şey kaybetmediği görülüyor.

 Kobani'de ise ne olduğu bilinmiyor. Işid' den temizlendi mi, temizlenmedi mi belli değil. Kobani Işid' den temizlendiyse Türkiye'ye göç edenlerden geriye dönen de yok. Bildiğim kadarıyla Kobani yerle bir oldu ve Kobani'nin lafı bile edilmiyor.

Kobani ile ilgili olarak aklımda kalan ise, yarım kalan darbe girişiminin devamı ve batılıların tüm Ortadoğu planlarını bozmaya çalışan Erdoğan'ı bitirme, Türkiye ekonomisini çökertme planın parçası olduğudur.

Not: Yazımı bitirdikten sonra Kobani'den 2 haber geldi. PYD, Kobani'nin Işid' den tamamen temizlendiğini, ABD ise Kobani'nin yüzde 30'nun Işid' in elinde olduğunu açıkladı. Bu da benim yazımın şanssızlığı oldu.

Kalın sağlıcakla...