Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 01 Eylül 2015
Mert ARSLANOĞLU
Mert ARSLANOĞLU kimdir?
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nden mezunum, beş yıl önce kendi şirketimi kurdum. Evliyim, iki çocuk sahibiyim. Çok yoğun çalışmama rağmen yazmak benim tutkum. Düşüncelerimi çok kolay yazıya dökebiliyorum ve insanlarla düşüncelerimi paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Tam anlamıyla araştırmacı bir kişiliğe sahibim. Tarih, bilim, kültür ve sanat dalında bilgilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Özellikle antik çağlarda yazılan eserleri incelemeye, binlerce yıl öncesinden günümüze kalan yazıtlara karşı çok ilgim var. Bloghaber, Milliyet Blog, Radikal Blog sitelerinde yazıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
İnsan kaderinde yazılanı yapıyorsa...
Çok fazla insan aynı soruyu sorduğu için bu önemli konuya bir açıklık getirmek amacıyla bu yazıyı yazıyorum. 'Eğer insanın her yaptığı, her söylediği, her konuştuğu, kısaca tüm günahları da kaderindeyse, o zaman neden bu insan cehenneme gidiyor?' İnsanlar bu sorunun cevabını çok merak ediyorlar. Aslında bu sorunun cevabı Kuran ayetlerinde gizli. Bakın Allah ayetinde nasıl bildiriyor: Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)

Gördüğünüz gibi Allah ayetinde 'cehennem için çok sayıda kişi yarattık' diyor. Yani cehennem için özel olarak Allah tarafından yaratılan insanlar var. Bu insanlar bir değil, bin değil, milyonlarca kişi. Dünyada aramızda dolaşıyorlar, konuşuyorlar, gülüyorlar. Bir şey söylediğimizde cevap veriyorlar. Ama Allah ayetinde bu insanların gözleri olup aslında görmediklerinden, kulakları olup işitmediklerinden bahsediyor. Kalplerinin de kaskatı yaratıldığını söylüyor. Bu ne demek? İman edecek ruha sahip değiller demek. İman eden bir insan onlara tebliğ yaptığında aslında duymuyorlar, ayetler kalpleri kapalı olduğu için onlara etki etmiyor. Gözleri var ama Allah'ın delillerini görmüyorlar. Dolayısıyla yaşıyorlar ama adeta yaşayan bir ölü gibiler.

Bakın Allah ayetinde bu insanları bir ilim üzerine saptırdığını nasıl bildiriyor:

Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (Casiye Suresi, 23)

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar. (Kehf Suresi, 57)

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır. (Bakara Suresi, 7)

Sonuç olarak kalpleri mühürlenmiş milyonlarca insan bize dünyada bir imtihan olarak gösteriliyor. Onlar yiyor, içiyor, çalışıyor, eğleniyor, bu dünya hayatında aramızda geziniyorlar. Hâlbuki daha doğarken kimin cennete kimin cehenneme gideceği belli. Allah cennete gidecekleri iman edecek bir kalple, ruhla ve basiretle yaratıyor. Onlar da Allah'ın delillerini görerek iman ediyor, ibadetlerini yapıyor, hayatları boyunca Allah'ı anıp, kendileri için hazırlanan cennete girmeyi bekliyorlar. İnkâr edenler de ne kadar anlatırsan anlat, ne kadar delil gösterirsen göster asla iman etmiyorlar. Çünkü hidayeti vermek Allah'ın elinde. 'Sen sevdiğini hidayete eriştiremezsin, ancak Allah eriştirir' diyor Allah bir ayetinde. Anlatılan Kuran ayetleri arada görünmez bir perde olduğu için karşı tarafı etkilemiyor. Bu yüzden kendi bildiklerini yapıp, dünyaya dalıp, oyalanıyorlar ve ayetlerden yüz çeviriyorlar.

Son olarak şunu da söylemekte fayda var. Allah'a inanan, iman eden ve ibadetlerini yapan bir insan cehenneme gitmez. Allah kullarına karşı çok adil, çok bağışlayıcıdır. Allah'ın ilmi sonsuzdur, insanın bu ilmi tam anlamıyla kavraması ise imkânsızıdır. Bu yüzden müminler daima Allah'a güvenir, daima O'ndan taraf olur ve daima O'nun sevgisine ve merhametine sığınırlar.

Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, Kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür. (Bakara Suresi, 255)

Kaynak: 
www.allahicinyasamaknasildir.blogspot.com/



   
2015-03-03
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları