Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 03 Haziran 2015
Salih Sedat ERSÖZ
Salih Sedat ERSÖZ kimdir?
1956 Konya Akören doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji bölümü mezunuyum. Gazetecilik, MEB' da öğretmenlik ve idarecilik, Konya İl Kültür Müdürlüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulundum. 1978 yılından itibaren Türkiye’de Yarın ve Merhaba gazetelerinde yazdım. Şu anda Memleket gazetesinde yazıyorum. Evli ve 4 çocuk babasıyım.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Milli Şairimiz ve Tahir Hocamız
İstiklâl Marşımızın yazarı  Mehmet Akif Ersoy; hayatı boyunca verdiği, İslâm ve Vatan ülküsü mücadelesinden bir an geri durmamış, şüheda yurdu olan ülkemizin dört koldan işgal edilmiş olduğu bir dönemde sadece şiirleri ile değil camilerde, evlerde, salonlarda ve meydanlarda yaptığı heyecanlı konuşmaları, çeşitli gazete ve mecmualarda yazdığı etkili makaleleri ile milletimizi kurtuluş savaşına hazırlamış ve durup dinlenmeden halkı büyük bir şahlanışa davet etmiştir. Mehmet Akif, edebî kişiliğinin yanında gerçek bir İslâm âlimi ve ahlâk-i hamîde sahibi fedâkâr bir mü'mindir. Akif, o dönemde verilen hürriyet mücadelesinin sembolleşen ismidir.

Akif, yaptığı güzel faaliyetleri ve Milletine hediye ettiği eserleriyle tarihe mâl olmuş büyük bir şahsiyettir. Akif, o zor dönemlerin yılmaz mücahididir. O, yazdığı şiirlerinin her mısraı buram buram özgürlük, din ve vatan sevgisi kokan dev bir iman şairidir. Akif, iman ve irfanla dolu, din ve vatan sevgisini her şeyin üstünde tutan bir nesil yetişmesi için gayret gösteren büyük bir hatiptir. Mehmet Akif, kaya gibi sağlam imanı, vefası, sadâkatı, yılmayan ve sarsılmayan azmi, sabrı ve sebatı ile yeni nesillerimize heyecan ve canlılık katmaya devam eden örnek bir şahsiyettir. 

Mehmet Akif; hayatı boyunca verdiği mücadelenin yanında, ebedi âleme irtihalinden sonra da milli ve manevi duygularımızı coşturmaya ve milletimizi heyecana sürüklemeye devam etmektedir. Kendisinden sonraki nesillere bıraktığı başta İstiklâl Marşı olmak üzere Safahat'ında topladığı emsalsiz şiirleri ile gaflete düşmüş insanımızı uyandırma, yeniden coşku ve heyecan kazandırma ve milletimizi yüceltme faaliyetini sürdürmektedir.  





Korkma Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır parlayacak,

O benimdir, o benim milletimindir ancak!

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim: bendimi çiğner aşarım

Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

 

 Garb'ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

 Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var,

 Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

 'Medeniyet' dediğin tek dişi kalmış canavar?

 

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...

Kim bilir, belki yarın... belki yarından da yakın.   

  

Rûhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli;

Değmesin ma'bedimin göğsüne nâ-mahrem eli,

Bu ezanlar- ki şehâdetleri dînin temeli-

Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

 Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;

 Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

 Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

 Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

 Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Üzerine giydiği paltosunu bile borç alacak durumda olduğu halde, konulan ödülü reddederek yazdığı ve 94 yıldır büyük bir aşkla, sevdayla, heyecanla okunmaya devam edilen İstiklâl Marşı, 12 Mart 1921'de Milli Marş olmuştu. Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy, hayatta iken 'onu milletime hediye ettim' diyerek İstiklâl Marşı'nı Safahat'ına almamış ve 'Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın' diyerek hayata gözlerini yummuştur.

***  ***  ***

İslâm'ın tümüyle hayatımıza hâkim olması yolunda ömrünü harcayan Erbakan hocamızın vefatından 6 gün sonra, 5 Mart 2011 tarihinde, hayatını İslâm'a hizmet yolunda tüketen muhterem Tahir Büyükkörükçü hocamızı da ebedi âleme yolcu etmiştik.

Tahir Büyükkörükçü hocamız 86 yıllık ömrünü, önce çocuk yaşta başlayarak ilim öğrenmeye daha sonra da, öğrendiği ilimleri yaşamaya, yaşatmaya ve tebliğ etmeye adamış mümtaz bir şahsiyettir.

Kendisini tamamen ilim ve irfana adayan, bu uğurda çilelere ve güçlüklere aldırmadan durup dinlenmeden büyük gayret gösteren, tebliğ ve irşad görevini 60 yıl boyunca hiçbir şartta terk etmeyen, gönüllere hitap eden etkili vaazları ile Konya'mızda bir yıldız gibi parlayan, ismi gibi cismi de Tahir olan muhterem hocamız; yüksek ilminin yanında ahlâkıyla, düzgün ve tavizsiz İslami yaşantısı ile, hâliyle, kâliyle ve cesareti ile Peygamberlerin varisi olduğunu bütün âleme ispat etmiş örnek bir kişiliktir.

Tahir hocamız toplumumuza yol gösteren ve halkımızı aydınlatan bir yıldızdı. Yerinin doldurulması çok zor olan bu yıldız, her fâni gibi ömrünü tamamladı ve aramızdan kayıp gitti. Hocamızın fâni vücudu aramızdan ayrılarak ebediyete gittiyse de, mânevi olarak gönüllerimizde yaşamaya devam edecektir. İnanıyoruz ki geride bıraktığı eserleri ve yetiştirdiği hayırlı evladı sayesinde amel defteri de kapanmayacaktır.

Milli şairimiz Mehmet Akif'e ve O'nu çok seven Tahir hocamıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun, bizleri de cennetinde buluştursun İnşaallah...

NOT: Kanal 42 TV HASBİHAL programım her Pazar saat 11.00'de canlı olarak, her Cumartesi saat 11.00'de de tekrar olarak yayında olmaya devam etmektedir. Bu hafta Yard. Doç. Dr. Mustafa Arıkan hocamızla, Mehmet Akif ve Çanakkale zaferi hakkında hasbihal edeceğiz İnşaallah...



   
2015-03-13
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları