Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 11 Ağustos 2016
Dilek EJDER
Dilek EJDER kimdir?
ARAŞTIRMACI YAZAR, AFORİZMACI, BESTECİ VE ŞAİR; Zemherinin Kardeleni Sarıkamış'ta doğdu Ejderin Kızı; O tam bir sentez avcısı olduğu için Türkiye'nin hemen hemen her tarafını kaçış karış gezdi ve gördüğü tüm memleket tablolarını yüreğinin duvarlarına astı ve belleğine kazıdı. Altmışa yakın yazar ve şairler derneğine üye olup, birkaç yazar ve şair derneklerinin yöneticiliğini de yapan yazar çeşitli faaliyetlerde ve sosyal aktiviteler de hep başarı göstermeye çalıştı. Uluslararası analiz yolculuğu ise Amerika, Almanya, Dubai, Fransa gibi yerlerde soluk almıştır. 5 yaşında kalemiyle tanışan yazar, sonradan yazar olmak için değil, edebiyatın mutfağından geldiği için pişirmiştir kendisini. Sadece Kral değil ona göre bütün halk çıplaktır bazen ve Krala çıplak olduğunu haykıran o çocuk gibidir her daim. Eserleri; Zemherinin Kardeleni Sarıkamış. Şehitlerin Ölmedi ki Türkiyem. Töre Esaretinde Aşk. Doğuda Kız Türkiye de Kadın Olmak. Ah Gülizar. Vee Büyü Aşk Ve Sırr-ı Alem..
  YAZARIN SAYFASI
Ağaçla İnsanoğlunun Tokadı
İnsanoğlu bir gün penceresinin kenarında durdu ve seyrine daldı karşı ki ağacın ve dahi dalın yaprağın...  Kendi içindeydi bakışındaki yolculuğu insanoğlunun... Canı sıkkındı, daralmıştı ruhucanı...

Dedi ki; "Ey Rabb insanoğlunun yükü ne kadarda ağır; 

Keşke bir gül, bir dal, bir yaprak, bir ağaç olsaydım da, insan olmasaydım...'

 

İlk Söz Gül'ün;

Gül dedi ki 

'Ey fani, benim mevsimim bir bahardır;

Senin İlkbahar Yaz'ını, Sonbahar Kış'ını ben tek baharımda yaşarım.

Yağmur yağar ıslanırım, Güneş vurur kavrulurum...

Önce rüzgar birer birer tanelerimi savurur; sen ise tek tanesi dökülmüş bir gül görürsün...

Oysa göremediğiniz yanımız, ya saçımızdır kel olmuşuzdur, ya gözümüzdür kör olmuşuzdur...

Yaaa işte civanken düşeriz ölüme..."

 

Yaprak dedi ki; 

'Ey fani, sen hiç taptaze kuruyan yaprak gördün mü?

Yaprakta yara, bere alır, delik delik olur bedeni, sonra kurur canı;

Akıntıdan akıntıya sürüklenir, rüzgardan rüzgara savrulur, sonra ölür gider...'

 

Dal dedi ki; 

"Ey fani sen hiç gördün mü yaprağıyla solan terü taze dalı?

Dal yaprağını savurur, çiçeğini kurutur, sonra düşer ağacının gövdesinden;

Testere görür, ateş görür heyelandan heyelana, akıntıdan akıntıya kapılıp gider..."

 

Son Söz Ağacın...

Ağaç dedi ki;

 'Ey fani sen hiç gördün mü gölge veren ağaca gölge vereni?

Gölgemde serinletirken Güneş yakar canımı, dalım yaprağım feryada düşer..

Faydanıza koşarken, kendi feryadıma sağır düşerim.

Yaprağım dökülür, dallarım kırılır, gövdem sobanızda yanar...

Güneşte serinletirim sizi, soğukta ısıtırım, ama ben hep yanarım;

Serinletirken sizi Güneşte yanarım, ısıtırken sizi ateşte yanarım...

Ne olursam olayım sırf sizin için ben hep yanarım...

Bende size bakar; 'Keşke bir ağaç altında gölgelenen bir insan olsaydım, amma bir ağaç olmasaydım' derim... 

Şimdi de hele insanoğlu siz mi şanslısınız yoksa biz mi?

 

Kapattı perdesini, kızardı yüzü, utandı insanoğlu... Anladı yada anlamadı... 

 

Haftaya Bir Başka Yazımda Buluşmak Dileğimle

Hoşça Kalın, Dostça Kalın Ama Sevgisiz Ve Bensiz Kalmayın.

Sevgilerimle... 

Dilek EJDER



   
2015-04-24
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları