Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Mayıs 2015
Gürbüz BATTAL
Gürbüz BATTAL kimdir?
1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
1915'ten 2015'e
1915'li yılar, Osmanlı İmparatorluğu için trajik bir dönem olmuştur. Bu yıllarda 1. Dünya Savaşı'na katılan milletler büyük acılar çekerken en büyük yıkımı Osmanlılar yaşamıştır. Osmanlılar, 5 milyon km kare toprağının 4 milyon kilometre kareden fazlasını ve 5 milyon insanını kaybetmiştir. 5 milyon insanın yarısının asker, yarısının da sivil kayıplar olduğu tarihi kaynaklarda yer alıyor.

1970'lerde Ermenilerin 1915'te büyük acılar çektiği, soykırıma uğradığı şeklinde gelişmeler yaşandı.

1970'lerde ASALA terör örgütü, soykırımı, Türk diplomatlarını suikastlar sonucu öldürerek dünya kamuoyuna taşıdı. Suikastlar sonucu 31 Türk diplomatı ve çeşitli ülkelerden 43 kişi hayatını kaybetti. (Tanıtım atağından sonra ASALA kayboldu.)

Katliamlardan sonra soykırım kavramı, Ermeni Diasporası tarafından siyasi arenaya taşındı. Diaspora, gece gündüz demeden çalışarak hem kendileri açısından hem de bizim açımızdan önemli sonuçlar doğuracak kararlar aldırdı. Tüm dünyayı haklı olduklarına inandırdı.

Türkiye, bu katliamlar ve Ermeni Soykırımı kavramlarının dillendirildiği sırada dışişleri bakanlığımız kış uykusundaydı ve henüz uykudan uyanamamıştı. Daha doğrusu bu konu ile ilgili bilgi sahibi olan yetkili yoktu.

Çünkü yeni kurduğumuz TC ile bir yerde geçmişimizi inkâr etmiştik.

Ermeniler batının da kışkırtmasıyla 1870'lerde önceleri masum dernekler kurarlar. Erzurum'u Güzelleştirme Derneği, Kimsesiz Çocuklara Yardım Derneği gibi derneklerden sonra Ermeni Kültürünü Yaşatma Dernekleri gibi şekil değiştiren dernekler kurulur. Ardından Ermeni komitacıları adım adım Ermeni isyanına giden dernekler kurmaya başlar.

Esas amacı, Osmanlıyı tarih sahnesinden silmek amaçlı olan 1. Dünya Savaşı sırasında 4 bir taraftan kuşatılan Osmanlı, çok zor günler geçirmektedir.

Birinci Dünya Savaşı'ndaki karışıklıklılık sırasında Ermeni komitacıları Rusya'dan aldıkları destekle Doğu Anadolu'da isyan çıkarıp katliamlara başlar. Ermeni isyanları karşısında önce savunmaya geçen Osmanlı, olayların önlenmesi için Ermeni Patriği, Ermeni milletvekilleri, Ermeni Komitalarına ve Ermeni cemaatlerini uyarır. Daha büyük karışıklık çıkarırlarsa sert önlemler alınacağını söyler.

Ermeniler buna rağmen Ermeni bağımsızlığına yönelik plan çerçevesinde, Doğu Anadolu'da katliamlar yapmaya başlayınca Osmanlı Devleti, meydana gelen ayaklanma ve katliamları sona erdirmek için Doğu Anadolu'da büyük bir tehcir hareketine başlar

Tehcir hareketi sırasında her iki taraftan da can kaybı olur, İnsanlar çok büyük sıkıntılar çeker. Tehcir sırasında intikam peşindeki gruplar, çeteler, açlık, salgın hastalıklar nedeniyle büyük kayıplar meydana gelmiştir ki kayıplarda çok sayıda Türk de vardır.

Hâlbuki Osmanlı, tehcir sırasında Ermenilerin güvenli şekilde nakledilmesi için her türlü önlemi almış, tehcir sonunda da çok sayıda görevli cezalandırılmıştır.

Ermenistan'dan Türkiye'ye gelen çok sayıdaki Ermeni bile, sorunun halklar arasında olmadığını, siyasilerin ve Alpaslan'dan başlayan Haçlı zihniyetinin sorunu olduğunu kabul ediyorlar ki bu doğrudur.

60 yıldır Türkiye'yi AB kapısında bekleten haçlı torunları da tartışmaya katılarak 1915 olaylarının soykırım olduğu kararını alıyor. Fransa, Almanya, Rusya bu kervanın önderleridir.

İslam coğrafyasını kan ve ateş denizine çeviren haçlı çapulcularının hamisi ve kışkırtıcısı papalık makamının son temsilcisi de bu olayları soykırım olarak değerlendiriyor.

AP' nin soykırım kararı yenilip yutulacak şeyler değildir. Obama da bu olaylar için soykırım demiyor ama daha beter laflar ediyor.

Tarihi gerçekler bir tarafa bırakılırken papalar, lobi faaliyetleri, parlamenterler, sanatçı bozuntuları, olayları değerlendirme gücü ve kapasitesi olmayan siyasiler de sırf gıcıklık osun diye 1915 olaylarını soykırım olarak değerlendiriyor.

Tüm bunlara rağmen devletin verilerine göre yurdumuzda 80 bin Ermeni Türk vatandaşı olarak yaşarken 200 bin Ermeni kaçak yollardan Türkiye'de çalışıyor.

Artık herkes biliyor ki nefret söylemi barış ve huzur getirmiyor.

24 Nisan'da Çanakkale'de yapılan törenlerde göğüs göğüse çarpışan milletlerin torunları omuz omuza vererek ortak acıları paylaşabiliyor.

Ortak acıların dostluğa dönüşebileceğini göstermiş oluyorlar.

Tüm bu gelişmelerden sonra biz ha bire karşılıklı olarak arşivlerimizi açalım diyoruz ama adamlar 1-0 öndeyken neden arşivlerini açmayı kabul etsinler ki?

Tüm bu gelişmeler karşısında Allah yardımcımız olsun.

Kalın sağlıcakla...



   
2015-05-01
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları