Serdar USMAN
|
|||
![]() 1971 Ankara doğumlu olan Serdar Usman, Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu. Usman, evli ve 3 çocuk babası.İngilizce ve Arapça biliyor. Dış ticaret uzmanı olan ve 17 yıldır bu mesleği devam ettiren Usman, birçok firmanın da dış ticaret danışmanlığını yürütüyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika'daki pek çok ülke ile ihracat faaliyeti yürüten Usman çok sayıda sosyal sorumluluk faaliyetinin yanında sivil toplum kuruluşlarında da görev aldı. Usman, bir diğer taraftan yerel bir gazetede 8 yıl köşe yazarlığı yaptı. Şu anda Hakimiyet Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Usman, bunun yanında da Konya Pusula Gazetesinde ekonomi danışmanlığı yapmaktadır. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
CHP’yi bir de benden dinleyin -I | |||
![]() Seçimlere az bir zaman kala dışarıdan ve içeriden koparılan vaveylalarla CHP'nin karanlık iktidar dönemlerini yeniden bu ülkenin başına musallat etmeye çabalayan şer güçlerin kıvır kıvır kıvranışına hep birlikte tanık oluyoruz. Gelecek nesillerin işleyecekleri konuların başında bugünkü yaşanan gelişmeler hep gündemde yer alacaktır. Çünkü iki çıta arasında gidip geliyoruz. Çıtalardan biri ülkemizin ileriye dönük yüzü, diğeri de geçmişe dönük yüzüdür. İleriye dönük yüzde reform ve gelişmeler var. Geriye dönük yüzde ise statükoculuk ve baskı rejimi var. Zihin tazeleyelim. Bugün demokrasi havarisi kesilen artık partilerin bu ülkede 15 yıl önceki iktidarları zamanında başörtülü kızlarımız okula giremiyordu. Üniversite kapılarında CHP milletvekili Nur Serter'in komutasında ki Mustafa Kemal Askerleri(!) tarafından irtica geliyor bahaneleriyle nöbet tutan muvazzaflar, kapalı öğrencilerimizi okul kapısında ki ikna odalarında ya başını açmaya zorluyor ya da direnenleri geri gönderiyorlardı. Bu ülkede Filistin'e yapılan Yahudi zulmünü işleyen bir piyes bahanesiyle askeri darbeye yeltenen komutanlar vardı. Türkiye'nin huzurunu bir çırpıda bozacak ve ekonomide kayıp yaşatacak olan gelişmeler o devrin siyasi aktörleri tarafından hiç önemsenmezdi. Kendi zihniyetlerine göre işlediği sürece demokraside yahut ekonomide geriye gidiş olsun, hiç fark etmezdi. Bu ülkede eğer kazara ağzınızdan şeriat kelimesi çıksaydı, yandıydınız. Şeriat denildiğinde akıllara İslam gelirdi. İslami rejim gelirdi. Kelimeler suçluydu, kullanılamazdı. Şeriat kelimesi ne anlama gelir bilir misiniz? Gelin, birlikte bakalım: Şeriat, Arapça kökenli bir sözcük olup; "yol, mezhep, metot, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol" anlamına gelir. İslam dinindeki ıstılah anlamı ise "ilâhî emir ve yasaklar toplamı", "İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'ın ayetleri, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in söz ve fiilleri ve İslâm bilginlerinin görüş birliği içinde bulundukları hususlara dayanan ilâhî kanundur. İşte her Müslümanın can ve baş koyacağı bu ifadeleri kullandığınız zaman suç işlemiş oluyordunuz. Bu ülkede Atatürk hakkında en ufak eleştiri dahi yapamazdınız. Hâlbuki tüm insanlar hata yapabilir ve yanlışları olabilirdi. Ama Ata'ya yanlış isnat edemezdiniz. Valla açıkçası hataları vardı. Buradan bir kaçını zikredeyim. Mesela Kürt Sorununun fitilini yakan kişinin Atatürk olduğunu görüyoruz. Atatürk'ün de elbette doğrularının olması ne kadar olağan ise yanlışlarının olması da o kadar olağandır. Ama onu tanrılaştıran CHP zihniyetinin yaptığı zulümlerde Kemalizm'i dayanak olarak ortaya koymasının bu ülkeye maliyeti hem madden hem de manen çok pahalıya mal olmuştur. Zamanında Atatürk'e soruyorlar "doğuya yol mu yapalım okul mu?" O'da diyor ki, "Yol yapın ki ordu girebilsin." İşte zamanında bu sorun çözülmüş olsaydı bugün Türkiye'miz daha farklı bir konumda olabilirdi. Sorunu çözmek için eğitim amaçlı okullar inşa edilse fabrikalar kurulsaydı o gün zulme uğrayan hatta canından olan Kürt kardeşlerimiz olmayacaktı. İşte bu o zamanın en büyük hatalarından biri olmuştur. Şimdi bu ifademde haksız mıyım? Lütfen biri bana bunu açıklasın. Peki, Atatürk'ün ikinci hatası sizce ne idi? Bence Alevilerin yaşadığı sorunların temelinde bu güzel ülke inşa edilirken devletimiz Türk-Sünni kimliği üzerine bina edildi. Aleviler tamamen göz ardı edildi. Bizler Sünni olarak bunu zaten kabullenemeyiz. Çünkü bu topraklar farklı dillere, dinlere, mezheplere, ırklara kucak açmış bir mucizeler bütünüydü. Yanlış siyaset nedir? Birilerini yok saymaktır. Siyasetçi iseniz, her farklı oluşumun farkındalığında olmak zorundasınız. İşte zamanında on yıllarca süren Alevilere yönelik baskılar, suikastlar ve katliamlar bu toplumda derin yaralar açtı. Anlamadığım ise şudur, bugün Aleviler CHP'ye oy veriyor. Kendilerini yok sayan bir anlayışa bugünkü desteğin ardında yatan etken acaba ne olabilir? Çok merak ediyorum. Atatürk üçüncü hatasını da en başta değindiğimiz dini değerlerin dejeneresiyle yapmıştır. Hani bilirsiniz, şapka kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle birçok din büyüğümüz darağacında sallandırılmıştır. O zamanın şartlarında şapka takmak medeniyet ölçüsüydü. CHP geçmişinin karanlık sayfalarında 1400 yıllık ezan geleneğimiz bir çırpıda bozularak Türkçe okunmaya başlanmış, simgesel ve görsel ögelere göre yol almaya çalışan zihniyetinde bir başka zulmü daha devreye sokuyordu. Ezan zulmü 1950 yılına kadar devam etmişti. Gelecek yazımda devam ediyoruz. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-05-13 | |||
|
|||