Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 29 Ağustos 2015
Serdar USMAN
Serdar USMAN kimdir?
1971 Ankara doğumlu olan Serdar Usman, Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu. Usman, evli ve 3 çocuk babası.İngilizce ve Arapça biliyor. Dış ticaret uzmanı olan ve 17 yıldır bu mesleği devam ettiren Usman, birçok firmanın da dış ticaret danışmanlığını yürütüyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika'daki pek çok ülke ile ihracat faaliyeti yürüten Usman çok sayıda sosyal sorumluluk faaliyetinin yanında sivil toplum kuruluşlarında da görev aldı. Usman, bir diğer taraftan yerel bir gazetede 8 yıl köşe yazarlığı yaptı. Şu anda Hakimiyet Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Usman, bunun yanında da Konya Pusula Gazetesinde ekonomi danışmanlığı yapmaktadır.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Seçimler bitti, şimdi ne olacak?
Uzun zamandır süregelen genel seçim çalışmaları önceki gün yapılan oylamayla sona erdi. Milletimizin tercihi sonucunda AK Parti yeniden birinci parti oldu. Ama tek başına iktidarı elde edecek milletvekili sayısına ulaşamadı.
Bundan sonrası için yapılacak en mantıklı iş, hükümeti oluşturacak koalisyon partilerinin AK Parti'nin önceki dönem başlattığı yatırımları bir an önce sona erdirmek iç ve dıştan gelmesi muhtemel tahriklere asla kapılmamak olmalıdır.
Çünkü içte ve dışta dostumuzdan çok düşmanımız var. İçeride yıllardır beslenen hainler var. Bunlar hem içten hem dıştan kazanı kaynatmaya devam ederek AK Parti döneminde başlatılmış olan güçlü yatırımların önünü kesmek isteyeceklerdir.
Bu sonuçlara en çok sevinenlerden biri de hiç şüphesiz Angela Merkel olmuştur. Çünkü kendi güdümlerinde ki hainlerin onca provokatif ve saçma uğraşlarına rağmen AK Parti'nin halen birinci parti olması ve yoluna gitmesi karşısında yine de çılgınlığa kapılacaklardır. Akıl melekelerini yitiren böyleleri için bize düşen en mantıklı hareket olaylar karşısında sekinetimizi korumak olmalıdır. Sonuçta seçimler bir yarıştır. Kazanmakta, oy kaybetmekte olur, kaybetmekte olur.
Bugüne kadar muhalefet partileri yanlarına aldıkları paralel cephenin provokatif söylemleri ve eylemleriyle HDP'nin hormonal büyümesine katkı sağlamışlardır. CHP ve MHP'nin tutumları bu gerçeği önümüze koymuştur. Bugünden itibaren MHP'nin HDP aleyhine savuracağı söylemler inandırıcılığını yitirmiştir. Hatta CHP, kendinden ümidi kesmiş ve üstü kapalı HDP'nin barajı geçerek
AK Parti'nin tek başına iktidar elde edememesi için çaba göstermiştir. CHP, oy kaybettiği halde kara mizah örneğine konu olacak düzeyde başarı çığırtkanlığının ana sebebi budur. Başarı için kendisine asgari % 35 sınırı koyan Kılıçdaroğlu, bu söylemini unutmuş, olası bir koalisyon hükümeti durumunda hayallerini süsleyen başbakanlık ya da başbakan yardımcılığı koltuğu hayalleriyle avunmaya başlamıştır.
Bu sonuçlara göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na CHP seçmeni vize vermemiştir. Konuştuklarına inanmamış ve kendisinin bol keseden savurduğunu kullandığı oylarla yüzüne haykırmıştır. Böylesi net bir durum için Kılıçdaroğlu'nun yapması gereken CHP vestiyerinden ceketini alarak Gençlik Parkı'nda bir banka oturarak etrafına toplanan meraklı gençlerle anısını paylaşmak olmalıdır. Bu hezimete de nasıl bir kılıf uyduracak pek bilinmez ama illa ki kalmak için çabalayacaktır. Ama onun bu çabası partinin içinde oluşacak yeni kaynamalara dur diyemeyecektir.
CHP'nin şu anki durumu, 2002'de AK Parti'nin ezici bir güçle iktidara geldiği seçimler sonrasında siyaset mezarlığında yerini alan Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Ahmet Necdet Sezer ve Tansu Çiller'den hiçbir farkı yoktur.
MHP Genel Başkanı için durum pek farklı olmasa da mevcut oy oranını biraz artırsa da istenen düzeye ulaşamamış olmanın verdiği kısa süreli bir sancı yaşanacaktır. Ama bu sesler cılız kalacağından MHP, Devlet Bahçeli ile yoluna devam edecektir. Ama bir daha ki genel kurulda Bahçeli'nin yerine yeni bir alternatif isim çabaları da başlayacaktır.
HDP'nin barajı aşması, az öncede ifade ettiğim gibi ülkemizin siyasetini dışarıdan dizayn etmeye çalışan şer güçlerin katkıları ve içeride ki yardakçıları sayesindedir. Doğuda farklı batıda farklı siyaset takip eden bu örgütün PKK ile olan bütünlüğü sebebiyle halkın büyük çoğunluğu nezdinde siyasi partiden çok terör örgütünün sesi niteliğinde görülmekte olduğu için ve kullandıkları sivri dil devam ettiği takdirde ülkemizde yeni sıkıntılı günler bizi bekliyor olacak.
Bundan sonrası için ne mi olur? Dağla irtibata devam ederler. İmralı için daha fazla tavizler isterler. Peki, bunun sonu nereye varır? Onu da ifade edeyim. HDP'de illa ki şımarıklık başlayacaktır. Bunda sınırı aşarlarsa az çok dış bağlantıları ve destekçileri belli olan bu örgüt için bir sonraki seçimler tahmin edemeyeceği kadar ciddi çöküş olacaktır. Bundan sonrası terör eylemleri için idam cezası çıkarılması vatandaşın beklentisidir. Bunun içinse AB sevdasından vazgeçilir. Avrupa Birliği bizim için çok önemli mi? Artık değil.
Hatta bu birliğe girmemek Türkiye'nin hayrına bile olur. Çünkü bugünkü ekonomik seyirlerine bakıldığında gelecekleri bulanıktır. Birlikten kurtulmak isteyen ülkeler vardır. Cazibesi kalmamıştır. Kopenhag Kriterleri dedikleri uygulamaları tek taraflı ve kendi menfaatleri söz konusu olduğunda işlemektedir. Avrupa ülkeleri, bir zamanlar Türk Milleti'nin gözünde el üstünde tutulurken bugün çok sayıda vatandaşımızı isteseniz de silah zoruyla gönderemezsiniz.
Çünkü ne ekonomik, ne sosyal ne de güvenlik açısından itibarları kalmamıştır. Bizim ülkemizi de bu sarmalın içerisine sokarak sıkıntıya düşmenin bir anlamı yoktur. Eğer o denizin içine girmekte ısrar edersek kendi düşen donlarını kaldırmak için bizi eninde sonunda kabul edecekler ama bizde kendilerinin düştüğü girdapta döne döne boğulup gideriz. Bu yüzden yeni oluşacak hükümet için AB'den kurtuluş düğmesine basmak en önemli seçenek olacaktır.
Sonuç itibariyle bir seçim daha atlattık. Bundan sonra ne olur, yeni günler ne getirir bilinmez ama koalisyon çözüm değildir. Mevcut partiler arasında kurulması muhtemel bir koalisyon hükümetinin temeli çürük olacaktır.

 



   
2015-06-10
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları