Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 03 Temmuz 2016
Hüseyin GÜZEL
Hüseyin GÜZEL kimdir?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın çeşitli kademelerinde öğretmen olarak görev yaptıktan sonra emekli oldum. Çeşitli site ve bloğlarda 2008 yılından bu yana yazılarım yayınlanmakta.
  YAZARIN SAYFASI
Yaşayabileceğimiz başka bir dünya yok
Dünyanın üzerinde kara bir bulut dolanıyor. Yer altı ve yer üstü kaynaklarından dizginlenemeyen bir kâr hırsı, arsız bir servet biriktirme tutkusu canlı yaşamının geleceğini karartıyor. Yeryüzü kazılıyor, yırtılıyor, yıkılıyor, yakılıyor ve bambaşka bir bedene bürünüyor. Her yıkım onarılması güç sonuçlar doğuruyor.

Tarım toprakları erozyona kurban veriliyor. Kullanılabilir  milyonlarca  ton su israf ediliyor. Tonlarca gıda ürünü çöpe atılıyor. Yaşadığımız coğrafyanın omurgası değişiyor. Adeta soğuk, tekdüze, durgun bir yaşam biçimi ile hayatı yutuyor.

Bu olumsuz gidiş karşısında ülkemizin durumu nedir?

Verimli topraklarımız erozyona kurban edilmiyor mu?

Tonlarca kullanılabilir su israf edilmiyor mu?

Tonlarca gıda ürünü çöpe atılmıyor mu?

Bu ve benzeri onlarca soruya olumlu yanıt verebilir miyiz?

Gerçek o ki Dünya coğrafyasının ayrılmaz bir parçası olan Anadolu coğrafyasında da benzer çevresel olumsuzluklar görülmektedir.

Termik santral için Yırca'da bir gecede 6 bin zeytin ağacının kesilmesi,

Derelerimiz üzerinde yapılmakta olan HES'lerin kimi iptal kararlarına rağmen inşaatlarının devam etmesi,

Validebağ Korusu sorunu,

İstanbul'un akciğerleri olan Kuzey Ormanlarında  3.Köprü inşaatı ve 3. Havaalanı yapılması için binlerce ağacın kesilmesi,

Kent merkezlerinde yeşil alan olarak belirlenen yerlerin, kentsel dönüşüm kapsamında betonlaştırılması,

SİT alanı olmasına rağmen Bozcaada ve Yassıada'nın yerleşime açılması,

Bunlar onlarca çevresel sorundan sadece bir kaçı. Yaşanabilir bir coğrafyaya muhtacız. Betonlaştırılmış alanlar gelecekte daha çok tarım arazisine ihtiyaç duyacak olan insanların işine yaramaz.

Koruları, ormanları, kıyıları, yeşil alanları buharlaştırarak geleceğimize sahip çıkamayız. Kentlerimizi yaşanabilirlikten çıkararak sağlıklı yaşayamayız.

Uydu kentler kurarak şehirlerin dokusunu bozmak kentlerin yaşanabilirliğini kaybetmesine neden olacaktır.

Yaşayabileceğimiz başka bir dünya yok. Bunun bilinciyle hareket etmemiz gerekir.

Tarihimize, kültürümüze,toprağımızı, suyumuza sahip çıkmalıyız. İnsana hüzün veren olumsuz gelişmelerin alternatifini mutlaka bulmalıyız.



   
2015-06-13
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları