Ahmet LAZ
|
|||
![]() 1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Oh Ne Rahatmış!.. | |||
![]() Saf adamın biri merhum Nasrettin Hocaya gelerek evinin çok dar oluşundan şikâyet eder. Hoca; ‘ahırda eşeğin var mı?' diye sorunca, evet cevabını alır. ‘Eşeğini de evindeki yaşam odasına koy' der hoca. Adam, peki der gider. Bir hafta sonra tekrar hocaya gelerek; ‘eşeği odaya koyduk ama ev daha da daraldı' diye şikâyetini yeniler. Hoca bu sefer de ‘ineğin var mı?' diye sorunca adam, safça yine ‘var' der. Hoca, ‘onu da içeri al' der. Adam yine peki der ve gider. Bir hafta sonra yine gelerek hocam ‘evimiz daha da daraldı, bir çare bul' deyince, bu sefer de tavukları eve koymasını söyler. Adam bunu da uygulayıp bir hafta sonra tekrar şikâyete gelir ve ‘hocam evde tek ayaküstünde dahi duracak yer kalmadı' deyince, hoca çare olarak eve koydurduğu eşek, inek ve tavukları çıkarmasını söyler. Adam bunu da uygulamaya gider ve bir hafta sonra geldiğinde hocaya; ‘hocam, Allah razı olsun. Evimiz ne kadar da genişledi' der. Melih Gökçek'in, Refah Partisinden Ankara'ya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu ilk yıllardı (1995). Ankara'da metro ve üç katlı kavşaklar henüz yoktu. Sıhhiye ve Kızılay'ın trafik akışını hızlandırmak için, Mithatpaşa caddesinden gelip de Necati bey ve Kızılay istikametine gidecekler için U şeklinde bir üstgeçit yapılması planlanmıştı. Projeler yapılıp inşaat başlar başlamaz, mimarlar odası ve bölgeden birkaç esnaf, ‘istemezüüük' diye mahkemeye koştular. Bir yandan mahkeme devam ederken, diğer yandan da inşaat hızla yapıldı. Sonunda mahkeme süreci tamamlanmadan inşaat bitirildi ve açılışı yapıldı. Açılıştan sonra da mahkeme, ‘U dönüşü üst geçişin trafiğe kapatılmasına' karar verdi. Yol, trafiğe kapatılarak mühürlenmesinden itibaren 10 dakika bile geçmeden bir sürücü, arabası ile mahkemenin mührünü de şeridi de parçalayarak yolu trafiğe açtı. O andan itibaren de yol bir daha trafiğe kapatılamadı. Bir yıl öncesine kadar Kilis'te ana yollarımız dahi, tek yön ama iki şeritti. 30 Mart 2014 seçimleri ile göreve getirdiğimiz belediyemiz, yolun bir şeridini ücretli hale getirerek bir firmaya kiraladı. Geniş yollarda benzer bir uygulama yapan Gaziantep belediyesine özenip, yollarımızı ücretli otopark haline getirerek tek şeride düşürdü. Valimiz de yeniden restore edilen valilik binasının çevresine barikatlar kurarak, zaten yetersiz olan bazı yollarımızı trafiğe kapattı. Çok az olan yollarımızı iyice azalttı. Oysa böyle kararlar, medeni yönetimlerce halka da sorularak veriliyor. Bir yandan arabaların sayısındaki artış, diğer yandan bu uygulamalar, yolların kendiliğinden genişlememesi ve yeni yolların açılamaması trafiği de felç ediyor. Kaldırımlarımızın genişliği, yayalar için bile yeterli değilken, elektrikli ve normal bisikletler kaldırımlarda yayalara rahatsızlık veriyor. Birkaç gün evvel, yazarımız Süleyman Mercimek, bu konuda güzel bir de makale yazmıştı. Ortada bir yetki karmaşası mı, ihmal mi, sorumsuzluk mu var? Yoksa bizim anlayamadığımız nedenler mi? İlimizde yaşayan halkın büyük çoğunluğu, motosikletlerin çıkardığı seslerden rahatsız oluyor. Belki sayın valimiz de, bu seslerden uzak olmak için yeni valilik binasının çevresini trafiğe kapattı. Ama halkımızın rahatsızlıkları için de bir çözüm bulunmalı değil mi? Biri yolları pazarlıyor, diğeri kapatıyor, sorumsuz esnaf kaldırımları işgal ediyor, bilinçsiz çocuklar da bisiklet ve motosikletlerle kaldırımlarda keyif yapıyor. Bir yetkili de bulunamadığı için gücü yeten yetene. Sesinizi çıkarmazsanız da asayiş berkemal. Sonuç olarak geldiğimiz durumda, Belediye Başkanımız ile Sayın Valimiz olmasa, biz de Kilis'in ne kadar rahat ve huzurlu bir şehir olduğunu anlayacağız. Hani filozof Diyojen, kendisine ‘benden bir isteğin var mı?' diye soran zamanın imparatoru İskender'e, ‘gölge etmeyin de başka ihsan istemem' derken ne güzel ifade etmiş. Huzurlu ve mutlu bir ortamda kalın sağlıkla... Ahmet Laz [email protected] |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-06-15 | |||
|
|||