Mustafa KOCA
|
|||
![]() 1955 Yılında Mersin, Musalı Köyü'nde doğdum. ODTÜ Kimya Mühendisliği Fakültesinden mezunum. Tarımda ve Gıdada kullanılan Kansere neden olan Kimyasallara şiddetle karşıyım... Çocuklarda Zihinsel Gelişimin yapılandırılmasını anlatan KELEBEK TERBİYECİSİ ve tarım uygulamaları ile kanser arasındaki ilişkiyi anlatan TOPRAĞIN ÖLÜM ÇIĞLIĞI isimli yayınlanmış iki tane kitabım var... Yerel Gazetelerde KANSERLE ilgili çok sayıda makalem yayınlandı... Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Kilo verme üzerine şehir efsaneleri | |||
![]() Öncelikle Kimya Mühendisi kimliğimle çayların şehir efsanesi olduğunu söylemeliyim. 70 derece sıcaklığı gören bütün bitkisel yapılar, yapısal değişime uğrar. Her tür çay en iyimser durumda 80-100 derece sıcaklığa ulaşır. Bu durumda bitki çayı yapısal değişime uğrar ve içeriğindeki bileşenler değişir. Bu durumda yalnızca bitkinin yapısında bulunan mineraller fayda sağlar. Doğal yaşama baktığımızda yaban hayvanlarının besinlerini çeşitlendirdiğini görürüz. Keçi eti ev etine en yakın ettir, bunun nedeni hayvanın beslenirken besinlerini çeşitlendirmesi, av hayvanlarına yakın bir beslenme tarzının olmasından kaynaklıdır. Sağlığınız için bağırsak floranızı zenginleştirmek zorundasınız. Bunun için de bitki çayları değil, o bitkileri salatanıza katmalısınız. İnsan vücudunun ihtiyacı olan enzim sayısı 3.200 civarıdır, sizlerin vücudunuzda ortalama 600 enzim bulunmaktadır. Besin olarak tükettiğimiz bitki sayısı 60- 80 arasıdır. Halbuki ülkemiz bitki florası açısından çok zengin olup (14.000-16.000) bu bitkilerin yarısından fazlası besin özeliğindedir. Bu kadar zengin bitki florası içerisinde insanların 60-80 arası bitkiyle yaşamlarını sınırlıyor olmalarına, bu kadar çok hastalıkla mücadele ediyor olmalarına bir anlam yükleyemiyorum. Daha önce yazdığım yazılarda da kilo vermek için diyet yapmanın bağırsak florasını bozması nedeniyle intihar etmekle aynı anlama geldiğini yazmış, gerekçelerini açıklamıştım. Besinlerin metabolizmaya katılımı bir dizi işlem sonucunda gerçekleşir. İnsan bağırsağında ortalama vücut hücrelerinin on katı kadar faydalı bakteri (probiyotik) bulunur, bunların büyük çoğunluğu bağırsaklardadır ve sindirim işlevimizin %70'den daha fazlasını bunlar gerçekleştirir. Pazara, manava gittiğinizde sebzelerin, meyvelerin en gösterişlilerini seçersiniz, eğer bağırsaklarınızda bu besinleri parçalayacak bakteriler yoksa size hiçbir faydası olmaz. Eğer bir meyve çürümeye başlamışsa bozulduğu yeri keser atarsınız, oysa küflü yeri sıyırıp temizledikten sonra geride kalan çürük kısımın probiyotik yönünden bağırsaklarınızın eksiklerini gidereceğini neden kabul etmezsiniz? Daha çok dikkat çekmesi için bazı hikayeler bir ünlüye mal edilerek anlatılır. Nasrettin Hoca, Namık Kemal Temel hikayeleri gibi. Çörek otu ile ilgili Peygamber efendimize atfen ‘' Ölümden başka her derde devadır'' sözü de uydurulmuş bir sözdür. İnsan metabolizması için faydalı bir bitkidir, ancak ortalama diğer bitkiler kadar şifalıdır. İnsan metabolizmasına yararı yabani yulaf, ya da aynısafa bitkisi kadardır. Kaldı ki bir metabolizma faaliyetinin tamamlanmasının bir tek bitkiye bağlanması bilimsel olarak akılcı da değildir. KİLO almanın temelinde tamamlanamamış metabolizma faaliyetleri vardır. Bir işlemden geçmiş ama metabolizma faaliyetlerine katılamamış besinler kilo aldırır. Çivisi ya da çekici olmayan bir marangozun tahtaları biriktirmesi gibi bir olaydır kilo almak. Marangoz tahtaları biriktirir, insan vücududa metabolizma faaliyetini tamamlayamadığı yarı sindirilmiş besinleri biriktirir... Bir insanın bedenini; en ücra köşedeki hücreye, dokulara, organlara, sistemlere, salgı bezlerine ve onların işlevlerine varıncaya kadar en iyi tanıyan o insanın kendi beynidir. Çocukluktan, gençlik yıllarından itibaren onlar arasındaki koordinasyonun bozulmasının iki önemli sebebi vardır. Bunlardan birisi vücudun ihtiyacı olan maddelerin alınamaması, diğeri otonom sinir sistemiyle bedenin diğer noktaları ( salgı bezleri, organlar, hücreler) arasındaki iletişim kopukluğudur. Bir sağlık sorununun çözümünde bu iki temel nokta birlikte düşünülmeden yapılan tüm müdahaleler sonuçsuz kalır. Şu an üzerinde çalıştığım konular benim teorimi %100 oranında desteklemektedir. Bu iki temel noktayı göz önünde bulundurduğunuzda tedavisi olmadığı sanılan pek çok konuda başarılı olduğumu gururla söyleyebilirim. Modern tıbbı eleştirmek asla haddim değildir, ama küçücük bir serzenişim olacak; bugün modern tıbbın iki hatası var. Bunlardan birisi binlerce yıllık deneyimleri elinin tersiyle itmek, diğeri ise ilaç endüstrisinin güdümünde günü kurtarmak... İlaç endüstrisi hekimlerimizi yakın markajda tutarak insanlarımızı kobay olarak kullanmaktadır. ‘'SATILIK HASTALIKLAR'' isimli kitapta (2004 Baskısı) ‘'Loustral ile ilaç endüstrisi 100 Milyar dolar para kazanırken Loustaralın yan etkilerinden ortaya çıkan hastalıklara ürettikleri ilaçlardan 150 Milyar dolar kaznmıştır.'' İfadesi yer almaktadır. Gerçekte bu kitapta yazılanlar suç duyurusudur, ancak ilaç tröstleri kapitalist sistemin çarklarını fırıldak çevirir gibi çeviriyorlar, biz hala kendimizi insan sanıyoruz... Siz doğal yaşamda sağlıksız, ya da kilolu hayvan gördünüz mü? Yüzlerce soru alıyorum, alkali beslenme, gümüş suyu, mide küçültme operasyonu ile ilgili... Soruyu ben size farklı yönelteyim; doğada bu kadar sağlıklı yaşayan hayvan, hepsi de balık etinde ve de sağlıklı onların böyle bir kaygıları var mı? Bir akademisyen şöyle demiş, başka biri böyle demiş adamların ağzı torba değil ki büzüp konuşmalarını engelleyesin. Aklın varsa kullan, Hz. Nuh 1.400 yıl yaşamış, Hz. Musa 800 yıldan fazla yaşamış alkali beslenmeyi duymuşlar mı ömürlerinde? Sanırım ben yazıyorum, ben okuyorum. Galileo dünya yuvarlak diyene kadar dünyanın tepsi gibi olduğu söyleniyordu. Garibim fikrinde inatlaştı gözlerine mil çekildi, zindanlarda çürüdü. Ben diyet yapmak intihar etmektir diyorum, azıcık meşhur olsam beni de yargısısz infaz ederler. Değerli kardeşim sağlık konusunda 50'den fazla makalem var, önce insan olduğunuzu hatırlayın ve sorgulama yeteneğinizi kullanın. Ben dahil hiç kimseye inanmayın. Binlerce yılın deneyimi var. Doğru beslenme konusunda ‘' Bundan 1.000 yıl önce atalarımız nasıl beslenirdi?'' sorusuna bulacağınız cevap size ışık olacaktır. KİLO verme konusunda; 1. Kesinlikle diyet yapmayın 2. Besinlerinizi olabildiğince çeşitlendirin 3. Beyninizi inandırın 4. İçerisinde koruyucu kimyasallar içeren gıdalardan uzak durun 5. Beslenme sürenizi en az 20 dakikaya çıkarın 6. Bağırsak floranızı düzeltin.... SİMBİYOTİK İÇİN... 7. Her gün en az yarım saat toprağa basın Sizleri çok seviyorum... Saygılarımla |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-07-02 | |||
|
|||