Hıristiyanlar Müslümanları ve Türkleri Neden Sevmez?

Son yıllarda dünyada meydana gelen gelişmeler incelendiğinde İslam coğrafyasının kan, barut ve ateş çemberine alındığı ve planlı bir Müslüman katliamı yapıldığını görüyoruz.

Bir Hıristiyan öldürüldüğünde veya bir Hıristiyan tarihi eserine saldırı olduğunda dünyayı ayağa kaldıran batı ya da Hıristiyan dünyası, İslam medeniyetine ait tarihi eserleri planlı olarak yok etmede hiçbir sakınca görmemektedir. Hele Müslümanlar katledildiğinde ve soy kırıma varan katliamlar yapıldığında başlarını deve kuşu misali toprağa gömmektedirler.

Hatta katliamların planlayıcısı oldukları vaka-i adliyedendir.

Hıristiyanların Müslümanlara ve özellikle de Türklere olan düşmanlıklarının sebeplerini inceleyecek olursak;

İslamiyet'in yayılmasından sonra İslam dininin getirdiği ticari, ahlaki, dünya ve ahret görüşü Hıristiyan ruhani kesiminin menfaatleri ile çakıştı ve önemli ölçüde güç kaybetmelerine sebep oldu.

İslam dini teslis inancını, günah çıkarmayı ve vaftiz törenlerini yasaklıyordu.

Bu ise, gerek günah çıkarma seansları ardından ödenen kefaretlerle, gerekse öldükten sonra cennete gitme istek ve arzusuyla kiliselere bağışlanan büyük servetlerle servetine servet katan kilise bu gelirlerinden mahrum kalmaya başladı veya bu gelirler azaldı.

Din adamları ve de özellikle papalar büyük bir güce sahipti. Öyle ki ortaçağ karanlığında kralları bile aforoz edip onları perişan etmiş, taht ve taçlarını başlarına yıkmıştır.

Durum böyle olunca kilisenin çıkarlarına karşı olan bir dinin yok edilmesi gerekiyordu.

Bu nedenle yapılan Haçlı savaşlarında milyonlarca insan öldü ama İslamiyet yok edilemedi.

Hıristiyan dünyası silah zoruyla yenemeyeceğini anladığı İslam dünyasını, araya kin ve nifak tohumları ekerek bölüp parçalama yolunu seçti.

1. Dünya Savaşı sonunda Ortadoğu'yu yeniden dizayn edip cetvelle sınırlar çizerken Müslümanları, Hizbullah, Taliban, Alevi, Sünni gibi kavramlar üzerinden vurmaya çalıştı

Ayrıca İslami değerleri zayıflatıp yok etmek için onların yaşam tarzlarını değiştirmek gerektiğini anlayıp bunun için her yola başvurdu.

Bu amaçlarını gerçekleştirirken TV dizilerini ve sinemayı ustalıkla kullandı.

Türk düşmanlığının en büyük sebepleri ise, Türkler, Müslüman olduktan sonra İslam'ın kalesi, koruyucusu ve kollayıcısı oldular.

Selçuklular Anadolu'da, Osmanlılar Avrupa içlerinde yüz yıllarca yıl at koşturdu ve İslamiyet'i yaymak için her şeyini feda etti, İslamiyet'i dünyanın dört bir tarafına yaydı.

Batı dünyasına göre Türkler olmasaydı İslamiyet'i Arap yarımadasına hapsedeceklerdi. Öyleyse bu konudaki en büyük düşman Türklerdir. Türkleri tarih sahnesinden silmek gerekir.

Bunun için de Türk korkusu ve düşmanlığını körüklemek gerekir ki bu korku iliklerine kadar nüfuz etmiştir.

Bundan sonra Türkler Hıristiyan olsa bile batılılarca sevilmeleri mümkün gözükmüyor.

Başka bir sebep ise, daha düne kadar, Hıristiyan dünyasının pazarı olan Türkiye, Hıristiyan dünyası devletlerini ve onların sömürgelerini pazar yapmaya başladı. Onlara göre bu affedilmesi güç bir suçtur. Tüm İslâm âlemi gibi Türkiye'nin de sömürge ülkesi olması gerekir.

Hele hele Türkiye'nin bölgesinde lider rolüne soyunması da affedilir bir hareket değildir.

Dünyada küresel bir güç olma yönünde ilerleyen Türkiye'nin önünü kesmek gerekir. Bunun için maşaları aracılığıyla Alevilik, Sünnilik, Kürt, Türk kimlikleri kaşınmalıdır.

Bu şekilde amaçlarına ulaşamazlarsa maşaları aracılığıyla gezi olayları ve benzeri olaylar çıkarılmalıdır. Gezi olaylarındaki maşalar, başbakanla görüşmeler sonrasında yaptıkları, 3. boğaz köprüsü, 3. hava alanı ve Kanal İstanbul'un durdurulması ültimatomlarından kimlere hizmet ettiklerini açıkça gösterdiler.

Kendi adamları aracılığıyla kurdurttukları terörist örgütler sayesinde, Müslümanların kılıçla kelle kesen, terörist, saçı sakalı bir birine karışmış hırpani kılıklı insanlar olduğu algısını da yerleştirmeye başladılar.

Günümüzde IŞİD üzerinden Müslüman katliamına başlayan batı, Ortadoğu'daki amaçlarına ulaştığında IŞİD'i çok kısa zamanda yok etmekten çekinmeyecektir.

Kalın sağlıcakla...