Cehennemden kurtuluş günleri...

Salih Sedat ERSÖZ

Salih Sedat ERSÖZ kimdir?
1956 Konya Akören doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji bölümü mezunuyum. Gazetecilik, MEB' da öğretmenlik ve idarecilik, Konya İl Kültür Müdürlüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulundum. 1978 yılından itibaren Türkiye’de Yarın ve Merhaba gazetelerinde yazdım. Şu anda Memleket gazetesinde yazıyorum. Evli ve 4 çocuk babasıyım.
Email: [email protected]

YAZARIN SAYFASI

Mübarek Ramazan'ın büyük kısmı, hızla akıp gitti. Rahmet, Mağfiret ve Gufran ayının dörtte üçü geride kaldı. Feyz ve Bereket ayı olan Ramazan'ın son günlerinin içerisindeyiz.

Peygamber Efendimizin söylemiyle Ramazan, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu Cehennemden kurtuluştur. Diğer bütün aylardan daha faziletli, daha üstün, daha değerli ve manevi derecesi daha yüksek bir ay olan Ramazan'ın en kıymetli günleri son on gününü içine alan günlerdir. Kıymeti, değeri ve derecesi bir yılın bütün günlerinden daha faziletli, daha feyizli olan günler içerisine girmiş bulunuyoruz.

Ramazan'ın son on gününün kıymetini ve değerini içinde barındırdığı Kadir Gecesi vermektedir. Kadir gecesinin önemini ve kıymetini ise bize bizzat Yüce Allah (c.c.) haber veriyor. Rabbimizin 'bin aydan daha hayırlı' olarak bildirdiği Kadir gecesi, Ramazan'ın son on günü içerisindedir. Kadir gecesi, bütün gecelerin şahıdır. Kadir gecesi bir ömre bedeldir. Kadir gecesi yüce Kur'an'ın inmeye başladığı af, mağfiret ve bağışlanma gecesidir.

Efendimiz; 'Kadir gecesini Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız' buyurmuştur. Her ne kadar Kadir gecesi Ramazan'ın 27. gecesi olarak bilinse ve o şekilde değerlendirilse de, en sağlam ve en garanti olanı bu Hadis-i Şerif ile amel etmek, bundan sonraki her geceyi Kadir gecesi bilmek, ona göre hareket etmek ve bu büyük fırsatı kaçırmamaktır.

'Her gördüğünü Hızır, her geceyi Kadir bil' yani her insana değer ver, geçirdiğin her geceyi de Kadir gecesi gibi iyi değerlendir demişler. İçinde 83 yıldan daha hayırlı olan Kadir gecesini barındırdığı kesin olan Ramazan'ın şu son günlerini en iyi şekilde değerlendirip, Yüce Allah'ın huzuruna yüz akıyla varanlardan olmak için gayret edelim İnşallah...

Her an ölüme doğru yol alıyoruz. Dünya hayatı her geçen gün biraz daha kısalırken, ebedi olan ahiret hayatına biraz daha yaklaşıyoruz. Ölüm genç, ihtiyar dinlemiyor. Takdir edilen ömür ne kadarsa ancak o kadar hayatta kalabiliyoruz. Anasından yeni doğan bir çocukla, pîr-i fâni bir ihtiyar ölüme aynı derecede yakındırlar. Onun için ölüme her an hazırlıklı olmalı, yol azığımızı yanımızdan eksik etmemeliyiz. Bu da ancak iyi ve güzel amellerle, ahiret hayatı için yararlı faaliyetlerde bulunmakla mümkün olur.

İşte içinde bulunduğumuz fazileti, kıymeti ve değeri bizzat Allah ve Rasûlü tarafından bildirilen bu günler bize sunulan çok büyük bir fırsat, kaçırılmaması gereken büyük bir ilahi ikramdır. Yüce Allah bizlere fırsat üstüne fırsat vermektedir. Verilen bu fırsatları iyi değerlendirmek ve mübarek Ramazan ayını affedilmişler zümresine dâhil olarak uğurlamak için, bütün bir yılın en faziletli ve en değerli günleri olan içinde bulunduğumuz şu sayılı günleri, Rabbimizin istediği gibi ve Efendimizin bize örnek olduğu şekilde geçirmek gerekiyor.

Efendimiz, Kadir gecesinde 'Allah'ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle' şeklinde dua etmemiz gerektiğini bildirmiştir. Kadir gecesi Ramazan'ın son on günü içinde saklı olduğuna göre, her gece bu duayı yoğunlukla yapmamız, ibadetimizi arttırmamız, bu faziletli geceleri boş geçirmeden ihya etmemiz ve gözyaşları ile Rabbimize yönelmemiz bizi rahmet deryasına daldıracaktır.

Peygamber Efendimiz, Ramazan'ın son on günü için; 'Mü'min kulların, Ramazan'a hürmet eden, Ramazan'da gayret eden kulların cehennemden âzâd olma (kurtulma) zamanı' diye buyurmuştur. Cehennemden kurtuluş zamanı olan içinde bulunduğumuz bu günleri boş geçirmeden, Rabbimizi anarak, O'nu zikrederek, fikrederek, şükrederek, istiğfar ve ibadetlerimizi arttırarak değerlendirmek en güzel bir davranış şekli olacaktır. Bu kıymetli gün ve geceleri en iyi şekilde ihya edelim. Akıllı bir insana düşen bu büyük fırsatı en iyi ve en güzel şekilde değerlendirip, ebediyet yurduna yüz akıyla, sevinçle, güle oynaya gitmektir.

*** *** ***

1974 yılında CHP - MSP koalisyon hükümeti kuruldu. Bu hükümet döneminde kısa zamanda çok hayırlı hizmetler yapılmış ve Kıbrıs Barış Harekâtı kazanılmış olmasına rağmen sonraki ilk seçimde MSP, milletvekili sayısını 48'den 24'e düşürdü.

1991 yılında DYP - SHP koalisyon hükümeti kuruldu ve sonraki ilk seçimlerin yapıldığı 1995'de DYP, yüzde 27 olan oyunu yüzde 19'a düşürdü. Daha sonraki seçimlerde de silindi gitti.

1997 yılında ANASOL- D hükümeti kuruldu ve sonrasında ANAP tarihe karıştı.

1999 yılında DSP ile hükümet kuran MHP sonraki ilk seçimde barajı geçemedi.

Görünen odur ki, hangi sağ parti sol bir parti ile hükümet kurmuş ise sonraki seçimlerde büyük bir kayba uğramıştır. Bu tablo AK Parti ve MHP'ye sunulur. AK Parti İnşallah CHP ile bir hükümet kurma hatası yapmaz. CHP'den tamamen uzaklaşan MHP'de, AK Parti ile hükümet kurmama inadından vazgeçmelidir.

DSP ile kurduğu hükümette Apo'nun asılmamasına imza atan MHP, ülkede terör olaylarının ve iç savaşın yeniden başlamasını istemiyorsa çözüm sürecinin tüm insanımıza yönelik, demokratik adımlar olarak devam etmesini kabul etmelidir. Ülkenin selameti için o zaman yaptığı fedakârlığı bugün de yapmalıdır. Tek seçenek olan Ak Parti + MHP hükümeti kurulamıyorsa çare erken seçimdir. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

NOT: Kanal 42 TV HASBİHAL programımda Pazar saat 11.00 de manevi mimarlarımızdan Abdullah Büyük hocamızla birlikte olacağız İnşallah...

Dualarınızla bekliyoruz efendim.

2015-07-12

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.