Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 25 Mart 2016
Gürbüz BATTAL
Gürbüz BATTAL kimdir?
1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Keşifler çağı mı, katliamlar çağı mı?
Gerek ilkokulda gerekse ilköğretmen okulunda okurken bize coğrafi keşiflerin, dünya siyasi ve ekonomik hayatında ne denli önemli olduğunu anlattılar.

Ayrıca kâşiflerin insanlığa ne kadar büyük hizmetlerde bulunduklarını beynimize kazdılar.

Biz de öğretmen olduktan sonra öğrendiklerimizi genç beyinlere aktardık.

O zamanlar teknoloji böylesine gelişmemişti. Bu konuları araştıracak kaynak da yoktu. Birkaç ansiklopedi vardı. Hepsi de coğrafi keşifleri neredeyse kutsallaştırıyordu.

Yıllar sonra teknolojinin gelişip bilgiye ulaşmanın kolaylaşmasıyla ne denli yanıltıldığımızı daha iyi anladık.

Coğrafi keşifler, sömürgeci ülkelerin, dünyanın el değmemiş bölgelerindeki zenginlik kaynaklarına konmak için kiraladıkları maceraperest katiller aracılığıyla neredeyse bedavaya kaynaklara sahip oldukları soykırım hareketidir.

Günümüzde bu kâşifler (!), gittikleri yerlerdeki soykırıma varan katliamları ile anılıyorlar.

Hepimizin bildiği gibi 15. yüzyılda İspanyol ve Portekizlilerin başlattığı keşifler sonunda Kristof Kolomb Amerika kıtasına, Vasko dö Gama Ümit burnunu dolaşarak Hindistan'a ulaşır. Macellan ve Del Kano dünyayı dolaşarak yuvarlaklığını kanıtlarlar.

Daha sonra keşif hareketlerine İngiltere, Fransa ve diğer sömürgeci Avrupa ülkeleri katılır.

Halbuki bu topraklar vardır.

Buralarda insanlar yaşamakta olup çoğu, büyük medeniyetler kurmuşlardır.

Sömürgeci Avrupalılar bu uygarlıkların varlığını 1500'lü yıllarda ancak öğreniyordu.

Keşfedilen yeni yerlere Avrupa'dan göçler olur ve durum Avrupa kültür ve medeniyetinin (!) yayılmasına neden olur.

Bu keşiflerle gidilen ülkelerde soykırımı da geçen katliamlara, köleliğe, istila ve sömürgeleşmeye sebep olur.

Kolomb, Amerika'ya ayak bastığında 30 milyon olan Kızılderili sayısı günümüzde 2 milyona inmiştir. Keşifler döneminde yani Kolomb'un Amerika'ya ayak basmasından sonra bir yüzyılda 95 milyon yerli, sömürgeciler tarafından katledilir.

Kâşif adı verilen katiller her türlü aşağılık yöntemle İnsanın kanını donduran katliam ve soykırım yapar. Yerlilerin yüzde 65'ini katlederler.

' En iyi Kızılderili, ölü Kızılderili'dir' anlayışıyla Amerika'daki Kızılderililer katledilmiştir. Sadece Amerika'dakiler mi? elbette ki hayır. Mesela Macellan, Kuzey Afrika sahillerinde ve Hint Okyanusu'nda Müslüman katliamı yaparken esas amacı, Portekiz sömürgelerinin sınırlarını geliştirmek, hazineler bulmak ve Hıristiyanlığı yaymaktır.

Başka bir katliam ve soykırım ise yerli halkın bağışıklık sistemine yabancı olan çiçek hastalığı gibi salgınlarla yapılır ve çok sayıda Kızılderili bu şekilde öldürülür.

Amerika'daki Massachusetts Körfezi Kızılderililerin yüzde 90'ı ile Alaska'da batı Eskimolardan Yupikileri de bu şekilde katledilir.

Hernan Cortez ile Pizarro denen iki aşağılık yaratık ise orta ve güney Amerika'da keşif hareketleri adı altında Meksika'daki 25 milyon olan Kızılderili sayısını 1 milyona indirir. Yerli bir kadınla evlenen Kortez, çevirdiği dalaverelerle Aztek uygarlığını, Pizarro ise İnka uygarlığını yıkar.

Sato, Kuzey Amerika Kızılderililere karşı zalimce davranarak tarihin ender kaydettiği zulümlerden birini gerçekleştirir.

Yerlilerin katledilişi yetmiyormuş gibi Amerika'da katledilen yerlilerin yerine Afrika'dan, aşağılık yöntemlerle köleleştirilen 13 milyon zenci, köle olarak Amerika'ya taşındı.

Köle ticareti sektörü doğdu. Bu sektörle uçsuz bucaksız Amerika topraklarında zenciler insan onuruyla bağdaşmayacak yöntemlerle yüz yıllarca çalıştırıldı.

Ayrıca Hıristiyanlığı yaymak amacıyla yeni kıtaya giden misyoner bozuntuları ise önlerine kim çıkarsa herkesi kılıçtan geçiriyorlardı.  Çocukları, anneleriyle birlikte öldürmekten çekinmiyordu. Hz. İsa'yı kutsamak ve yerli halkı Hıristiyanlaştırmak üzere darağaçları kuruluyor, insanlar 13'er kişilik gruplar halinde ateşe atılıyor. Böylelikle insan aklının alamayacağı vahşetler sergileniyor.

Genel olarak baktığımızda coğrafi keşifler, katliam ve Hıristiyanlık propagandası yanında Afrika'nın çöküşünü de başlatmıştır.

Kalın sağlıcakla...



   
2015-07-24
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları