Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 29 Ağustos 2015
Serdar USMAN
Serdar USMAN kimdir?
1971 Ankara doğumlu olan Serdar Usman, Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu. Usman, evli ve 3 çocuk babası.İngilizce ve Arapça biliyor. Dış ticaret uzmanı olan ve 17 yıldır bu mesleği devam ettiren Usman, birçok firmanın da dış ticaret danışmanlığını yürütüyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika'daki pek çok ülke ile ihracat faaliyeti yürüten Usman çok sayıda sosyal sorumluluk faaliyetinin yanında sivil toplum kuruluşlarında da görev aldı. Usman, bir diğer taraftan yerel bir gazetede 8 yıl köşe yazarlığı yaptı. Şu anda Hakimiyet Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Usman, bunun yanında da Konya Pusula Gazetesinde ekonomi danışmanlığı yapmaktadır.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Teşekkür...
M. Hakan Özer Kardeşimize Teşekkür

Geçtiğimiz Ramazan Bayramının ilk günü Hollanda'dan yaklaşık bir yıl önce Şems ve Mevlana´ya kavuşmak için yaya olarak çıkan Jessica Van Gerner isimli aktivist bayan şehrimize geldi. Kendisiyle alakalı yurtdışından bir kardeşim aramış ve ilgilenmemi rica etmişti. Özellikle konaklama gibi konularda belediyelerden vb. yerlerden destek sağlamam için ricada bulunmuştu.
Jessica Hanımı Konya'da karşıladıktan sonra bir süre sohbet ettim. Aynı gün akşam şehrimizin dış mahallelerinden Tatköy'e geçeceğini ve orada bir görüşmesi olduğunu söyledi. Ama tabi ki öncelikli hedefi Mevlana olduğu için kendisini yürüyüşünün son noktasına gitmek üzere uğurladım. Ama aynı gün akşama doğru beni arayıp kalacak yer bulmam için ricada bulundu.
Bayramın ilk günü de olsa Şems-i Tebriz-i ve Mevlana aşkıyla bir yıl gibi bir süre önce yaya olarak yola çıkmış bir insanı hele hele bir bayanı öyle kaderine terk edivermek Konyalı olarak bize yakışmazdı. Hele bu insan, yolda gelirken kendisine yol göstereceği bahanesiyle motosikletine bindiği bir sapık tarafından tecavüze yeltenildiği için kendini aşağı atarak kolunu kırmış ve günlerce hastanede yatmak zorunda kalmış ise daha çok önem arz ediyordu.
Bizler İslam ümmeti olarak emin beldelerin sahipleri değil miydik?
Tıpkı Mekke-i Mükerreme gibi Medine-i Münevvere gibi emin beldelerin devamı olan şehirlerde birer temsilci değil miydik?
Mevlana şehri olan Konya'mız da emin bir belde değil miydi?
O halde bize sığınan yabancı da olsa tüm insanları korumak ve onların ihtiyaçlarını karşılamak Müslüman olarak vazifemiz değil miydi?
Değilmiş.
O telefonun devamında Konya'mızda protokol hükmünde yer alan çok sayıda yetkili tanıdıkları aradım. Zengin işadamlarından aradıklarım oldu. Onların isimlerini elbette ki buradan zikretmeyeceğim. Ama kendilerini empati yapmaya davet edeceğim. Bir merkezde, işyerinde üst düzey yetkili olan bu kişilerin bunu kendi dertleri bilmelerini umut ediyordum.
Hele aralarından bazılarının engin ve devasa fikirlerinden olan misafiri otele götürmem noktasında tavsiyede bulundukları için özellikle teşekkür ediyorum. Hiç aklıma gelmemişti(!) Ne ilginç...
İnsanımız yaraya pansuman olmayı unutmuş, eczanenin, hastanenin yolunu tarif ederek mesuliyetten sıyrılma trendine girmiş. Ne güzel Müslümanlık be! Hay maşallah.
Epey bir çabanın ardından ümidimi kesmiş ve kendi maddi imkânımla misafirimiz için otel bakmaya niyeti almışken aklıma kadim bir kardeşim daha geldi. Kendisiyle hemen irtibata geçerek bu konuda katkısı olup olamayacağını sordum. Allah kendisinden razı olsun. O da Emin bir şehrin sakini olarak bu konuda gerçek Konyalı olduğunu göstererek bayram günü olmasına rağmen bir çaba göstererek kalacak yer temin etmişti.
Kendisinin bilinmesi ve takdir edilmesi ve diğerlerine örnek olması noktasında ismini buradan vermeden geçemeyeceğim. Bu arada ismini kendi rızasını almadan buradan yazdığım için kusura bakmasın.
Bu kardeşimiz, AK Parti Selçuklu İlçe Başkanı Mustafa Hakan Özer kardeşimiz idi.
Tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Evet, dostlar, buradan da yazdığım gibi şehrimizde konaklamış ve ortada kalmış insanlara el uzatmak, hem insanlığımızın hem de dinimizin bir gereğidir.
Müslümanlık sözde değil, özde uygulandığı zaman gerçek anlamını bulacaktır.
Günümüzde büyük ölçüde kaybettiğimiz değerlerden biri de insanî ilişkilerdeki karşılıklı sevgi ve saygıdır. Bunlar, toplumun huzur kaynağıdır. Eskiden insanlar karşısındakini üzmemek, kalbini kırmamak için ne gerekirse yapardı; her türlü fedakârlığa katlanırdı.
Şimdi ise, karşımdaki üzülecek, kırılacak diye düşünen yok artık. Küçük bir hadisede ağzına geleni söylüyor insanlar. Hâlbuki Müslüman, her bakımdan örnek insan demektir. Her işinde Allah'tan korkar, titrer. Allahü Teâlâ'nın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Sabredici, affedicidir.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri kalp kırmamanın önemini şöyle ifade eder: 'kalp, Allahü Teâlâ'nın komşusudur. Allah Teâlâ'ya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mümin olsun, kâfir olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir!
Haksız mıyım?

 



   
2015-07-25
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları