Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 29 Ağustos 2015
Ahmet LAZ
Ahmet LAZ kimdir?
1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Gürültü ve Terör
Ramazanda yaşadığımız sükûnetten sonra oldukça gürültülü bir dönemin içindeyiz. Bir yanda sesi evlerimize kadar gelen top ve bombardıman uçaklarının sesleri, diğer yanda bayram sonuna ertelenen ve ardarda yapılan düğün ve nişanların vazgeçilmezi olan davul sesleri şehrimizdeki ramazan sessizliğini bozdu.
DEAŞ'ın sınırlarımıza yaklaşarak bize komşu olması ve bazı yerleri mayınlamaya başlaması ile Türkiye hareketlendi. Bayramın hemen sonrasında DEAŞ'ın bir ast subayımızı şehit etmesi ve bir diğerini de yaralaması bardağı taşıran son damla oldu. Top atışları ile bazı noktalar vuruldu. Uçaklarımız da önemli yığınak noktalarına bombalar atıldı.
Düğünlerimizde yapılan silah atışları hepimizi tedirgin ediyor. Hele Suriye'deki DEAŞ mevzilerinin yoğun bombardımanından sonra hepimizin bomba seslerine olan hassasiyeti artmış durumda.
Havaya sıkılan kurşunlar, atmosferden çıkıp uzayın derinliklerine gitmiyor. Biraz yukarı çıkıp daha da artan bir hızla yeryüzüne tekrar düşüyor. Bu düşüşlerde bazen masum insanların üzerine isabet ederek onların hayatlarını kaybetmelerine veya sakatlanmalarına sebep oluyor.
Bu tür haberleri, artık sıklıkla duyuyoruz. Mermi yakmanın veya havai fişek atmanın, eğlence veya mutluluk ile ne alakası var bilmiyorum.
Bu konunun polisiye tedbirlerle önlenmesi de zordur. Emniyeti de meşgul etmeden, kendimizi mağdur olanların yerine koyarak, öncelikle bu hastalıktan kurtulmalı değil miyiz? Giden bir canı veya kararan bir hayatı geri getirmemiz mümkün olmuyor.
Bu mağduriyetler, bir kişi ile de sınırlı kalmıyor. Mağduriyetin etkisi birçok kişiyi de derinden etkiliyor. Son seçimlerde barajı aşarak 80 milletvekili çıkaran HDP, doymak bilmeyen ihtiraslarına sürekli yenilerini eklemekle meşguldü.
Arkalarında PKK nın olduğunu, tükürükleri ile tüm Türkiye vatandaşlarını boğabileceklerini iddia edip, tüm kazanımları PKK sayesinde elde ettiklerini her fırsatta konuşuyorlardı. Oysa Türkiye, büyük devlet özelliğine kavuştuğu 2002 sonrasında yaptığı açılımlar ile herkesin insanca yaşamasını hedefine almış, gerekli düzenlemeleri yapmıştı. HDP nin bu gerçeği bilmesi ve anlaması yanında birlik ve beraberliği temin etmeye gayret etmesi gerekiyordu. Özellikle terör örgütünün silahlarının bıraktırılması için gayret etmeliydi.
HDP bunu yapmadığı gibi, kendilerine bu kadar oyu tehdit ile kazandırmış olan PKK nın arkasına sığındı. Onlara; ‘Bakın demokratik yolla meclise girdik.
Silahları artık bırakmalısınız' diyemedi. Türkiye'nin kuzey Irak'ta yuvalanmış olan PKK hedeflerini vurarak PKK yı bitirme noktasına getirmesi ile barış ve açılım daha büyük bir anlam kazanmış oldu.
PKK, birkaç yıldır bugünkü duruma göre nasıl terör estireceğini planlamış. Ama umduklarını bulamıyorlar. HDP yetkililerinin 15 gün önce söyledikleri ile bugünkü söylediklerinin arasında dağlar kadar farklılık olması da bunu gösteriyor.
Görülen o ki, kendilerinin hazırlıklarından çok daha fazlasını Türkiye yapmış. İnşallah bu beladan en kısa zamanda kurtulacağız. Birlik ve beraberlik içinde kalın sağlıkla... Ahmet Laz [email protected]



   
2015-08-05
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları