Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 29 Ağustos 2015
Serdar USMAN
Serdar USMAN kimdir?
1971 Ankara doğumlu olan Serdar Usman, Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu. Usman, evli ve 3 çocuk babası.İngilizce ve Arapça biliyor. Dış ticaret uzmanı olan ve 17 yıldır bu mesleği devam ettiren Usman, birçok firmanın da dış ticaret danışmanlığını yürütüyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika'daki pek çok ülke ile ihracat faaliyeti yürüten Usman çok sayıda sosyal sorumluluk faaliyetinin yanında sivil toplum kuruluşlarında da görev aldı. Usman, bir diğer taraftan yerel bir gazetede 8 yıl köşe yazarlığı yaptı. Şu anda Hakimiyet Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Usman, bunun yanında da Konya Pusula Gazetesinde ekonomi danışmanlığı yapmaktadır.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
İslam Dünyasının Ahvali -2
Kan ve gözyaşı denildiğinde neden Ortadoğu akla gelir? Neden İslam diyarları akla gelir? Ümmetçe üç kuruşluk dünya menfaati uğruna neden sessiz kalırız ki?
Afganistan ahhh Afganistan, nur çehreli mücahitlerin diyarı...
Müslümanların gururu, 20. yüzyıl mücahitlerinin önderi Mekânı cennet olasıca Abdullah Azzam'ın ülkesi. Bu garip vatan toprağımıza önce Sovyetler Birliği ardından Batılı emperyalist köpekler musallat oldu. Yüz binlerce Müslüman kadın, erkek, çocuk demeksizin katledildi. Yüzbinlerce Müslüman burada da mülteci durumuna düştü. Afganistan'da ABD ve müttefik güçleri ilk başlarda yoktu. O güzel topraklara erişip İslam ümmetini yok etme uğruna 11 Eylül'de ki ikiz kulelerin yıkılması senaryosunu yazdılar.
Kuleleri önce içinde ki Yahudileri tahliye ederek yerle bir ettirdiler. Bunu büyük şok algısıyla servis ederek önümüze koydular. Dedik ki; 'ABD bu durum karşısında sessiz kalmaz. Bunun hıncını bir yerlerden eninde sonunda çıkarır.' Peki, ne oldu? Üsame Bin Ladin'i başrol oyuncusu olarak tayin ederek El-Kaide örgütü bahanesiyle girdiği Afganistan'da yıllardır sürecek savaşın ve zulmün temelleri atıldı. Savaş olduğu yerde kalmıyor ki, yan komşusu Pakistan'a sıçradı. Şu anda hala belirsizlik sürüyor. Dünyanın en çok elsiz ve bacaksız insanının bulunduğu yerin Afganistan olduğunu biliyor musunuz? 'Kandahar' isimli bir film var. İnternetten yükleyerek ya da CD'sini alarak izlemenizi tavsiye ediyorum. Afganistan gerçeğini çok güzel dile getirmiş. Batının çocukları şıkıdım laylaylom yaşarken Afgan çocuklar, ortalıkta yatan kurumuş kokmuş cesetlerden geriye kalan eşyaları topluyor.
Irak derseniz ayrı bir âlem! Yaşı küçük olanlar bilmezler ama zamanında ABD, kitle imha silahları var diye bahane ederek buraya girdi. Hani nerde o kitle imha silahları? İşte bu uyduruk iddia kaç cana mal oldu bilir misiniz? Bir buçuk milyondan fazla Müslümanın canına mal oldu. İnsanlar ne için öldüğünü bile anlayamadılar. Ama gerçekte bölgede gözü olan ABD'nin iştahını kabartan ana sebep, bölgeyi cazip kılan zengin petrol yatakları idi. Bu ülkede Müslümanlar arasına sokulan fitne yüzünden başlayan bölünme günümüzde halen devam ediyor. Görüyorsunuz. DAEŞ'le mi uğraşsınlar, Kuzey Irak'la mı uğraşsınlar, Sünnisiyle, Şiisiyle mi uğraşsınlar. Artık Müslümanlar arasında mezhep çatışması yaşanıyor. Bu öyle bir hal aldı ki İslam adına değil, bakın iyi okuyun.
Savaş İslam dininin izzeti ve şerefi uğruna değil, mahiyetinden bile bihaber yüzbinlerce Şii ve Sünni mezhebine tabi sözde Müslümanların kuru inat uğruna, birilerinin gazına gelerek, İran'ın dolduruşlarıyla yaşanan katliamın adını bile koyamıyoruz. Aynı dine mensup olduklarını iddia eden iki grubun arasında yaşanan cüzi ihtilaflar kaynaklı ölümcül çatışmalar dersek tam karşılık gelmiş olur mu? Buna siz karar verin. Yahu Allah aşkına, Arap, Kürt, Türkmen hepsi Allah diyor. Hepsi ölünce şehit diye gömülüyor. Bilir misiniz? Dünyada ki en zengin ülke aslında Irak'tır. Ama halkı onca varlığa rağmen sefil bir hayat yaşayan ülkede Irak'tır. O zaman bir yerlerde yanlış var diyorsunuz. Ama bize lanse edilen doğrular aslında yanlışın taa kendisi...
Sudan'ımızda pek farklı sayılmaz. Burada da Müslüman kardeşlerimiz mağdur ediliyor. Yıllardır süregelen Kuzey güney çatışmalarında asıl hedef olan Güney'de ki petrol yataklarını türlü entrikalarla kendi yandaşlarına ikram ettiler. İşte böylesine bir güce sahip bu ülkede yaşayan insanlara bu petrol nimetinin sunacağı üst düzey yaşam standardı sunulmuyor. Kara altının semeresini de emperyalist kokuşmuş batılı güçler yiyor.
Bilir misiniz? Sudan'da her sene yetersiz beslenmeden dolayı yüz binlerce çocuk ölüyor. Temiz su olmayışından dolayı her sene yüz bin Müslüman çocuk, hastalıklardan ölüyor ve sakat kalıyor.
Öğrencilik yıllarımı zevkle geçirdiğim güzelim Mısır'da da durumu biliyorsunuz. 'Demokrasi ile tanışıyor, halkın sandıkta tercih ettiği Mursi yönetimi iktidara geliyor' diye kendi kendine avunan gerçek Müslümanlar, Sisi darbesiyle bir anda dumura uğradılar. Ben başından beri ne düşünürdüm bilir misiniz? Öğrencilik yıllarım esnasında Hüsnü Mübarek yönetimine karşı hakkı savunan İhvan-ı Müslüman üyelerinin türlü işkencelerden geçirildiği, her gün onlarcasının hapislere tıkıldığı, el altından katledildiği, ağızlarını açmalarına bile müsaade edilmediği ülkede yapılan seçim sonuçlarını sessizce kabullenen emperyalist yapının buna göz yummayacağını ve kısa bir sürede ortalığın karışacağını düşünürdüm. Fazla sürmedi. Tam bir sene sonra... İşte durum ortada... Şimdi kendi kurguladıkları mahkemenin verdiği karar sonucunda, seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi hakkında ki idam kararının infazını bekliyoruz.
Ne acı bir gerçek...
Devam edeceğiz.



   
2015-08-08
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları