Fevzi GÜNENÇ
|
|||
![]() 1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi? Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Dadued, Baysal; yazar odaları | |||
![]() Halkevi'nin karşısında Milli Eğitim Bakanlığının bir kitapevi vardı. Artık ne Halkevi var ne de o kitapevi. Milli Eğitim Bakanlığı kitap da yayınlamıyor sanırım. İşi bir ara Kültür Bakanlığına devretmişti gerici iktidar. Sonra yeniden Milli Eğitim Bakanlığına verildi kitap yayınlama işi. Şimdi de hiç! Hani bir Milli Eğitim Bakanı, 'Ah, şu okullar olmasaydı, ne güzel yürütürdük milli eğitim işlerini' demişti ya zamanında... Şimdi bunun uygulaması yayıncılıkta yapılıyor. Evimizle babamın dükkânı arasındaydı kitapevi. Her geçişimde önce durur vitrindeki bu Hasan Ali Yücel armağanlarını hayranlıkla izlerdim. Sonra karar verirdim, içeriye girip bunlardan birini satın alırdım. Benim kendilerinden kitap satın almama şaşardı kitapevinin yöneticisi Hüseyin Gül amca. 'Sizin dükkânda da kitaplar var. Neden para verip buradan da alıyorsun ki?' Ne ona ne da babama anlatabilirdim, bizim dükkandakilerle MEB Yayınevi kitaplarının aynı şeyler olmadığını. Bir kıyaslama yapacaktım Fransız yazarla Türk yazarının yayın serüvenlerini. Pazartesi Öyküleri'nden birinde, ölen bir yazar arkadaşının evine yaptığı ziyareti anlatıyor kitabın yazarı. Bu anlatıdan öğrendiğime göre 'Çalışma odası en geniş yeri kaplıyordu evde... Evin bütün aydınlığını, bütün rahatını kendine ayırmıştı yazar.' Bunu yapan bir Fransız yazar. Bu kadarına da bencillik demeyin. Evinin en güzel yerlerini kendine ayırması bir yazarın en doğal hakkıdır. Öte yandan bir de Türk yazarının düştüğü hale bakalım: Leyla Şahin hanımla 'Edebiyat Gazetesi Yayınlarını' kurmuştuk. Bu yayınevi yayınladığımız 50 kadar kitap karşılığında yarım bir apartman daireme mal olmuştu. Ayrıca Leyla hanımının da kim bilir neler kaybına... Ama ne gam! Seyit Nezir gibi bir güzel insan, kendisine babadan dededen miras kalan nice zeytinliklerini, kaç evini satmıştı yayıncılık uğruna. Benim yarım dairenin lafı mı edilirdi... Faik Baysal'ın bir romanını yayınlama hazırlığı içindeydik. Bir gün evine, kendisini ziyarete gittik. Mükemmel bir apartman dairesinde oturuyordu. Evde yoktu. Az sonra dolu iki Pazar filesiyle ahlaya puflaya geldi. Yıl 1985'ti, 70 yaşlarındaydı koca yazar. Üzmüştü beni bu yaştaki bir yazarın Pazar alışverişi yapmak zorunda kalışı. O sırada şişko karısı, üç artı bir evin lüks salonunda bizimle kahve içmekteydi. Sevindi Faik Baysal bizi görünce. Hanımı lütuf etti, ona da bir kahve yaptı, evin beslemesine kahve yapmak zorunda kalmış gibi yüzünü buruşturarak. Söyleşirken aklıma nereden estiyse, yazarın çalışma odasını görmek isteği duydum. Fransız yazarınki kadar lüks olmasa bile arı duru bir oda görmeyi düşlüyordum. Faik bey utana sıkıla beni küçük bir özel odaya soktu. Anlaşılan kiler olarak yapılmıştı burası. Penceresi yoktu. Bir duvar boyu kitaplık, bir somya, bir yazı masası, yazı masasının üstünde bir daktilo... Yanda süpürge, kova vb temizlik gereçleri... Belli etmemeye çalıştım ama bir yazara, hem de ünlü bir yazara reva görülen mu muamele fena etkilemişti beni. Keşke okumasaydım yeniden şu Dauded'in Pazartesi Öykülerini. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-08-17 | |||
|
|||