Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 28 Ağustos 2015
Mahmut ALINAK
Mahmut ALINAK kimdir?

Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Öcalan, PKK ve Sivil Siyasete Açık Mektup
KANDIRA 2 NOLU F TİPİ CEZAEVİ'NDEN
ÖCALAN, PKK VE SİVİL SİYASETE AÇIK MEKTUP*
 

Baharla birlikte çatışmalar yeniden başlayacak ve gençler ölecek diye, çocukları askerlikte ve dağda olan anne ve babalar yine diken üstünde. 
 
Hükümete, "Kürt sorununu çözmek ve bu kan durdurmak senin görevindir," demenin bir faydası yok artık. Çünkü hükümet iktidar gemisini kan denizinde yüzdürme ısrarından vazgeçmiyor. Hatta açıklamaları ve uygulamaları ile çatışmaların ' kontrol edilebilir bir seviyede' sürmesini ister gibi görünüyor. Yıllardır sürüp gelen uygulamaları ile gördük ki, gençlerin hayatının hiçbir değeri yok bu hükümet için. Tersi olsaydı, o zavallı gençlerin ölmemeleri için bir arayış içine girerdi.

  Bugün yeryüzünde Kürtlerden başka ulusal kimliği yasaklı olan başka bir halkın olmadığı herkesçe bilinmektedir. Türkler, İngilizler, Ermeniler, Fransızlar, Yunanlılar ve daha yüzlerce halk, dünya halklar ailesinin birer üyesiyken, bu hak Kürtlerden acımasızca esirgenmiştir. Hangi halk olursa olsun bu haksızlığa karşı çıkardı. Aksi halde esarete boyun eğdiği için kınanmayı hak ederdi.

  Bu nedenle Kürt halkının kendi ulusal ve insani hakları için mücadele etmesi kesinlikle anlaşılır ve meşru bir haktır.

  Çağrımı önce Abdullah Öcalan ve PKK' ye yapıyorum:

  Kürtlerin bu meşru haklarını kazanabilmesi için Kürt siyaseti artık tüm Türkiye halklarının ve dünyanın selamladığı yeni bir vizyon ve yeni bir mücadele tarzı ile ortaya çıkmalıdır. Bir Rönesans'a ihtiyaç vardır. Bu konuda hareketinize tarihi görevler düşmektedir. Kürtler artık kesinlikle kan döken taraf olmamalıdır. Gerektiğinde ölmeli, ama öldürmemelidir. Mücadele sivil ve şiddetsiz olmalıdır.

   Benim düşünceme göre, PKK tek taraflı olarak her türlü şiddeti mücadele yöntemi olmaktan çıkardığını ve açık siyasete başladığını açıklamalıdır. Şiddetsiz açık siyaset hem genel bir kabul görecek, hem de tüm karanlık plân ve organizasyonları kökünden söküp atacaktır.

   Silah devreye girmedikçe kimse Kürtlerden söz etmiyor diye, yaygın bir kanaat vardır. Bu düşünce bir yanıyla doğru olsa da silahların gölgesinde yapılan nafile tartışmalar meselenin çözümüne herhangi katkı yapmıyor, hatta meseleyi gündemden çıkarıyor. Şiddetten arınmış, düzgün, kapsamlı ve sonuç almaya azimli bir sivil mücadele eminim silahlı mücadeleden daha da etkili olacaktır. En önemlisi, içte ve dışta taraftarları ve destekçileri daha da çok artacaktır.

   Kürtler Türk halkı ve diğer kardeş halklarla gücünü, enerjisini ve şevkini ortak çıkarlardan alan yeni bir ruhsal bağ kurmalıdır. Bu gönül köprüsüne herkesin ihtiyacı var. Çünkü halkların hepsi aynı boyunduruk altındadır. Kürtler öyle yeni bir siyaset kültürü yeşertmeli ki, Türkler ve diğer kardeş halklar Kürtlerin sloganlarını kendi sloganlarıymış gibi haykırabilmelidir. Öyle ki, kendilerine ' öldür' emri verilen askerler ve polisler bile, 'Artık yeter, kan dökmeyeceğiz!' diyebilmelidirler. Ve Kürtler muktedirlerin değil mağdurların demokrasisi ve özgürlükleri için Türkler ve diğer Türkiye' li halklarla el ele vermelidirler.

   Kürt siyaseti bu zor işi başarmak zorundadır. Aksi halde her asker ve polis tabutu Kürtleri içte ve dışta daha da yalnızlaştıracaktır. Kürt ve Türk gençleri birbirlerine kursun sıkarken, bilmeden kendilerini de kurşunlamış oluyorlar. Ve kendi geleceklerini kan denizine gömüyorlar. Sanılmasın ki, asker ve polis ölümleri hükümetleri zora sokuyor. Böyle olsaydı Kürt meselesi bu güne kadar onlarca kez çözülmüş olurdu. AKP de bunca yıl iktidarda kalamazdı

   İkinci çağrım ise sivil siyasetedir:

   PKK' nin silahı bir mücadele aracı olmaktan çıkarması sizin, sivil siyasetin, hükümeti ve devleti etkileme gücüne ve performansına bağlıdır. Geçmişteki eylemsizlik kararlarının kalıcı olmamasının nedeni sivil siyasetin siyasetsizliği, üretimsizliği, dirayetsizliği ve projesizliğiydi. Bugün sivil siyasetin tarihi rolünü oynayacağı günlerdeyiz. Sivil siyaset, 'Ya Kansız Çözüm, Ya İstifa,' kampanyası başlatarak hükümeti çözüme mecbur edecek güçlü projeler oluşturmalı ve bu projeleri yaşam pahasına uygulamalıdır.

   Muhalefet etmenin mitinglerden ibaret olmadığı artık görülmelidir. Dünyadaki sivil itaatsizlik gelenekleri yaratıcı ortak bir akılla zenginleştirilip uygulamaya sokulduğunda, hükümet ya Kürt sorununu kansız olarak çözer, ya da kapısına kilit vurup istifa eder.

   Hepimize, herkese önemli tarihi görevler düşüyor.

   Gençler ölmemeli ocaklar sönmemeli.

  Mahmut Alınak

  Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi

  7 Nisan 2012

 

  *Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi'nde iken 7 Nisan 2012'de yayınladığım açık mektup



   
2015-08-16
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- TC. Devleti İşte O Özel Tim'dir
- Yakın tarihin hafızasından birkaç not
- Cuma Protestocuları Şimdi Nerede?
- Öcalan Ak Saray'da mı Ağırlanıyor?
- Şekerli Tükürük
- Devlet Trenine Binmek Böyle Bir Şey İşte!
- Mahallemizin En Bıçkın Delikanlısıydı
- İsyan
- Yalancı Emzik
- On Çılgın İnsan Arıyorum
- Bu Hükümet Tendürek'e Gömülmelidir!
- Kürt Meselesini Çözecek Son Kişi
- Gelin bir aile olalım
- Bu Meclis'ten Senin Payına Ne Düşer?
- Yazsan bir dert, yazmasan bir dert
- Astılar
- Odatv ile vurulmak
- Vıcık vıcık bir siyaset ve üstü çizilen..
- Bu suskunluk sana yakışmıyor!
- Saman Naseem'in yaşam hakkı...