Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 28 Ağustos 2015
Elif Ekşi ZORER
Elif Ekşi ZORER kimdir?
Elif Ekşi Zorer 27.01.1981 İstanbul'da doğdu. Aslen Rize'li olmakla birlikte, anne tarafından da Ege kültüründen nasiplenmiştir. İlkokulu Maltepe'de, ortaokulu 93 yılında Tuzla Halil Türkkan imam hatipte, liseyi de Pendik İmam hatip Lisesinde bitirdi. 1998 yılında YÖK ve ÖSYM’ce belirlenen katsayı kararının azizliğine uğraması sebebiyle öğretmenlik hayallerini yarıda bıraktı. 2002 yılında evlendi, bir kız ,bir erkek evladı var. Kitapları ve biriktirdiği bir sürü altı çizili cümlelerin en sadık dostu olduğuna inanır. yazı yazmak en etkili terapisi, kelimeleriyle ellerinden sıkıca tuttuğu koca bir bağ var arasında. Bu aşkı Siraç dergi'de fısıldamaktan mutlu... Okuma ve yazma aşkıyla yoğrulurken 2014 yılında ilahiyat önlisans kaydıyla hayallerine kısmen kavuştu. Hala öğretmenlik hayallerine kavuşma umuduyla dolu.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Bir Şehir Uçurtmalara Küs Uyanmış
Uçurtmalar şehrinin renkleri solmuş birer birer. Ellerinden uçu vermis bir çocuğun, süslü kanatları kırılmış.

Bir kızın gözyaşları birikmiş avuçlarında, umutlarla süslediği uçurtmasının ardından su döker gibi. Gözyaşları su olmuş da,"geri dön, çarçabuk geri gel"der gibi serilmiş yerlere, yüreğinden taşmış.


Bir şehir o çok sevdiği uçurtmalarına küs uyanmış. Acıyla doğmuş güneş, ışıklarından hüzünler saçmış, acıya boyalı gökyüzünden. Karanlıklarda bile gizlenemeyen o evler, pencerelerine asılı Türk bayraklarıyla haykırmış acılarını. Şehitlerine ağlamış bağıra bağıra. Bir çocuk en sevdiği balonuna öpücük kondurmuş, babasına uçurmus, ellerinden bırakmış gökyüzüne. Bir anne yanmış ciğerlerinden, yanmış da küle dönmemiş yüreği, yandıkça alev almış kanadığı yerden. Sesi kısılmış yastığının altında resmini sakladığı eşinin, topraklar altına emanet ederken evinin direğini. Susmuş dili, yüreğinden fırsat kalmamış konuşmaya. Feryadı yüreğinden taşmış da gözlerine bulaşmış çaresizliği. Babalar hep dik duruyor, oysa en çok onlar ağlıyor sessiz sessiz. Biricik oğlunun emanetlerine kol kanat germeye çalışırken, kanatlarında acıyor canı, kanatları kırılıyor her sarılışında. Ah be dünya der gibi sesiyle," dostlar sağ olsun " diyor "başın sağ olsun" diyenlere!


Herkes konuşuyor, herkes bir ses oluyor diyemediklerine, keşkeler uçan balonlar misali havalanıyor göklere.


Eyvahı oluyor bulutlardan düşen her damla yağmur, yağdıkça hüzün kokuyor toprak, acı kokuyor. 


Gencecik bedenlerin umutları, hayalleri, idealleri kokuyor buram buram. Bir şehir var yüreği kan ağlayan,bir şehir var Şehitlerine ağlayan.


Bu vahşete lanet okuyan yürekler var, beddua dolu diller var bir dolu. Dualar var bu haksızlık da hakkı dileyen, analar var gece gündüz inleyen.


Umutları bitmeyen çocuklar var, isimlerinin yanına yetim adı eklenen, bebekler var daha doğmadan babalarına hasret, doğarken ağlamalarının bir sebebi olan.


Bir vatan var; Şehitlerine ağlayan, başı dik, onurlu ve milyarlarca yüreği var hüzünlerinden doğan.


Birde Rabbimiz var,"iyyake na'budu ve iyyake nestaiyn" diye sığındığımız liman...



   
2015-08-23
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- İstanbul Kokan Yarim