Mustafa DOĞAN
|
|||
Mustafa DOĞAN kimdir? 19 Mayıs Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünden 2009 yılında mezun oldu. Mezun olmasıyla beraber, Kocaeli-Çayırova İlköğretim Okulunda Psikolojik Danışman olarak göreve başladı. Görev süresi boyunca anne-babalara, öğrencilere eğitimler verdi, danışmanlık yaptı ve seminerler düzenledi. Gebze Gazetesinde bir eğitim/öğretim yılı boyunca eğitsel içerikli köşe yazarlığı yaptı. 2013 yılında İstanbul Arel Üniversitesi’nde Psikoloji Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine başladı. “Anne-Babaların Çocuk İstismarı ve İhmali Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi” adlı tez çalışmasıyla uzmanlık derecesini aldı.Kurucusu olduğu anaokulunda okul müdürlüğü yapmakta, anne-baba ve çocuklara, kurumlara eğitim & danışmanlık yapmaktadır. Anaokulu öğretmeni Nur Özer DOĞAN ile evlidir. www.firstlife.com.tr www.facebook.com/First.Lifes www.twitter.com/FirstLife_s Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Okula Uyum Süreci (Oryantasyon) | |||
Kim hatırlamaz ilk öğretmenini? İlk bakışını, sıcaklığını, sizi kucakladığını daha hala hisseden yok mu? Anne babadan sonra, ebeveynlik görevini de üstlenen öğretmen, sizi hayata tutunduran ve size el veren. İlkler, başlangıçlar çok önemlidir ve unutulmaz. Günümüzde eğitim yaşı yaygın olarak artık üç yaş. Üç yaşından itibaren başlayan okul serüvenine 'merhaba' diyoruz hep birlikte. Öğrenciler, veliler, öğretmenler ve biz yöneticiler. Bir önceki seneden daha fazla heyecanlı ve hevesli, çalışkan, özverili ve hazır olarak bu günlerde anaokullarında oryantasyon süreci başladı. Veliler, en değerlilerini çocuklarını güven ve huzur içerisinde anaokuluna alıştırmaya çalışıyorlar.
Oryantasyon, çocuğun ailesine karşı hissettiği sevgi ve güvenin okula transfer edilme sürecidir. Bu süreçte, çocuk okuluna, öğretmenine ve arkadaşlarına güven duymak ister. Güven duygusunu aldıktan sonra okula sağlıklı bir başlangıç gerçekleştirilmiş olur. Oryantasyonda kademeli bir şekilde artan sürelerde öğrenci okulda bulundurulmalı ve güven tuğlaları yavaş yavaş örülmelidir. Oryantasyon sürecinde ailenin çok önemli görevleri var. Okulu çocuklara nasıl anlatırsak onların kafasındaki 'okul şeması' öyle şekillenecektir. Okulun gerekli olduğunu onlara anlayabileceği bir dille anlatılmalıdır. Okul cezalandırılan bir yer gitmek zorunda olduğu bir yer olmamalı. Okul keyifle gidebileceği ve eğitimini aldığı bir yer olarak bilinmeli ve bu çocuğa anlatılmalıdır. Oryantasyonda iki tür öğrenciden bahsedebiliriz. Tepkisini ilk önce belli edenler ve bir de tepkisini sonradan belli eden öğrenciler. Tepkisini ilk belli eden grup, okulu fark edip aslında alışmaya karşı ilk adımını atmış olanlardır. Bu grubun daha kolay okula alışması beklenir ve ailenin de desteği ile oryantasyon olumlu bir şekilde sonuçlandırılır. İkinci grup ise ilk önce okulu daha çok bir oyun yeri olarak görüp, daha sonra okulun sistemine ve kurallarına tepkisini gösteren gruptur. İlk başta oyun yeri olarak gören öğrencilerin kafasındaki şemayı değiştirmek daha zor olacaktır ve belirli bir süre geçtiği için de oryantasyon süreci planlanandan biraz fazla uzayabilecektir. Her iki durumda da aile okulun yanında yer almalı, sağlıklı bir başlangıç yapılabilmesi için öğretmene ve okula yardımcı olmalı, yol göstermelidir. Okula başlayan tüm öğrencilere ve velilere kolaylıklar diliyorum. Turizm mi, eğitim mi? Milli Eğitim Bakanlığı'nın okula başlama takviminde yaptığı değişiklikle beraber okullar Kurban Bayramından sonra açılacak. Son zamanlarda özellikle sosyal medyada eleştirilen bir karar oldu. 'okullar ne zaman başlayacak, oteller kapandıktan sonra' gibi ifadeler sıkça paylaşılır durumda. Terörün, şiddetin, savaşın, sorunların çözülebilmesinin çaresi eğitilmiş kişiler, bilinçli ve medeniyet sahibi insanların olduğunu düşünürsek eğitimin daha öncelikli ve daha önemli olduğunu hepimizin biliyor olması gerekir. Ya da eğitimle teröre suça karışacak gençlerin engellenmesi ve bilinçlendirilmesi, o gençlerinde evlerinde ailelerini bilinçlendirmesi, komşusunu bilgilendirmesi ve sonuçta terör olaylarının azaltılması amaçlanmalıdır. Ve bunun için bir an önce eğitim başlamalıdır. 'Çocukların sıkılmak için zamana ihtiyacı vardır. Yaratıcılık böyle doğar' (Melenie Jean Juneau, Yazar). Farklı bir bakış açısı olabilir. Ben yaratıcılıkla ilgili şöyle bir şey söylemek istiyorum. Çocukların ya da insanın yaratıcı olabilmesi için, klasik olarak sınırlandırılmamalı, yapılan bir ürün onun olduğu için saygı duyulmalı, bunlarda hiçbir problem yok. Bir de bence hem gereksinim hissetmeli, hem de zor durumda olmalı. Yapılandırılmış oyunlar sunulmamalı, oynaması için ellerine sadece oyuncak verilmemeli çocukların. Çocukların kendi hayal güçlerini geliştirebilecek rehber olmalıyız onlara. Mesela, onun yerine biz karar vermemeli ve biz onun adına konuşmamalıyız. Yaratıcılık için sihirli soru 'başka ne-nasıl-niçin olabilir'. Deneyin, çocuğunuzun yaratıcılığına katkıda bulunun! |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-08-26 | |||
|
|||