YAZARIN SAYFASI | |||
Dün Söyledik, Dinletemedik | |||
![]() 13 yıldır, aldatıldılar, kandırıldılar, suistimal edildiler, ihanetle karşılaştılar, tüm şer güçler birleşti darbe girişiminde bulundular, hepsini kabul edelim. Peki şimdi tekrar başa döndük. ne yapmalıyız. 13 yıllık tecrübeleri var artık bunlar başarırlar mı? diyelim. Yoksa, tek başına iktidarda ağlama duvarı olmuşlarsa, bu duvarlar yıkılmalı mı? diyelim. Aklın yolu birdir. Halkında bu yolu bulması kaçınılmazdır. Biz yazarlar tespitlerimizi yaparak halkın önüne koymak görevimizdir. Milletimiz ve Anadolu halkı, artık doğruları görecek ya da görmek zorunda olduğunu idrak edecektir. Şayet 1 Kasımda sandık önlerine konacak olursa, son sözü halk söyleyecektir. Bakın 2012 Kasım ayında neler yazmışız. BİRLİK ŞUURU VE MİLLİ AHLAK Ülkemizde, birçok aydın, yazar ve Akademisyenin, uzun bir süredir hükümetin İç ve dış siyasi politikalarına sözde haklılık kazandırmak için fikir üretmekte ve garip yorumlar yapmaktadırlar. Yıllardır Devletimizi yönetenlerin yaptıkları kişisel ve ya yönetimsel hatalarını ortaya getirip, asırlardır kardeşliği ve birliği perçinleşmiş (Birbirine dede, nene, Ana, baba, kardeş, Torun, amca, dayı, yenge elti, bacanak, olmuş) Türk ve Kürt halkını ayrıştırmaya çalışan emperyalist zihniyetleri ve onların içerideki işbirlikçilerini göz ardı eden düşünce yapılarını anlamakta zorluk çekiyorum. Bunların yanında yarım asırlık, siyasi bir oluşum olarak yüklendiği Milli görevini ve Müslüman Türk'ün Kültürel Milliyetçilik anlayışını, kişisel nefsi arzulara indirip, salt siyasi fanatizmin içinden çıkamayan kardeşlerimi de anlamakta zorluk çekiyorum. Dünyanın son iki yüz yılının gerçekleri ne kadar çarpıtılırsa çarpıtılsın inkâr etmek akılla ve mantıkla izah edilemez. Osmanlının yaşadığı son yüz yılın bilançosu içinde kimin haklı veya haksız olduğundan ziyade, ulus gerçeğinin ön plana çıktığı bir dünya düzeninde, yaşananlardan sonra yapılabileceğin en iyisi Cumhuriyet ve Müslüman Türk Milleti gerçeğini inkâra kalkışanları, insani boyutun dışına çıkarak haklılık kazandıran fikir sahiplerini de şiddetle lanetliyorum. Millet, Devlet, Cumhuriyet ve Tarih şuurundan yoksun bir düşüncenin demokrasi uygulamasının, sakat sonuçlar doğuracağını bilmemek için kör ve sağır olmak gerekir. Önce 'Kürt açılımı', sonra 'Demokratik açılım' sonra da 'Milli birlik ve bütünleşme açılımı' adını koyarak yola çıkanları samimi bulanların hala daha gaflet uykusundan uyanamadıklarını düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Müslüman Türk olarak, birlikte yaşadığımız, Kürt'ün, Çerkez'in, Arnavut'un, Rum'un, Ermeni'nin yanında, Türklük değerlerini hiçe sayarcasına, BİRLİK ŞUURU VE MİLLİ AHLAKTAN yoksun, sokaklarda haykıran modacı zihniyetleri, yakıştıracak bir çağ bulamıyorum. Nefsinin ve Siyasi fanatizmin esiri olmuş riyakar zihniyetlere asla tahammül edemiyorum. 2012 yılında yaşıyoruz ve kendimizi halen daha korkunun, öfkenin, riyakarlığın, karmaşık düşünce ve handikapların içinden çekip çıkaramıyoruz. Vatan toprakları, Devleti ve Milletinin namusu üzerine siyasi hesap yapmak ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip olanların içinde bulunduğu en büyük ihanettir. Bize ve Ülkeyi yönetenlere düşen en büyük görev, yaşanan olaylara doğru gözlükle bakmaktır. Karmaşık düşüncelerin etkisinden kurtulup, asıl problemin kimlik ve kültürel taleplerin çok ötesinde, emperyalist güçlerin güdümünde 'Sözde bir Kürt devleti' istemlerinden kaynaklandığını, Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde kültürel kimlikleriyle var olma ve yaşama gibi bir niyetlerinin bulunmadığını bilerek, Şark'ın feodal yapısını yıkarak, halkın sosyal ve ekonomik yapısını değiştirecek tedbirleri almalıyız. Hukuk ve Demokrasi çizgisinden sapmadan, devletin üniter yapısından taviz vermeden, devleti yönetme iradesini gösterebildiğimiz sürece her türlü problemi çözme yolunda önümüze çıkacak engelleri geçeceğimiz şuuru ile reflekslerimizi geliştirmeliyiz. Şuna yürekten inanıyor ve iddia ediyorum ' Ben Kürt asıllı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' demek, bin yıldır et-tırnak olduğumuz hiçbir Kürt kardeşime zor gelmemiştir ve gelmeyecektir. Hiçbir siyasinin cesaret edemediği; 'Ben ne kadar Türksem siz o kadar Türksünüz, Siz ne kadar Kürtseniz ben de o kadar Kürdüm!' sözünü, Türk milliyetçiliğinin MERHUM LİDERİ BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ, 'Biz Kürdüz, Biz Çerkeziz, Biz Boşnağız, Biz Türkmeniz, Biz Alevi'yiz, Biz Sünni'yiz, ama biz hepimiz Büyük Türk Milletiyiz' sözünü Merhum Alperen Muhsin YAZICIOĞLU, söylemişlerdir. En önemlisi, Ana yüreğini siyasetin ve ihanetin ortasına yerleştirerek, Toplumsal bütünlüğümüzü ve geleceğimizi parçalayıp yok etmek için malzeme olarak kullanmak veya kullanılmasına müsaade etmek Müslüman Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine yapılacak en büyük ihanettir. ALLAH'A EMANET OLUNUZ |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-08-27 | |||
|
|||