Necati KAVLAK
|
|||
![]() |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Tarih Şahit! | |||
![]() Bu gün söze nasıl başlayacağımı bir türlü kestiremedim. Ve yazarın ne kadar haklı gerekçe ile giriş cümlesi olarak okuyucuya hitap etmeyi tercih ettiğini yaşayarak öğrendim. Öğrendim öğrenmesine de yine de bir başkasına ait olduğunu düşündüğüm tarzı, kalemime tavsiye etmedim. Hâlbuki işleyeceğim konunun içine ben yazmadan siz balıklama daldınız. Suyun altından üstünden kulaç atmaya devam ediyorsunuz. İşim aslında şimdi daha çok kolay! Siz konunun içinde kulaç atarken, kalemim siyah beyaz resim çizecek, olayları özetleyecek, tarihe küçük not düşecek. En iyisi lafı çok uzatmadan sadede geleyim. 12 Eylül 1980 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içinde ülke yönetimine el koymadan önce ( Adana, Ankara, Elazığ, Bingöl, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, Kahramanmaraş, Kars, Malatya, Sivas, Urfa ve Hatay'da') 13 İl'de sıkıyönetim ilan edilmiş ve uygulanıyordu. Kasım 1979'dan Eylül 1980'e kadar anarşi-Terör, 3729 can aldı. (?)! Soru İşaretini neden koyduğumu satırlara nokta koyunca siz kendiniz cevaplayacaksınız. 1402 sayılı SIKIYÖNETİM KANUNU Sıkıyönetim komutanlarına çok geniş yetki vermesine rağmen, emniyet ve asayiş bir türlü sağlanmadı. Ankara'nın göbeğinde silahlar patladı, Ulus meydanında Ankaralı can ve mal güvenliği endişesi içinde yaşadı. Yalız Ankara'da mı? Ankara bir örnek! Emir ve komuta zinciri içinde, ülke yönetimine el koymayı aklılarına koyanlar, Millet illallah desin, anarşiden yaka silksin, Vatan sahipsiz mi diye feryat etsin diye yangına su dökmediler dökerken de elleri titredi. Ateşe körükle gidenler ise eminim ki her acı olaydan sonra avuçlarını ovuşturdular. Ve beklenen gün çok geçmeden geldi çattı.11 Eylül günü akan kan 13 Eylül sabahı bıçak gibi kesildi. Millet rahat bir oh çekti. Kenan Evren ve konsey üyelerine dua etti. Arşiv şahittir ki bu gün darbe karşıtı olanların hepsi Evren ve silah arkadaşlarına methiyeler düzdüler. O dönemi yaşayan herkesin bildiği yalın kısa bilgileri niye paylaştığımı anladığınızı ümit ediyorum. Lafı nereye getireceğimi de keşfettiğinizden eminim. Bu gün yaşananların da o gün yaşananlardan pek farkı yok! Oyun aynı oyun, sadece sahnedeki oyuncular farklı. Kostümler değişik,1980'de ülke yönetimine el koymak isteyen Darbecilerin sırtında üniforması başında şapkası vardı, şimdi rejimi değiştirmek isteyenlerin bilinç altında görünmeyen sahte sarıkları, sırtlarında ferace var. Onlar düdüğü çaldığında sokaklara tank, zırhlı araç hâkimdi; bu gün terör, toma, polis, plastik mermi biber gazı hâkim. Otuz beş sene önce ölen, şehit olan, idam edilen de fakir, yoksul, gariban, bu gün PKK'nın doğrudan hedefi olanlar da aynı çocuklar. Yürek tutuşsun isteyen güç hiç değişmedi her zaman aynı el, Maşa olarak kullanılanlara ise Tarih şahit! 1 Kasımda yapılacak seçimlere giderken, istikrar diyenler; istikrarsızlığın ve yaşananların gerçek sorumluları, sorumluluk alma cesaret ve basiretini göstermeli. Analar ağlıyorsa, toprak şehit kanı ile sulanıyorsa, bu oyunun altında ki iktidar hırsı, saray entrikası görülmeli ve oyun bozulmalı. 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlama arifesindeki Türk Milleti, tarih bilinci deneyimi ve birikimi ile bu oyunu görecek ve bozacak demokratik birikime sahip. Aziz Ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun! |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-08-28 | |||
|
|||