Serdar USMAN
|
|||
![]() 1971 Ankara doğumlu olan Serdar Usman, Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu. Usman, evli ve 3 çocuk babası.İngilizce ve Arapça biliyor. Dış ticaret uzmanı olan ve 17 yıldır bu mesleği devam ettiren Usman, birçok firmanın da dış ticaret danışmanlığını yürütüyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika'daki pek çok ülke ile ihracat faaliyeti yürüten Usman çok sayıda sosyal sorumluluk faaliyetinin yanında sivil toplum kuruluşlarında da görev aldı. Usman, bir diğer taraftan yerel bir gazetede 8 yıl köşe yazarlığı yaptı. Şu anda Hakimiyet Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Usman, bunun yanında da Konya Pusula Gazetesinde ekonomi danışmanlığı yapmaktadır. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Hadim ve Taşkent Hatıraları -2 | |||
![]() Taşkent'e inince bizi makamında bekleyen genç ve idealist başkan Osman Arı ile birçok konuda hasbihal etme fırsatımız oldu. Bu arada Sayın Başkan'ın telefonları susmak bilmedi. Tüm siyasetçilerin ortak kaderi olan vatandaştan beklenti amaçlı yağan telefonların hepsine kırmadan dökmeden hiç üzmeden cevap vermeye çalışan inat ve ısrarlı olanlara bile sabırla tatlıya bağlayarak telefonu kapatan başkanı tebrik ediyorum. Bölgenin ağabeyi olmuş. Bu herkesin kolayca başarabileceği bir durum değildir. Başkanla sohbetimiz esnasında Taşkent'in hemen altında ki derede yapılan kamyonların fink attığı hummalı çalışmanın ne olduğunu sorduk. Değerli okurlarım neymiş biliyor musunuz? Avşar Mahallesine yapılan dev barajın suları, bir önceki yazımda ifade ettiğim Konya Ovasını besleyecek olan Bağbaşı barajına su taşıyacak. Bu taşıma esnasında su o tarafa yönlendirilirken Taşkent'in altına inşa edilecek olan Hidroelektrik Santral kanalıyla da elektrik üretilecek. Yani bir taşla iki kuş vurulacak. Ülkemizde bu kadar devasa projeler gerçekleştiğine bir kez daha şahit olmaktan tarifsiz mutluluk duydum. Dahası Konya'dan çıkıp ta buralara kadar adım adım devam etmekte olan yeni yol açma ve yol yapım çalışmalarına hiç girmeyeceğim. Koca dağlar delinerek, kazılarak mesafeler kısaltılıyor. Uzaklar yakın oluyor. Bu kadar müthiş bir çalışma sürerken bunu takdir yeteneğini kaybetmiş olan ve AK Parti hükümetini topa tutan çevreleri Allaha havale ediyorum. Bizzat gördüğüm bu çalışmalar karşısında hala üzümün çöpü armudun sapıyla uğraşan, diğer muhalefet partilerinin ucuz vaatlerine kanan ve üç kuruş fazla maaş vaadine kanarak yapılan yatırımları görmezden gelen halkımızı anlamakta güçlük çekiyorum. Bakınız bu hizmetler başbakanın memleketi diye de yapılmıyor. Kısa bir süre önce Nevşehir'e, ondan öncesinde Aydın ve Muğla taraflarına da gittim. Her bölgede hummalı bir çalışma var. Lütfen Avrupa'nın kokuşmuş liderlerinin ve uhdelerinde ki köpeklerinin oyunlarına ve tuzaklarına fırsat vermeyin. Onların oyununu bozmak için tekrar düşünün. Attığımız her adımda yaptığımız her yatırımda zıvanadan çıkıyorlar. Hele İstanbul'a üçüncü havalimanı projesi Avrupalı devletlerin uykusunu kaçırıyor. Akıllara zarar taktiklerle bizi yıpratmaya çalışıyor. Bugün başımıza musallat ettikleri terör belasının ardında vallahi Almanya var. Diğer Avrupa ülkeleri var. Bu oyunu bir anlayın artık. Bizi iç savaşlarla yıpratmak ve önümüzü göremez hale getirmek istiyorlar. Sözümüz farklı mecralara kaydı. Taşkent'e gitmişken daha önceden duyduğumuz Başbakanımızın halacığı Nilüfer ninemizi de ziyaret ettik. Eşiyle birlikte Taşkent'te mütevazı bir evde mutlu bir yaşam idame ediyorlar. Nilüfer ninemizin hayat kokan ellerinden öptük. Kendisi evin önünde ki avluda fasulye ayıklarmış. Hacı amcama akşam güzel bir taze fasulye pişirecek. Tüm ısrarlarına rağmen vaktimizin darlığını gerekçe göstererek akşam yemeğine kalmadık. Ninemiz bana, hükümet kurma aşamasının başarısızlıkla sonuçlanmasına atfen endişe içinde yeğeni, Başbakanımız Davutoğlu'ndan ne olacağını sordu. Kendisine rahat olmasını, halkın onun ardında olduğunu söyledim. Bu sözlerim bile onu teselli etmeye yetti. Taşkent'te çok güzel bir park var. Oraya Mihrap Parkı ismi verilmiş. Bahçesinde buz gibi akan sudan içmeyi lütfeden rabbime şükürler olsun. Birde burada Köşebaşı lakaplı bir ağabeyimizin işlettiği restoran var. Oraya da uğramanızı öneririm. Özellikle de sac kavurmasını yemeyi ihmal etmeyin. Yine kayalıklar üzerine oluşturdukları açık hava mescidinde akşam namazlarımızı cemaatle eda ederken püfür püfür esen rüzgârın sesi rabbi zikir hissi veriyordu. Birde geçmişi hakkında fazla bilgi olmayan Uzun Şıh Türbesini ziyaret ederek Fatiha okuduk. Ey Rabbim bizlere böyle mükemmel bir vatan ihsan ettiğin için sana milyonlarca kez şükürler olsun. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-08-29 | |||
|
|||