Mustafa KOCA
|
|||||||||||||||||||
![]() 1955 Yılında Mersin, Musalı Köyü'nde doğdum. ODTÜ Kimya Mühendisliği Fakültesinden mezunum. Tarımda ve Gıdada kullanılan Kansere neden olan Kimyasallara şiddetle karşıyım... Çocuklarda Zihinsel Gelişimin yapılandırılmasını anlatan KELEBEK TERBİYECİSİ ve tarım uygulamaları ile kanser arasındaki ilişkiyi anlatan TOPRAĞIN ÖLÜM ÇIĞLIĞI isimli yayınlanmış iki tane kitabım var... Yerel Gazetelerde KANSERLE ilgili çok sayıda makalem yayınlandı... Email: [email protected] |
|||||||||||||||||||
YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||||||||
Probiyotik, Prebiyotik ve Simbiyotik | |||||||||||||||||||
![]() Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda insan vücudunda gerçekleşen sindirim olaylarının %70'den daha fazlası ve ön savunma işlemleri probiyotikler tarafından gerçekleştirilmektedir. Kaş, göz, burun, ağız, yutak, yemek borusu, mide, bağırsaklar, akciğer ve eklem yerlerinde vücutta bulunan hücrelerin on katı kadar probiyotik bulunmaktadır. Vücuda alınan bir besin metabolizma faaliyetlerine katılıncaya kadar probiyotikler tarafından parçalanır, değişime uğrar. Değişimin her aşamasında probiyotikler görev alır. Probiyotikler besinlerin yapısını değiştirirken, yarı sindirilmiş besinlere enzimler aracılığıyala vitamin ve mineralleri ekleyerek onların vücut hücreleri tarafından kullanılabilecek hale gelmesini sağlar. Yani probiyotikler olmadan bir besinin metabolizmaya katılması mümkün değildir. Her bitkinin yapısındaki bileşenler farklı olduğu için besinlerin her birinin parçalanmasını sağlayacak bakteriler de farklıdır. Ayrıca her besinin ilk parçalanma işleminden metabolizmaya ulaşıncaya kadar gerçekleşecek süreçlerde görev alan probiyotikler (faydalı bakteriler) farklıdır. Bir besin maddesi ağızdan alınıp metabolizma tamamlanıncaya kadar kefir bakterisi, yoğurt bakterisi gibi çok sayıda faydalı bakteri (probiyotik ) görev alır. Bakteriler beslenebildikleri sürece var olurlar. Beslenemediklerinde ya ölürler, ya diğer bakterilere saldırırlar, ya da vücut hücrelerine saldırırlar. Bu nedenle bağırsak florasını zenginleştirmek tek başına yetmez, onları sürekli olarak beslemek gerekir. Bunun için de besinlerin çeşitlendirilmesi önemlidir. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için probiyotikler arttırılırken, onların yaşamlarını sürdürmeleri için uygun ortam da hazırlanmalıdır. Yukarıda açıkladığım bilgiler ışığında bugün itibarıyla 500'den fazla bitkinin 500'den fazla probiyotiğini, 2.500'den fazla enzimi, vücudun ihtiyacı olan tüm mineral ve vitaminleri bir araya getirmiş bulunuyorum. Kıvaçla söylemeliyim ki ülkemizde böyle bir çalışma olmadığı gibi, literatürde de bu kadar kapsamlı bir çalışmaya henüz rastlamadım. Uluslar arası literatürde faydalı bakterilere probiyotik, vitamin, mineral ve enzimlere prebiyotik deniliyor. Probiyotik ve prebiyotiklerin bir arada bulunmasıyla oluşmuş karışıma da simbiyotik deniliyor. Vücudumuzdaki probiyotiklerin yok olmasının başlıca nedenleri; · Raf ömrü uzatılmış kimyasal katkı maddesi içeren besinler. ( İçeriğinde Sodyum benzoat, Mono Sodyum Glukomat, Aspartan, vb içeren besinler) Bu kimyasalların bir kısmı ‘'E'' kodu ile belirtilerek gözden kaçırılıyorlar. · Üzerinde ilaç kalıntısı bulunan meyveler, sebzeler ve bunlardan üretilmiş ürünler. · Çamaşır yıkamada kullanılan deterjanlar · Bulaşık yıkamada kullanılan deterjanlar · Sıvı sabunlar · İçeriğinde flor bulunan diş macunları · Hormon içeren besinler · Sentetik boyalar · Sentetik koruyucular ( ev ve iş yerlerinde kullanılan) · Saç boyaları, v.b. Günümüzde her sağlık sorununa bir bitki çayı önerilmektedir. Bir çayın demlenmesi sırasında ısıl işlem görmesi gerekir. 70 derece sıcaklıkta bütün bitkisel yapılar değişim geçirir, yapısal bozulmaya uğrar. Bitki çayları insan bedenine ancak mineral desteği sağlayabilir. Saygılarımla.... |
|||||||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||||
2015-08-29 | |||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||