YAZARIN SAYFASI | |||
Ağlamayı ve Aldatmayı Biliyoruz | |||
![]() Ulusal menfaatlerimizi gözeten bir dış politika izleyemedik. Cumhuriyet devrimlerini evrensel boyutlarda geliştirip Milli ve İslami kimliğimizle hem hal edemedik. Halkımızın arzu ve isteklerine cevap verecek kurum ve kuruluşlarımızı dizayn edemedik. Bugün şikayet ettiğimiz, Emperyalist devletlerle yaptığımız anlaşmalarda sürekli aldatıldık. Halkın iradesine yapılan müdahalelerin önünü alamadık. Cumhuriyetle Demokrasiyi yıllarca çatıştırdık, barıştıramadık. Cumhuriyeti kuran zihniyeti dinsiz, İslamiyet'i yaşayanı yobaz ilan ederek yobaz ile bağnazı ayıramadık. Milli ve Manevi değerlerimizi yabancı ideolojilerin insafına terk ettik. Yıllarca Sağ sol, Alevi Sünni ve Türk- Kürt kamplaşmalarına çanak tuttuk. Silahlı Kuvvetlerimizi, Milli Eğitimimizi ve Ekonomimizi Emperyalist zihniyete bağımlı kıldık. Cephede kazandığımız zaferleri korku ve hasletlerimiz sonucu masalarda harcadık. Şeriat gelecek, Kominizim gelecek yaygarası yapıp, Milletimizin ruhuna ve vicdanına uygun aydın yetiştiremedik. 'Garibanız, ANADOLU'DA bir gece kondu yaptık sığındık, neme lazım etliye sütlüye karışmayalım' mantığı güderek, Dünya tarihinin tek İstiklal harbini yapmış bir Milleti korkularla idare edip bugünkü haline getirdik. Bölüneceğiz korkusunu yaygara yaparak milletimizi galeyana getirip, ülkede kargaşa ortamı yaratmak isteyen zihniyetlere hizmet etmeye devam edip şanlı bayrağımızı kendi insanlarımıza tehdit aracı olarak kullanmayı teşvik edercesine sokaklara döküldük. Hiçbir şey yapamayıp sadece ATA'NIN huzurunda ağlamayı iyi becerdik. Kendimizi tanımadan ve gücümüzü görmeden korkularımızın esiri olup, sözde, 3,5 eşkıya için Okyanuslar ötesi ittifaklar aramaya giderek, Milli kültürümüzde hiç olmayan bir efelenme ile dünyaya mesaj vermeye çalıştık. Daha dün, Irak'a giren ABD işgal güçlerine İncirlik hava üssünden lojistik destek verip, O işgal güç'ün, Irak'ın kuzeyini güçlendirmesine ve bizim verdiğimiz evlatlığı da başına bölgesel başkan olarak atamasına sebep olduk. Suriye karıştı 3 yıl efelendik olmadı, yine ABD'ye kucak açmak zorunda kaldık kendimizi ne idiğü belirsiz bir koalisyon güçlerine teslim ettik. Ülkemizi ABD, İsrail, İngiliz ve Alman istihbaratlarının kıskacından bir türlü kurtaramadık. Milletin verdiği yetkinin sarhoşluğu ile avaz avaz, 'Aşiret reisi ile muhatap olmayız.' 'Teröristle asla görüşmeyiz' diye bağırdık. ama gidip üvey babalarından 'Gir kolumuza şu beladan kurtar bizi' diyerek yardım dilenmekten bir türlü vazgeçemedik. Burs ve Obama'nın kendilerinin bile hakim olamadığı istihbarat servislerinin peşine takılıp Türk Silahlı Kuvvetlerimizi zaafa düşürüp, değerli Subaylarımızın başlarına geçirilen çuvallara boyun eğdik. Hem kel hem fodul olduk. Efelenmenin de dik alasını gösterdik. Oysaki ne yapabilir-izi biraz düşünsek, biraz da cesaretimiz olsa. Bu büyük milletin top yekun kararı ile yapılan Kıbrıs Barış harekatını pozitif yorumlar, yıllardır hiç itirazsız bedel ödeyen milletin ruhuna ve vicdanına uygun dış politika üretir, düşmana haddini bildire-bilirdik. Ne yazık ki; Halen daha, Karakol basıyorlar, askerimizi, vatandaşımızı şehit ediyorlar. Yolları kesip halkın kimliğini kontrol ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Üniter yapısını tehdit ediyorlar. Bunları sanmayın ki; 3,5 Eşkıya yapıyor. Bunları yapanlar yukarıda saydığım devletlerin gizli ve derin güçleridir. Bizim sözde derin güçlerimiz ise yaptıklarını ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Ulu önder ATATÜRK'ÜN vefatından beri musallat olan hastalık nöbetimiz devam ediyor. Korkuyoruz: Neden korkuyoruz? Siyasi bedel ödemekten ve şahsi ikballerimizi kaybetmekten korkuyoruz. 'Dünya 5'den büyüktür' Doğru söz. Dünya Rusya'dan ve Amerika'dan büyüktür deniyordu benim çocukluğumda. 50 sene geçti biz halen daha terazinin kefesinden dışarıya çıkamadık. Yıllarca Taşeronluktan Müteahhitliğe yükselememişken, sınırlarımızda efelik yapmak bizim neyimize? 'Emevi Camisinde Cuma namazı kılacağız' Söze bak söyleyene bak... Ülkemizi yönetenler bu gerçeği görmelerine rağmen korkularına esir olmuş, sözde aydınlarımız da üstlendikleri görev gereği halkı ve yönetenleri yanlış yönlendirmiştir. Sonuç olarak; Korku, aldatılma, görememe, beceriksizlik ve ihanetlerden, Asil Milletimiz her zaman ders çıkarmış, doğruları görmüş ve gereğini yapmıştır. Üstün meziyetlere sahip bir bedeni kaplamış ruh birliği olan Türklüğün tarih içinde yaşadığı gerçekler ortadadır. Son Endülüs halifesine 'Dinini ve Devletini koruyamayanlara Karılar gibi ağlamak yakışır' dememiş mi anası, Zaten çok iyi bildiğimiz de milletin huzurda ağlamak ve aldatmaktır. ALLAH'A EMANET OLUNUZ |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-09-17 | |||
|
|||