Necati KAVLAK
|
|||
![]() |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Temel ve Üç Maymun | |||
![]() Aydınlık içinde bulun diyenleri duyuyor ve bakışlarını üzerimde yakından hissediyorum. Ya kamuda çalışmayanlara ne demeliyiz? Özel sektörde üreten emekçilere, asgari ücretle dişinin kanını soran işçilere ne cevap vereceğiz? Doğrusunu isterseniz 'Adaletin Bu mu Dünya' türküsünü sessiz sedasız mırıldanabiliriz. Dünyanın bir adaleti bir düzeni elbette var! Dünyanın adaleti düzeni var da, adını adalet koyanlarda hak, adalet, hukuk var mı tartışılması bile abesle iştigal. Samanlıkta toplu iğne aramak, bizde hukuk ve adalet aramaktan daha kolay ! Kalemim bu düşüncelerle cadde, sokak dolaşırken, diline bir name takıldı ' Bizim Eller Ne Güzel Eller' diye bir nakarat tutturup yol boyu mırıldandı durdu. Gerçekten bizim eller güzelden de öte, güzel kelimesi yetersiz kalır. Muhteşem ifadesi bizim El'in yanında mum gibi erir. Bu güzel Türk Halk Müziği eseri, Van yöremize aitmiş! Saadettin Kutlu ve Muzaffer Sarısözen ikilisinin derlemesi diye kayıt düşülmüş. Her kim yazmış, bestelemiş ve derlemişse alkışlamak, kutlamak lazım. İşte eserin ilk Kıtası 'Bizim eller ne güzel eller, Söylesin Şirin Diller, Oynasın Koç Yiğitler, Oh Bizim Eller Ne Güzel Eller' ... Sözlerin içine balıklama dalalım, derinliğine uzun uzun kulaç atalım. Görülecek ki eserin ifade ettiği mana okyanus kadar derin ve engin! Şapkanızı lütfen önünüze koyun, sıcak çayınızı yudumlarken kendi kendinize sorun! Şiiri kaleme alan şairin, beteleyen, notalara uyarlayan bestekârın, Müzikle ifade edilen duyguları, verilmek istenen mesajı, ya da işlediği temayı şimdi yaşayabiliyor muyuz? Koçyiğitler (!)oynuyor mu? Söyleyen diller (!)şirin mi? Tabiata bakınca içten ve derinden bir ( Oh)! Çekebiliyor muyuz? İşte, 9 günlük tatilde ayaklarımızı uzatıp, son günlerini yaşayan yaz güneşinin sıcak ateşinde; bu sorulara cevap aramalıyız. Sonra şu garibin dilinden düşen, 'Ne çok yayla var şu ülkede başı dumanlı, Nedeni hiç bilinmez ama ana yüreği hep gamlı' dizelerine göz atmalı ' Seher vakti dört yönden serin poyraz eser, Üşür şafağa uyanan kınalı kuzunun elleri' mısralarına da kulak kabartmalıyız. Siz de bilirsiniz, poyraz ülkemizde kışın eser, Kar'ı yağarken savurur, bir tipi çıkar ki göz gözü görmez. Gökyüzünde uçan kuşlar donar! Temmuz'da/ Ağustos'ta ve Eylül'de poyraz esiyorsa, 35(!)40 derece sıcakta kan donuyorsa, 'Bizim eller Ne Güzel Eller' olmaktan çıkmamış mı? İşte bu hayati soruya, üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenci heyecan ve ciddiyetiyle cevap aramalıyız. Yalnız cevap aramak yeter mi? Elbette ve mutlaka doğru cevabı bulmak hayati önem taşımakta, bu yüzden doğru cevabı işaretlemek mecburiyetindeyiz. Kurban Bayramınız Kutlu Olsun! Bayramda baklava ikram edemedik, Temel' den Bir Tebessümle yazıya son verelim. Ne dersiniz? Nesli tükenmekte olan üç maymun varmış, maymunları yakalamak ve koruma altına almak için, bir karar alınmış. Hayvanat bahçesi görevlilerinden, Temel'in başkanlığında 4 kişi bir tazıdan oluşan bir ekip oluşturulmuş. Üç maymunu yakalayıp getirmesi için amazon' ormanlarına gönderilmiş. Amazon ormanda maymunu arayan ekip aradığı maymunun birisini yüksekçe bir ağacın tepesinde görmüş. Temel hemen uygulayacağı taktiği açıklamış, 'Ben ağacığı sallıyorum, maymun aşağı düşünce siz yakalıyorsunuz. Temel ağacısallamış, maymun düşmüş, avcılardan önce tazı maymunu yakalamış öp(!)müş. İkinci maymunu da ağacın başında görmüşler, yine temel ağacı sallamış, maymun düşmüş, tazı maymunu avcılardan önce yakalamış yine öp(!)müş... Derken 3. Maymunu da bulmuşlar, Temel gene ağacı sallamaya başlamış lakin bu sefer maymun gözünü açmış, ağaca sıkı sıkıya sarılmış yere düşmemiş. Maymun düşmeyince Temel ağaca çıkmaya karar vermiş. Silahını da arkadaşına verip, ben ağaca çıkıyorum, eğer ağaçtan maymun düşerse sorun yok; şayet ben düşersem tazıyı vurun demiş... Bu fıkrayı her kim üretmişse, belli ki yalnız gülün istememiş. Biraz da düşünün diye kaleme almış. Tazı ile maymun arasındaki (öpmek) fiili yerine aklınızdan geçeni koyun! Ve Temelin vur emrine yalnız gülmeyin! Öpülmek kaderimiz değil, kaderimizi değiştirmek için Temel'i örnek almalı, Tazıyı olay yerinden uzaklaştırmalıyız. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-09-20 | |||
|
|||