Mehmet GÜNDÜZ
|
|||||||||||||||||||
Mehmet GÜNDÜZ kimdir? 1983 yılında Gaziantep'te doğdum. İlköğretim ve lise eğitimimi doğduğum ilde tamamladım.. 2008 yılında, Karadeniz Teknik Üniversitesi- Eğitim Fakültesi- İlköğretim Matematik Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Orta seviye denilecek kadar İngilizce'ye vakıfım. Gaziantep'te devlet okulunda görev yapıyorum. Araştırmacı bir kişiliğim var. Evliyim ve 2 çocuk babasıyım. Email: [email protected] |
|||||||||||||||||||
YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||||||||
Çözüm Sürecinin Neden ve Sonuçları | |||||||||||||||||||
"Dilini kaybeden millet yaşamak hakkını çoktan kaybetmiştir " Bir dönem yapılan politikaların tamamına kaynaklık eden söz. Türkçe hariç diğer dillerin tamamı ülkenin bütünlüğüne kast edilmiş unsurlar olarak görüldüğü yıllar.
80'li yıllar bu baskıların birçok etnisiteyi harekete geçireceği yıllar.1984 yılından itibaren yeni bir oluşum ile Türkiye güne başladı. Etkisi şu günümüzü en çok meşgul eden çatışmalara gebe olacak bir oluşum. Kadrolarında yer yer dönemin Türk sol kesiminin de olduğu 'Kürt Özgürlük' mücadelesi. Bu mücadele zaman zaman tek taraflı ateşkes ilanların yapılmasına rağmen yüz binlerce can kaybına neden oldu. Özal, Erbakan, Bahçeli, Erdoğan hükümetleri döneminde sağlanan ateşkeslerin bir çoğunun 'niçin bozulduğu?' hep karanlık ve şüpheli kaldı.. Adına "Çözüm süreci" denilecek -PKK'nin silahsızlandırılması - olgu birçok parti liderinin, bazı komutanların hayatına mal olacak karanlık yüzü olan, kapağının dahi aralanmasına cesaret edilmediği bir zeminde dile getirildi. Devlet paradigmasının değişimini de gösteren Bu sürecin ilk startı 2005 yılında Diyarbakır'da yapılan bir konuşmada verildi. Bu oluşum 2009'da başlatılan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ve demokratik açılımın da başlangıcı olmuştu. 28 Aralık 2012'de iktidar, Kürt sorununu çözmek için hükümetin İmralı'yla görüşmeler yaptığını ilan etti. Belki de sürecin en zirvesi 21 Mart 2013'te, hükümet ile İmralı arasındaki görüşmelerden aylar sonra gelen hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Diyarbakır'da Nevruz etkinlikleri sırasında okunan mektup oldu. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında büyük yankıları oldu. 25 Nisan 2013'te, PKK bütün silahlı güçlerini Türkiye topraklarından Kuzey Irak'a çekeceğini resmi olarak duyurdu. Hükümete, Kürt aydınlarına ve basının çoğuna göre bu hareket 30 yıllık çatışmaların sonunu getiren adım oldu. 11 Temmuz'da TBMM'den Cumhurbaşkanı onayına gönderilen çözüm süreci ile ilgili kanun 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" adıyla Resmi Gazete'de yayınlanarak yasalaştı. Bu normalleşme sistematiği; Kürtçe isim koyabilme, Hapishane ve mahkemelerde anadilde konuşma, Kürtçe köy isimlerinin iadesi ve siyasi propaganda yapma hakları ile birlikte inkar politikasının iflası ile neticelenmiştir. En önemlisi Türkiye toplumunun ülkeyi bölünmeye götüreceği kanısıyla yasaklanmış hak ve hürriyetlerin aslında öyle olmadığının da pratiği olmuştur. Hem 40 yıllık sorunu hem de rejimi askeri vesayetten kurtararak ana mecrasına doğru bir eksen kaymasına tabii tutmanın birlikte yapılması Dünya'da bir benzeri olmayan girişimlerdir. Kahir ekseriyetle de başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki girift ilişkiler yumağı olan Kürt 'sorunu' ve Vesayet zinciri bir takım yerli ve yabancı ellerin işine gelmiyor. Bu nedenle de bu gidişatın aleyhlerine olduğunu bildikleri için de ellerinden geleni yapacaklar. Bizler PKK'ne yaparsa yapsın, insana doğuştan verilen ve hiç bir otoritesinin vicdanına bırakılmayacağı kişi ve hak hürriyetlerinden yana, devlet ne yaparsa yapsın silahsızlanmadan yana tavır koymak zorundayız. |
|||||||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||||
2015-09-22 | |||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||