Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 03 Kasım 2015
Kerim BAYDAK
Kerim BAYDAK kimdir?
Kerim BAYDAK 01.01.1961 ADIYAMAN doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakultesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Adıyaman’da Yenigün gazetesi ve akabinde, Güne Bakış, şu anda da Adıyaman da Yeniyol adlı gazetede günlük olmak üzere çeşitli internet sitelerinde köşe yazıları yazmakta ve şiirleri yayınlanmaktadır. Kerim BAYDAK’ın yayınlanmış eserleri: 1 - OTUZA KADAR – Roman - 2004 - Avcı Ofset ve Matbaacılık 2 - ENTERESAN KÖYÜN ENTERESAN HİKÂYELERİ – Hikâye - 2006 - Gündüz Yayınları (Sabit İNCE ödülleri 2008 Hikâye dalında 1. Mansiyon ) 3 - AĞLAMA GÜLÜM – Şiir - 2007 - Gündüz yayınları 4 - ACIYIN BANA - Şiir – 2011 - Enzim Ajans 5 - ASLAN HÜSAYİN – Biyografi – 2012 - İz Ajans Yayıncılık 6 – Gecenin İçinden Güneşin Doğuşu ( Nemrut Dağı)-Şiir- 2012- Adıyaman Belediyesi Kültür Yayınları
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Kerim'ce Güzellemeler -5
Ölümlerin, cinayetlerin, katliamların savaştan beter trafik canavarına verilen kurbanların gölgesinde bir kurban bayramı kutlamaya çalıştık! Sahi kurban bayramını ruhuna uygun olarak ne kadar kutlayabildiniz? Tatil olarak mı, kurban keserek mi, hallerle hemhal olarak mı, kulaklarınızı olan bitene tıkayarak mı, gözlerinizi olanları görmeye kapatarak mı, yoksa...

*

Suriyeliler Türkiye'den kaçmak istiyor sebep de" insanca yaşamak istiyoruz." Merak ediyorum, "acaba Türkiye'de yaşayanlar insanca yaşamıyorlar mı?" Avrupa'nın faşistliği ve kültürel kavramlarına ters düşen mülteciler nasıl oluyor da insanca yaşayacaklar, doğrusu merak etmiyor değilim. Bu yolda gerek denizde, gerek karada çok insan canlarını yitiriyor. Değer mi acaba? Bilemiyorum!

*

İsrailliler kadar insanların kutsallarına dil uzatan, dini hassasiyetlerini hiçe sayan, kutsal mekânlarına ayaklar atına alan, yerle bir eden, yıkan, yıkan, yağmalayan, kadın-çocuk-yaşlı demeden zulmeden, işkence eden, yürekler yakan, gözyaşı döktüren, ahlara ve beddualara maruz kalan başka hiçbir millet, var mıdır bilemiyorum! İnanıyoruz ve güveniyoruz ki, belki geç olur; ama güç olmayacaktır ve onların hakkında da gelen bir güç olacaktır. Çünkü inancımıza göre güçlerin üstünde de bir güç vardır. Sana malum ya 'rab! En büyük vekil sensin, gören de sensin.

*

Evet, her konuda, her yerde, zamanda ve mekânda, bir şeylerde-yerlerde hatalar yapıyoruz, kesinlikle yapıyoruz; ama bir türlü ruhiyet-i halimizde bir öz eleştiri yapma zahmetine girmiyoruz,  giremiyoruz, belki de girmek istemiyoruz. Çünkü sürekli suçlu arıyoruz ve suçu başkasına yüklüyoruz. Hani sütten çıkmış ak kaşığız ya!! Ya ya!!.

*

İnsan bazen çok cahil bir mahlûk olabiliyor. Bazen de en çabuk öğrenen, sebep-sonuç ilişkisini en güzel ortaya koyan bir canlı da olabiliyor. Kimi zaman oluyor ki, insanın yaşam tarzı ve söyledikleri birbirine uymuyor, uymayabiliyor. Artık buna ister maddi menfaatler deyin, ister kin ve nefret deyin, ister öç almak deyin... İnsanın içindekilerle, dışındakilerin yani dışarıya yansıması farklı olabiliyor. Hâlbuki ki insanın içi dışı bir olmalı. Tıpkı ayna gibi dışın içini yansıtabilmeli. Yoksa başkalarına farklı görünümler sergilenebilir. Günümüzde o kadar ileri dereceye kadar götürenler şüphe yok ki mevcut. Ancak bu mevcudiyet dâhilinde bazı durumlarda insanın kendini farklı göstermesi vesilesi olmaktadır. Bu çoğu zaman insanların birbirilerine farklı bakmasına, görmesine, anlamasına ve benimsemesine veya ötekileştirilmesine sebep olabiliyor. Yazık hem de çok yazık!

*

Eğer menfaatler, kişilik zafiyetlerine sebep oluyorsa; orada doğruluktan, haktan, hukuktan bahsetmek,  ahmaklıktan başka bir şey olmaz. İnsani değerlerin yerle yeksan edildiği bir gizli ve aleni ortamda/ortamlarda, kişilerin birbirlerine bakış, yorum, tenkit ve eleştirilerinde, bilinsin veya bilinmesin, ahmaklıktan öteye gitmez/gidemez yüzden, kişilik çatışmalarında, insani değerlerinden bahsedilemez.

*

Çok şeyler bildiğini düşünen, fırıldaklık eden fırıldak zevatlar, aslında hiçbir şey bilmediklerinin farkına vardıklarında, iş işten geçmiş oluyor.

*

İnkişafi gelişmeler neticesinde, itikadi konularda, itidalli davranmak durumundayız. Yoksa sapla sapan birbirine karışır, ayırmak ise hayli zahmetli ve güç olur.

*

Her gün ölüm haberlerini aldığımız bir ortamda, nasıl kurban bayramını kutladınız acaba? Yan tarafta gözlerde yaş akarken, bizler-sizler nasıl güldük- gülebildik?

Kerim BAYDAK

kbay[email protected]



   
2015-09-29
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları