Gürbüz BATTAL
|
|||
![]() 1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Tarihten Bir Yaprak: Kavimler Göçü | |||
![]() Batı Hunlar, iklim şartları ile Çin ve Doğu Türkistan'ın baskısıyla Aral Gölü civarına yerleşir ve 200 yıl burada kalarak güçlenirler. Toprakları kendilerine yetmeyince Volga nehrini aşarak batıya yönelirler. Önlerine çıkan Vandallar, Ostrogotlar, Vizigotlar, Saksonlar, Franklar, Germenler de hızlı bir şekilde yer değiştirir. Böylece ilk bölüm Kavimler Göçü başlar. İkinci Kavimler Göçü ise, Arap fetihleri, Türk, Macar, Viking göçleri ve Moğol istilaları ile olur. Bu göçler, Kuzey Afrika, Anadolu ve Avrupa'yı önemli ölçüde etkiler ve etnik kimlik yapılarıyla ülke sınırlarında önemli değişiklikler olur. Avrupa'nın bugünkü siyasi ve sosyal yapısı ortaya çıkar. Derebeylik rejimi ortaya çıkar. Bir biriyle karışan kavimler, yeni milletlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Roma İmparatorluğu 395 yılında doğu ve Roma olarak ikiye ayrılır. Ardından Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında yıkılır. Avrupa'da 100 yıl süren karışıklıkların ardından İlk Çağ sona erip, Orta Çağ başlar. Kilise, papalık ve skolastik düşünce güç kazanır. Günümüzde, Vahşi Batının açgözlü ve doymak bilmeyen hırsı yüzünden yeni bir Kavimler Göçü'nün değişik versiyonu ile karşı karşıyayız. Afganistan'dan başlayarak Atlas Okyanusu'na kadar devam İslam coğrafyasındaki zengin doğal kaynaklarını ele geçirme hırsı ile İslam coğrafyası yeniden dizayn edilmek isteniyor. Batı dünyası amaçlarlını gerçekleştirmek için İslam ülkelerine nifak tohumları ekerek önce terör örgütleri kuruyor. Sonra terör örgütleri üzerinden dizayn çalışmalarına devam ediyor. Bu plana İran da dahil edilmek isteniyor. İran'a nükleer enerji çalışmaları nedeniyle yıllarca abluka uygulandı. Sonra anlaşma sağlandığı açıklandı. Bu anlaşma batı ve İran tarafından zafer gibi algılandı ya da o algı oluşturuldu. Bu anlaşmayla batı İran'a sızmaya başladı. Yakın zamanda İran'ı da Suriye ve Irak'a benzetecek olaylar başlarsa şaşmayalım. Irak, Suriye, Afganistan, Filistin ve Libya'da milyonlarca insan katledildi veya göçmen durumuna düşürüldü. 2 milyondan fazla mülteci yurdumuza sığındı. Geçmişleriyle bağı kesilen, gelecekleri çalınan çok sayıdaki mülteci Avrupa'ya doğru akın etmeye başladı. Burada daha iyi yaşam koşullarına kavuşacağını ümit eden insanlar geleceğini Ortadoğu'daki olayların müsebbibi olan Hıristiyan dünyası topraklarında inşa etmek istedi. Devreye gene fırsatçı kan emiciler girdi. Şişme botlarla, miadını doldurmuş teknelerle bu insanları Avrupa'ya taşımaya başladılar. Ama ne taşıma. Balık istifi gibi istiflenen insanları taşıyan tekneler batıyor ya da botlar delinip insanlar Ege'nin karanlık sularında boğuluyor. Ölümüne yolculuk yapan mülteciler, ekonomik durumu iyi ülkelere gitmek istiyor. Bu göçlerde özellikle Alman ajanların göçmenler arasına katılarak onları kışkırtması ve Türkiye'nin sığınmacı imajını zedelemeye çalışması da sıradan olaylar haline geldi. TV'lerden izlediğimiz kadarıyla göçmenlere insan muamelesi bile yapılmıyor. Göçmenlerin akışı karşısında panikleyen Avrupa devletleri sınırlarını kapatmaya, insanlık dışı davranışlarla göçmen akışını engellemeye başladı. Uyanık Batı, Türkiye üzerinden ülkelerine yapılan göçleri önlemek için şeytanca planlar kurarak mültecilerin sınırlarından içeri girmesini engellemeye çalışmak istiyorlar. Bana kalırsa bu göçmenlerin sınırı geçmeleri görmezden gelinmeli, İslam coğrafyasını kan ve gözyaşı denizine çeviren canavar ruhlu batı en azından bunun bedelini 2. Kavimler Göçü olarak ödemelidir. Kalkın sağlıcakla. Gürbüz Battal |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2015-10-02 | |||
|
|||