Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 03 Kasım 2015
  YAZARIN SAYFASI
İblis ve İnsan
İnsan olmak, dünyada olmak, var olmak izah bekler. Bir insan olarak evrendeki varlığımızın maksat yönüyle aydınlanması buna bağlıdır. Öte taraftan maddi verilerle insan olmaklığın açıklanma imkânı da yoktur.

İnsanız ve aklımızı meşgul eden şeylere bir nokta koymanın tatlı huzurunu yaşamak isteriz. Değilse, bir şeylerin yarım ya da eksik olduğu hissi ile sürekli rahatsız oluruz. Bu durumda, ya içimizdeki kuşkuyu doğruyla veya yanlışla bastırmak, ya da cevapsız kalmış şeylerin şifa bulmaz sancısı ile yaşamaya alışmak zorundayız.

Ökçelerimiz üzerinde geriye dönüp görmezlikten gelmek, kulaklarımızı tıkamak ya da düşüncemizi heves ve arzularımıza uygun yorumlar yapmaya zorlamak, gerçekle olan yüzleşmeyi ertelemek adına birer yöntem olabilir.

Ama bütün bunların gerçeğe etkisi ne? Hangi çaba gerçeği değiştirmeye kadirdir?

Güneş her gün yeniden doğar. Dünya döner, gece gündüzü kovalar. Hazan gider, bahar gelir. Ağaçlar ölümünden sonra yine dirilir. Ve bu böyle devam eder. Derken, yeniler gelir biz gideriz ve eksikliğimiz de hiç hissedilmez.

Kıyamet suresi 14. ayetinde

'İnsan kendi kendinin şahididir.' buyurulur. Öyledir gerçekten.

İnsan kendini avutur ama aldatamaz.

Niye direniriz gerçeğe?

Hastanede, hapishanede ya da herhangi bir yerde olsak, bunun bir izahı vardır. Ama dünyada oluşumuzu nasıl izah ederiz?

Allah buyurdu;

"Birbirinize düşman olarak inin. Yeryüzünde belli bir vakte kadar sizin için bir yerleşim ve geçim vardır."

Dedi ki: "Orada yaşayacak, orada ölecek ve yine oradan (dirilip) çıkarılacaksınız!"

(Araf Suresi, ayet 24-25)

Bu sözler, en yetkili makama, emrinde ve hükmünde ortağı olmayan yüce arş'ın sahibi Allah'a aitti. Muhatabı; Hz. Âdem, eşi ve hasımları İblisdi.

Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin Rabbi Allah, yarattığını denemek istemişti. Yaratmış, ardından da küçük bir imtihana tabi tutmuştu insanı.

Her şey serbest, sadece ama sadece bir şey yasaktı; 'O ağacın meyvesi'. 

Ancak yasaktaki gizem, yine can evinden vurmuştu insanı. Bir de 'Ölümsüzlüğün' aklı baştan alan cazibesi.

İyi tespit etmişti insandaki 'ölümsüzlük' zaafını İblis. Ve oradan yakalamıştı Hz. Âdem ve eşini.

İlk imtihanı ve ilk hezimetiydi bu insanın.

Ahmet Deniz'in kitabından...

ALLAHA EMANET OLUNUZ

 



   
2015-10-11
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Kaybolan Gençliğimiz
- Atılan gol sonucu belirlemiyor