Ağır Aksak Giden Sistemi Hızlandırmak

Gürbüz BATTAL

Gürbüz BATTAL kimdir?
1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi.
Email: [email protected]

YAZARIN SAYFASI

Yıllardır başkanlık tartışmaları sürüp gidiyor.

Lehte ve aleyhte çok konuşuldu, çok yazıldı.

30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçimi, 10 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanlığı seçimi, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 Milletvekili seçimleri olmak üzere son 2 yılda 4 seçim yaptık.

Son iki milletvekili seçimi arasında geçen 5 aylık süre heba edildi.

Bu arada ülkemizde ve çevremizde çok önemli olaylar yaşandı.

Bu olaylar sırasında geçici bir seçim hükümeti ile yönetildik.

Savaş tamtamları çaldığında karar verecek bir meclisimiz bile yoktu.

1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından 64. Hükümet, bir ayda ancak kuruldu.

Hükümetin kurulması için geçen süre bana göre çok uzun bir süreydi

Bu süreler Anayasanın emri olduğuna ve Anayasamızda bölük pörçük değişiklikler yapıldığına göre Anayasanız, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi yamalı bohçaya dönmüş vaziyettedir.

Yönetimde işlerin hızlanması için Anayasa'mızın acilen değiştirilmesi gerekir.

Birbirini düşman gören zihniyete sahip partiler bu konuda nasıl anlaşacak bilemiyorum.

Aslında bu iş o kadar zor da değil. Geçen dönemde Anayasa'nın 60 maddesi yeniden yazılmış, yazılan metin parlamentoya gelememişti. Bu metin başlangıç olabilir.

Başkanlık sistemi isteyenlere göre başkanlık sistemiyle;

Siyasi istikrarın sağlanacağı, yürütmenin hızlandırılacağı, ani değişiklik ve gelişmeler karşısında hızlı hareket edilebileceği belirtiliyor.
Parlamenter sistemin hep sorunlu geçtiğini, siyasi bunalımlar ve darbelerin arka arkaya yaşandığını, koalisyon hükümetlerinden kutulanacağını, güvensizlik oyuyla hükümet düşürülemeyeceğini, üniter yapıyı bozmadan Türkiye'nin özellikleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak yapılacak Türkiye modeli önereceklerini söylüyorlar.

Aleyhte olanlar ise; başkanlık sisteminin Türkiye'yi olumsuz olarak etkileyeceği, üniter yapının bozulacağı, Türkiye'nin parçalanacağı ve diktatörlüğe geçilebileceği kaygılarını yaşadıklarını söylüyorlar.

Bu itirazlara rağmen Türkiye 10 Ağustos 2014'te Türkiye ilk cumhurbaşkanını seçerek bir yerde başkanını seçip fiili olarak başkanlık sistemine geçti.

Bu sistemin Anayasa ve yasalarda yerini alması kalıyor.

Çevremizdeki gelişmeler dikkatli incelendiğinde Karadeniz'den Akdeniz'e kadar olan bölgede komünist bir rejim kurmak ve Ermenistan'a bağlamak, Rusya'yı açık deniz olan Akdeniz'e engelsiz geçirmek, Türkiye ile İslam ülkeleri arasındaki bağı koparmak, Türkiye'yi 4 taraftan kuşatıp iç karışıklıklar çıkararak son bağımsız Türk devletini tarih sahnesinden silmek amaçlı planların uygulaya konmak istendiği rahatlıkla görülebilir..

Bu şekilde yarım kaldıklarına inandıkları Sevr Anlaşmasını gerçekleştirmek istedikleri unutulmamalıdır.

Cumhurbaşkanı'nın bu günkü yetkilerine bakacak olursak; devlet başkanlarından daha fazla yetkiye sahip olduğunu görüyoruz.

Dünya'nın pek çok yerinde başkanlık sistemi başarıyla uygulanıyor.

Her devletin başkanlığı bir diğerine benzemiyor. Her ülke kendine göre bir sistem kurmuş.

Bu elbise, bana da göre de bu vücuda dar geliyor.

Yönetimde istikrar açısından başkanlık avantaj ve dezavantajları iyice tartışılarak Türkiye için en uygun model bulunmalıdır.

Bu model, üniter yapıyı bozmadan, Türkiye'nin gerçekleri, tarihi ve kültürel yapısı dikkate alınarak bir başkanlık sistemi olabilir.

Siyasilerin konuşmalarına bakılırsa sorun devlet başkanlığına geçmek değil, sorun devlet başkanlığına Erdoğan'ın gelmesini engellemektir.

Kalın sağlıcakla...

Gürbüz Battal

2015-12-25

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.