Ali SOYLU
|
|||
![]() Ali Soylu Elazığ’ın Baskil ilçesinde doğdu. Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. Drexel Üniversitesi’nde master, Temple Üniversitesi’nde doktora yaptı. Oklahoma'da Cameron Üniversitesi'nde ders vermektedir. Yakinda Ankara'da ipek Üniversitesi'nde çalişmaya baslayacak. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Asıl hedef İran | |||
![]() Bu 3 ülke gerçek anlamda stratejik ortak olarak ortaklığın gereğini yerine getiriyorlar. Nato'da, Birleşmiş Milletler'de G-8 ve G-20'ler de bu 3 ülkenin uzun vadeli siyasi projeleri doğrultusunda kararlar alıyorlar. Uluslararası mekanizmaların aldıkları kararlar bu ülkelerin çıkarlarına aykırı ise ya veto edilmiştir ya da uygulamaya konulmamış, red edilmiştir. Bu ülkelerden ABD, Türkiye'nin stratejik ortağıdır. Ortaklık tanımı gereği tarafların gerçekleşen ve ya gerçekleşecek bir faaliyet sonucunda hasarlı ya da kazançlı çıkmalarıdır. Ancak uygulama böyle olmamıştır. Bu stratejik ortaklıkta Türkiye ya hep hasarlı çıkmış ya da 'devede kulak' misali en az ile yetinmiş, avutulmuştur. Bunun misalleri çoktur; 1974 Kıbrıs Harekatı sonrası Türkiye yıllarca stratejik ortağı tarafından ambargoya maruz kalmıştır. Ülkemizde gerçekleşen gece yarışı baskınlarını perde arkasından destekleyerek her on yılda bir darbelerle siyasi ve ekonomik gelişmemize mani olmuştur. Stratejik ortağımız birinci ve ikinci Körfez savaşlarında bölgeyi ve komşularımızı istikrarsızlaştırip ülkemizi maddi ve manevi telafisi mümkün olmayan zararlara sokmuştur. Terör belasına bu üç ülkenin diğer Avrupalı dostlarıyla verdikleri destekle binlerce canımıza ve milyarlarca lira maddi değerimize mal olmuştur. Bunların desteği olmadan 3-5 bin kişinin dağlarda bunca yıldır düzenli ve güçlü bir orduya karşı direnmesi mümkün müydü? Bu ülkeler el altından maddi ve stratejik olarak terrör örgütünü Türkiye'ye karşı desteklediler. Bu nasıl bir stratejik ortaklık, anlayan beri gelsin? Suriye, Mısır ve ülkemizde son aylarda meydana gelen gelişmelerin kendi kendine hadiselerin doğal akışı içinde meydana geldiğini söylemek fazlasıyla safdillik olur. Mısır'da bir yıl önce oyların yüzde 52'sini alarak iktidara gelen İhvan'a yakın Cumhurbaşkanı'nı darbe ile indirmek bu şer dairesi içindeki fesat üçgeninin işi değil de nedir? İsrail'in zalimane ablukası altındaki Filistin'e insani bir kapı açan Mursi'yi indirmek, dünya kamuoyu önünde İsrail'in zulmünü lanetleyen ve yine tarihte ilk defa İsrail'e katlettiği 9 vatandaşımız için özür dileten Erdogan ve Türkiye'nin başına türlü türlü entrikalar açıp yıpratmak İsrail'in ve onun Amerika ve İngiltere'deki uzantılarıdır. Suriye'deki diktatöre, muhalifleri İsrail'e potansiyel bir tehdit gördüğü için üç yıldır ses çıkarmayan bu fesat üçgeni Erdoğan ve Mursi'ye karşı her türlü entrikayı çevirirken İsrail'i haritadan silmek gerektiğini söyleyen ve nükleer enerji üretme yolunda nükleer silaha sahip olma ihtimali olan İrana karşı bir ilanları olmaz mı? Bu planı yürütmek için uzun vadeli bir stratejileri de olmalı. İran ile ilgili planların aksamadan işlemesi için İran'a arka çıkabilecek Mısır ve Türkiye'yi devreden çıkarmak gerekir. Mısır'daki askeri darbe ile planın birinci ayağı şimdilik hal edilmiş görünüyor. Planın ikinci ayağı Türkiye için "Gezi" ile başlayan ve 2014 bahar aylarına kadar zaman zaman, bölge bölge devam edecek hükümet karşıtı protestolara, 'çözüm süreci' nin manipülasyonlarla akamete uğraması nedeniyle PKK terör örgütü eylemlerini de ekleyerek tamamlanmak istiyorlar. 2014 yerel seçimleri öncesi veya biraz sonrasında terör ve hatta bölgesel kalkışmalarla uğraşan bir Türkiye'yi de istikrarsızlığın kucağına attıktan sonra İran'i ikinci bir Irak senaryosu ile yıpratacaklar. Bu planın gerçekleşmesi ile İsrail için İran tehdidi ortadan kalkmış, Mısır ve Türkiye yeniden Amerika ve İsrail'in edilgen birer stratejik ortağı olmuş olacaklar. Son on yıldır siyasi ve ekonomik istikrarın tadına varan ve 30 yıllık terör belasının acı tecrübesini yaşıyan Anadolu halkı bu sinsi pilanın gerçekleşmesine izin vermeyecektir. Avrupa ve İsrail'e karşı ilişkilerini ve olmayan stratejik ortaklıklarını gözden geçiren Türkiye için ABD ile olan ilişkilerini de rasyonel bir şekilde gözden geçirme vakti gelmiştir. *Dr., Cameron Üniv. ve İpek Üniv. Öğr. Üyesi |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-07-25 | |||
|
|||