Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 12 Ağustos 2016
Dilek EJDER
Dilek EJDER kimdir?
ARAŞTIRMACI YAZAR, AFORİZMACI, BESTECİ VE ŞAİR; Zemherinin Kardeleni Sarıkamış'ta doğdu Ejderin Kızı; O tam bir sentez avcısı olduğu için Türkiye'nin hemen hemen her tarafını kaçış karış gezdi ve gördüğü tüm memleket tablolarını yüreğinin duvarlarına astı ve belleğine kazıdı. Altmışa yakın yazar ve şairler derneğine üye olup, birkaç yazar ve şair derneklerinin yöneticiliğini de yapan yazar çeşitli faaliyetlerde ve sosyal aktiviteler de hep başarı göstermeye çalıştı. Uluslararası analiz yolculuğu ise Amerika, Almanya, Dubai, Fransa gibi yerlerde soluk almıştır. 5 yaşında kalemiyle tanışan yazar, sonradan yazar olmak için değil, edebiyatın mutfağından geldiği için pişirmiştir kendisini. Sadece Kral değil ona göre bütün halk çıplaktır bazen ve Krala çıplak olduğunu haykıran o çocuk gibidir her daim. Eserleri; Zemherinin Kardeleni Sarıkamış. Şehitlerin Ölmedi ki Türkiyem. Töre Esaretinde Aşk. Doğuda Kız Türkiye de Kadın Olmak. Ah Gülizar. Vee Büyü Aşk Ve Sırr-ı Alem..
  YAZARIN SAYFASI
Olduğu Yerde Yol Almanın Sırrı
Bugün dolmuştan indim. Ve yine her zaman ki gibi hızlı hızlı yürümeye başladım...

Derken, benimle beraber dolmuşta inenleri çok geride bıraktığımı fark ettim.

Ancak arkamda birisinin bana yetişmeye çalıştığını hissettim.

Bu gibi durumlar tedirgin eder beni. Korkarım da. Ancak bu kişi beni geçince boş yere korktuğumu anladım... Zira çocuktu! Sonra onun bu denli yavaş yürüyüşüyle ne çabuk fark açıp beni çok geride bıraktığını fark ettim. Derken tabana kuvvet; bende bir yarış başladı, kendimce. Yok yetişemiyorum. Olmuyor, olmuyor!

Dikkat ediyorum; bu çocuk çok yavaş yürüyor, hem de çok yavaş. Adımlarınıda çok kısa atıyor ve

nasıl oluyor da ben kendimi paralayıp, adımlarımı her zaman olduğundan daha uzun uzun attığım halde, benim değil de,  tın tın yürüyen bu çocuğun önünden yol gidiyor.  

Adımlarımı uzuuun uzun atıyor, ayaklarımı hemen yerden kaldırıyorum... Neredeyse yere basmıyorum... Ki yol alabileyim.  Adeta yürümüyor koşuyorum...

Ama olmuyor, yol önümden gitmiyor, gitmiyor.  O çocuk ise zar zor yürümeye çalışıyor ama yol önünden akıp gidiyor. Üstelik büyük bir farkla; beni çok ama çok gerisinde bırakarak hemde... Bu nasıl olur?  

Gözün gördüğünü, aklım mantığım almıyor. Hakikaten almıyor...

Bu nasıl bir denklem? Vallahide Billahi de o çocuk o küçücük adımlarıyla, o ağır ağır yürüyüşüyle nasılda yol gözüyle koşuyor... Evet evet, yol gözüyle koşuyor, bunu ancak ve ancak böyle adlandırabilirim.

 

Millet gider kuaförüyle, manikürüyle, pedikürüyle, o tatiliyle, bu tatiliyle uğraşır; programlaşır, muhasebeleşir, muhabbetleşir!

Yazar dünyası bu işte; bizde hep bir gözlem ve hep bir sorgulama...

Yolda yürürken de, evde otururken de!

Evet yolda yürürken heybeme aldığım bu denklemi ve bu pusulayı şimdi evimde otururken okumaya çalışıyorum. Muhabbetleşiyorum kendimle. İçimde bir fısıltı ve bir cevap duyuyorum;

'Hayat zaten bu değil midir? Sır içinde sır değil midir?

Kimi insan kendini yırtar; nasibi olduğu kadardır, aldığı yolda...

Kimiside sıcak evinde, rahat koltuğunda oturur; rızkı başından aşağı taşar, yollarıda gözün alabildiğinden çok açık olur. Ondandırki oturduğu yerden kat eder yolları. Ne diyelim Rabbim yeni yılımız olan 2016'da hepimizi yol alanlardan eylesin, yol alacak diye kendini paralayanlardan değil. Amin diyelim. Hepinize mutlu vede umutlu yıllar diliyorum.

Sevgilerimle

Dilek EJDER 




   
2016-01-01
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları