Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 19 Ağustos 2016
Mehmet Sebih ALTUN
Mehmet Sebih ALTUN kimdir?
1985 Diyarbakır Bismil Doğumlu Olan Yazarımız Bir Çok Yerel Gazete de Ve Haber Sitelerin de Makale ve köşe yazarlığı yaptı. Işıltı gazetesi adında Engelli Bireylerin Sorun Şikayet Ve Dileklerini Dile Getiren Gazetede Yazarlığa başladı.Yazarımız Evli Ve 2 Çocuk Babası
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Alın Size Bahar; Şimdi Çiçekler Açtı mı?
Arap baharı ile birlikte Ortadoğu ve Arap dünyasında yeni 
gelişmeler, yönetimde değişmeler, kolektif hareketler ve
bununla beraber binlerce insan ölümleri, yaralanmalar, kaos ortamı
oluşturuldu. 
Artık halk hiç bir güce gerek kalmadan birbirlerini
yargılıyor ve kendi cezalarını yargıladıkları düşünce üzerinden
veriyor. Karşısındaki kardeşi olsa dahi kendi kendine ceza verip
ortamın bir daha asla düzelmeyeceğinin sinyalini vermiş oluyor.
Evsiz kalmış mazlumlar, her şeyden bihaber olan binlerce
çocuk, yavrusunu korumak üzere yollara düşmüş yüzlerce anne ve özgür
bir dünya umuduyla düşman silahıyla düşmana saldırmak isteyen bir o
kadar da baba var buralarda.
Sokakların in cin top oynadığı eski

neşelerin olmadığı halkların artık akrabalarını, dostlarını tanımadığı
farklı bir dünya olmuş oralar.
Bu toprakların zenginliklerine göz koyan güçlerin
oluşturduğu bu tablo onları yeterince memnun etmiş olmalı. Baksanıza
hiç bir ülke artık kınamıyor kimseyi. Neden kınasın ki?Nasıl olsa
istedikleri savaşı onlar artık kendi kendilerine yapıyor birbirlerinin
kuyusunu kazıyor hatta bilmeden soylarını tüketip soykırım yapıyorlar.
İnsanlığın insafa kaldığı, barışın zalimin vicdanına
kaldığı bir yönetim sahiplendi bu topraklara.Bu topraklar ki
Tarihlerde ferman yazıldığı, kimsenin kimseye haksızlığın olmadığı,
gayrimüslim olsa dahi onlara hakkettiği tüm hakların tanındığı, eşit
bir adalet anlayışın sergilendiği ,dünya kültür mirasının merkezi olan
bu toprakların tamamen ideolojik başka hiç bir geçerli sebebi
bulamadığım bir savaşın içerisine çekilmeye çalışıldığını apaçık
görmekteyiz.
Binlerce insanın perişan kaldığı,çocukların yetim ve öksüz
kaldığı,annelerin büyük hayat mücadelesi verdiği,aç kalan insanların
olduğu,her gün ölümlerin yükseldiği,gitgide iç savaş halini alan bir
özgürlüğü halk ne yapsın.Bu şartlarda özgürlük gelse ne olur ki .
Barışı istemeyen,tamamen savaştan beslenen ülkelerin  kanlı
tezgahlarına alet olan muhalif kesimler, muhalifleri hedef haline
getiren bir başka sadist ülke yine muhaliflere karşı bir savaş
mekanizması oluşturarak oturdukları yerden bol bol silah satıp
duruyorlar.
Bir grup ülkeler muhalifleri, bir grup ülke de mevcut
rejimleri savunmakta böylece her iki taraf suya sabuna dokunmadan
silah tüccarlığını yapmış olacak. Oysa diğer taraftan gaza gelen, ne
yaptığını kendisi dahi bilmeyen, bir kısır döngüde düşman bildikleri
kardeşlerine karşı savaşmış olan, cahil, garip, mazlum halk. Daha düne
kadar her şey güllük gülistanlık olmasa da yine de normal hayat
şatlarına sahip olmaları belkide onlara yetiyordu.Ama bunu bile çok
gördüler zalimler.
Oyun çağında ki çocukları savaşa daha doğrusu kardeş savaşına
sürüklediler. Artık dünya onlar için yaşamak yaşatmak için değil
yaşatmamak için vardı. Kim vurursa o sağ kalacak. Başka bir gün belki de
o da ölecek.
Bu savaş ne kadar acı değerli okurlarım. Her iki kesimde
birini öldürünce daha da vahimi kardeşini öldürünce düşman öldürmüş
gibi seviniyor hatta kutlamak için her iki kesim de ALLAH U EKBER
diyor. Peki hangisi şehit hangisi mefta, hangisi şeytan hangisi
Müslüman, nasıl ayırt ediliyor da haklı ve haksız olarak ayırıyor dünya ülkeleri.

Rahat mıyız şimdi?
Belki de bizim hükumetimiz destek vermeseydi muhalifler bu
kadar dominant olmaya çalışmayacaktı,bu kadar savaşmayacaktı.Bu sorun
bu kadar insanın ölümüne yol açmayacaktı.Bu kadar çocuk babasız
kalmayacaktı.Bu kadar kadın dul,bu kadar mazlum halk yollara
düşmeyecekti.Sadece yaşamak için sadece yaşamak için vatanlarını
yüzyıllardır ecdadlarının yaşadığı o toprakları bırakmayacaklardı.Oysa şimdi...!
Her gün bomba patlıyor.Her gün silahlar, bir bir, düşmanca,
düşman mermilerini halkı vurmakta kullanıyor.Her gün var olan umutlar
bir bir tükeniyor. Orta doğu kan gölüne dönüyor.Kardeş savaşı
büyüyor.Kıyamet kopuyor kıyamet hiç mi rahatsız olmuyor bazıları.
Arap baharı geldi binlerce insanın, ölüsünü bıraktı,umudunu,
hayalini, çocukluğunu, gençliğini, namusunu, şerefini bir bir koparıp
aldı bu topraklardan.Elin oğlu binlerce KM ötesinde bu toprakları yönetiyor.Sahip
oldukları güç de spontane değil. Afrika ülkelerinin hazinesini alıp aynı
zamanda onları da aç bırakan bir yönetim şekliyle dünyaya hakim olan
bu zalim devletlere nasıl da müttefik olmuşuz.Bu da olayların başka
bir boyutu.
Bu savaşlar binlerce hatta onbinlerce ölüme sebep oldu.O halde
bunun sonu hayra yormak akıl karı değil diye düşünüyorum.Ölülerin
üzerine kurulan düzen düzen değildir.

Herkese barış içinde özgür bir hayat diliyorum.
MEHMET SEBİH ALTUN

[email protected]


   
2016-02-14
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Savaşlar ve İnsanlık
- Siyaset Halktan Uzak Olmalı
- Savaş mı barış mı?
- Yeniden Başarabiliriz..!
- Siyasallaşan Ölümler
- Acil Barış Çağrısı
- Hemen Şimdi Barış
- Ne de güzel seyrediyoruz!..
- Neymiş Efendim!..
- Bizi kirli siyasetinize alet etmeyin!
- Seçimler ve Yeni Bir Koalisyon Modeli
- Beklenen Yarınlara Özlemle…