Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 19 Ağustos 2016
İlhan NEZOR
İlhan NEZOR kimdir?
1968 Trabzon doğumlu.Eğitimci bir ailenin çocuğu olması hasebiyle güzel Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunma ve farklı kültürlerden istifade etme imkanı buldu.Lise yıllarından itibaren çeşitli yerel ve ulusal gazetelerde şiir,makale ve araştırmaları yayınlanmış olup an itibarı ile,Teknokule-En Politik- Epruli -Manşetto ve Bendeyazarım.com'da günlük makaleleri yayınlanmaktadır.İnşaat teknikeri ,evli ve iki erkek çocuk babası...
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Alçaklığın Anatomisi..!
Geçtiğimiz günlerde beşerriyet tarihinin en iğrenç olayları yaşandı Avrupa'nın göbeğinde. İnsanlığın çöktüğü, medeniyetin tek dişi kalmış bir canavara nasıl dönüştüğüne hep birlikte şahit olduk.
Önce PSV taraftarlarının Atletico Madrid maçı öncesi dilenci kadınlarla dalga geçmesi, onlara bozuk para atarak şınav çektirdirip gülüştükleri görüntüler yayınlandı sosyal medyada. Ardından bir başka daha rezil bir görüntü paylaşıldı. Roma'nın simgelerinden kabul edilen Kutsal Melek Kalesi‘nin önünde meydana gelen bir olay 'pes artık' dedirtti insanlığın düştüğü buhrana. UEFA Avrupa Ligi'ndeki Lazio-Sparta Prag maçı için İtalya'da bulunan Çek taraftarlarının, kaldırımda oturan dilenci bir kadının üzerine işediler.

fft107_mf7373491
Yazılarımda sık sık dile getiririm,artık dünyanın yeni bir doğum sancısı çektiğini ve bu büyük doğumun da Türkiye'de gerçekleşeceğini müjdelemiştik.Bu kaçınılmaz bir durumdur.Ar damarı çatlamış batı medeniyetlerinin yaşanılan bu hadiseler karşısında üzengi öpmeye hasret kaldıkları görülmektedir.Artık dünya bu coğrafyada atılacak diriliş muştularına gebedir.
Domuz için dışkının,köpek için kemiğin nasıl haz verici bir tadı varsa, ar damarı çatlamış batının da her türlü çılgınlığı yapması onlara haz vermektedir.

fft107_mf7348121

Allah, kuyruksuz hiç bir hayvanı,kabuksuz hiç bir meyveyi yaratmadı.Bir köpek bile işeyeceği zaman bir duvar dibini ararken ,bu nemenem arsızlıktır ki sokak ortasında masum , biçare insanın üzerine idrarını yapabiliyor bu insanlar..!Kur'an-ı Kerim‘de hayvanlardan da aşağıda olan bir insan grubundan bahsedilir, işte o insanlara Belhum Adal denmektedir.
Furkan suresi 44. ayette mealen 'Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta yolca daha sapıktırlar.' buyrulmaktadır.

Batı medeniyeti atalarından devraldığı bu sapıklığı bugün de hayvandan daha aşağı bir şekilde sürdürmektedir.
'Atalarımız, milyonlarca yıl önce ‘dört ayak' üstünde dolaşıyorlardı. Büyük ve küçük ihtiyaçlarını aynen hayvanlar gibi, durdukları yerde yapıyorlar, birbirlerinin pis kokularını çok yakından da koklamak zorunda kalıyorlardı. Günün birinde bu kokuya dayanamaz. Ne yapayım da bu pis vaziyetten kurtulayım diye düşünürken, aklına iki ayak üzerinde yürümek geldi.' der ünlü psikanaliz Sigmund Freud.

Tuvalet kavramıyla asırlar sonra tanışan Avrupalı'lar bugün bu rezil durumlarını ayıplamak yerine adeta tarihselliğini yaşamayı tercih etmektedirler.Şimdi de tarih babanın sayfalarına bakıp sokak ortasında sergiledikleri bu rezilliklerin serüvenini ele alalım...

Tarihin kaydettiği en eski tuvalet M.Ö 4000‘li yıllarda Mezapotamya'da rastlandığı görülmektedir.Hindistan, Suriye ve daha bir çok yerde bugün olduğu gibi alaturka tuvaletler bulunuyordu. Hatta Mısır'da Firavunmezarlarına, banyo ve tuvalet ilave etmek gibi ilginç bir adet bile vardı. Van'da ortaya çıkarılan ve MÖ 8‘inci yüzyıla tarihlenen tuvalet kalıntısı ise, bugünkü 'alaturka tuvalet'in aynısıdır.Önemli bir anektot daha verelim Hitit uygarlığında dönemine göre bir hayli gelişmiş kanalizasyon sistemi vardı... İslam öncesi cahiliye toplumu tuvalet nedir bilmezdi. İhtiyacı gelen uygun bir yer bulmak için dağ bayır gezerdi. Onları bu tabii sıkıntıdan İslamiyet kurtarır. Onlara, İhtiyaçlarını nezih bir ortamda nasıl gidereceklerini öğretti.

Peki bütün bunlar yaşanırken medeniyetin beşiği Avrupa‘da nasıl bir anlayış hakimdi..?
Her konuda yönümüzü dönmemiz istenilen eski Yunan ve Roma medeniyetleri def'i- hacet konusunda hep bocalamıştır. Helenistik Yunan‘da pis kokularla yaşamaya alışmıştı.Roma medeniyetinde ise iş biraz daha abartılmış ve tuvaletler adeta toplumsal kurumlar halini almıştı.Öyle ki, bir tür Meclis görevi görmekteydi.Kayıtlara baktığımızda şehrin ileri gelenleri,zengin tüccarlar, 30-40 kişilik tuvaletlerde yüz yüze oturur hem ihtiyaçlarını giderir hem de memleket meselelerini konuşurlardı.
Tarih Babanın kayıtlarında tuvaletin doğudan batıya geçtiği belirtilmektedir.Ancak bu geçişin yüzyıllar aldığı da söylenebilir.Bir dönem batıyı kasıp kavuran veba salgını milyonlarca insanı ölümüne sebep olmuştur.Bunun nedeni her türlü pisliğin sokaklara dökülmesi olmuştur.1388 yılında İngiltere Kralı II. Richardgöl ve derelere def-i hacet yapılmasını yasaklar. Ancak nereye yapılacağını söylemeyi unutur. Zavallı halk da çözümü sokakta arar. Evinde ürettiği her türlü pisliği; büyük, küçük ne varsa sokak camından aşağı salar. Bu iş o kadar azıtılmış ki, mesela Edinburgh‘da gece sokağa çıkma gafletinde bulunan birisi, başına bir oturağın boşaltılmasını önlemek için. sürekli olarak 'heed your handle': (elindekine dikkat et) diye bağırmak zorunda kalırdı.

İş o kadar çığırından çıkmıştır ki ,artık herkes sokakta başına kazurat (b.k) düşecek korkusuyla yürüyemez hale gelir ve buna bir çözüm ararlar. Çözüm ticari zekasını çalıştıran Yahudi‘lerden gelir.Öyle bir öneri sunulur ki asırlar sonra bizler de bu öneriyi çağdaşlığın sembolu olarak alır ve hakkında kanun bile çıkartırız.BuYahudilerin dini simgesi olan şapkadan başkası değildir.

Fötr Şapkayı piyasaya sürerler. Paris sokaklarında başlarına b.k düşmesini istemeyen bay-bayan herkes tarafından bu moda çok tutulur.
O dönemlerde Paris sokaklarında insan olup olmadığı önemsenmeden istenilen yerde rahatlama serbestliği vardı.Bugün sokak ortasında çaresiz bir insan üzerine idrarını yapanların o dönemdeki saraylarında (Louvre Sarayı) merdivenlere bile ihtiyaç giderilebilirdi.
Fransa'da ünlü bir saray vardır,Versay Sarayı...1300 odalı bir saray...

versay-sarayi

Şimdi sıkı durun...
Burada biraz gülelim...
Fransa Kralı 14. Louis, Versay Sarayı'nı yaptırırken, teamül gereği içine tuvalet koydurtmamıştı. Buna karşılık sarayın demirbaş listesinde bir sürü lazımlık (oturak) tan başka, 208 adet basit tipte ve 66 adet de büyük ve süslü, oturaklı iskemle bulunmaktaydı. Oturakların bîr tanesinin maliyeti, bir mahalle dolusu fakiri üç öğünden, 9 gün doyuracak değerdeydi. Zira oturaklar, son derece nadide porselenden yapılıp, çiçek vazoları gibi, resim ve motiflerle süsleniyordu. Süslemede ki amaca bakar mısınız, güya bunlar boşaltılmaya götürülürken halk tarafından, çorba kasesi mi, yoksa dışkı kabı mı olduğu anlaşılmamasıymış.(KYN:V.Ekşioğlu)

Ne mantık değil mi?  Koskoca Sarayda tuvalet ve banyo olmamasının sebebi,o zamanki asillik anlayışında, asillerin istediği yerde ihtiyaçlarını giderebileceğidir.1768 yılına kadar da sarayda işleyen tuvalet yoktu. 1789 yılında Fransız Devrimi‘n den sonra bütün sarayda sadece 9 tane tuvalet vardı ve bunlar sadecekral ve yakın aile üyelerine aitti. Sarayın geri kalan çalışanları lazımlık kullanırdı ve bu kokular daire ve genel atmosfer ile çalışanların giysilerini tamamen sarardı. Yasaklanmış olmasına rağmen lazımlıklar genellikle çalışanlar tarafından oda pencerelerinden dışarı boşaltılırdı.

İşte böyle bir medeniyet bugün Avrupa'nın ortasında insanlar üzerine idrarını yaptıran nesiller yetiştirir.Fazla şaşırmamak gerek.
Oysa çiş yapmanın kibar bir şekilde söylenişi 'teşaşür' dür.

Avrupa‘da 20. Yy başlarına kadar Jimlastik öğretmenleri tarafından 'Teşaşür Dersleri' yani 'çiş yapma dersleri ' verilirdi.Dolayısıyla bu medeniyet böyle sokak ortasında idrarını insanlar üzerine yapan sapıklar yetiştirir.
Yazılarımda zaman zaman Avrupa medeniyetin bıraktığı bu ayak izlerinden bahsederim.Yine bu konu ile alakalı daha önce kaleme aldığım İngilizler'de ata sözü haline gelen' Banyo suyu ile birlikte bebeği de atmayın' konulu makalemiz de faydalı olacaktır.

İlhan NEZOR
 



 


   
2016-03-23
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları