Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 29 Haziran 2016
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ kimdir?
1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi?
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Belki Gaziantep'ti İttihaka, belki de Ankara...
1981 Yılıydı. 35 yıl önce yani. TUYAP İstanbul Kitap Fuarının açıldığı ilk yıl. Ben kaç yaşındaydım o yıl. Hiç sormayın. Yılların içinde yitip gitmiştim. Ya siz? Siz doğmamıştınız bile belki daha. Ya da doğanlarınız varsa, bundan ancak 10-15 belki de 20 yıl sonra anımsayacaktınız İstanbul'un o ilk kitap fuarını.

 Milliyet yayın gurubunda çalışıyordum o yıllarda. Ankara Hacettepe'de İngiliz Dili Edebiyatı okuyan kızım Doğa ile mektuplaşıyorduk. Bana yazdığı bir mektubundaki şu sözleri hiç unutmadım:

'Ne mutlu sana baba... Her sabah işine giderken Cağaloğlu Yokuşunu tırmanıyorsun. Sağında, solunda kitapçı dükkanları... Bir gün de ben çıksam o yokuştan. Ben de yitsem kitapçıların, kitapların arasında...'

Değil mi ki İstanbul'daydım, O zaman İstanbul'un bu ilk kitap Fuarı açılışı bensiz olmamalıydı. Olmadı da... Bir kabalıktı ki fuar, bunca çok kitap sevenin arasında olmak, yüreğini bir hoş ediyordu adamın.

Kitap reyonlarını dolaştım bir bir. Duvarlara iliştirilmiş şiirlere gelmişti sıra. Bir şiir beni mıhladı önünde. Adı İttihaka'ya Doğru'ydu şiirin. Yunanlı yazar Kostantin Kavafis yazmıştı. Büyülenmiştim bu şiirin karşısında. Kaç kez okumuştum ard arda... Sonunda karar vermiştim: Belki Gaziantep'ti benim için İttihaka, belki de Ankara. Aradan 35 yıl geçince aklıma düştü nasılsa. Sizlerle paylaşayım dedim o büyülü günü, o büyülü şiiri.

İTTİHAKA'YA YOLCULUK

KONSTANTİN KAVAFİS

ithaka'ya doğru yola çıktığın zaman

dile ki uzun sürsün yolculuğun

serüven dolu, bilgi dolu olsun. 

ne lestrigonlardan kork

ne kikloplardan, ne de öfkeli poseidon'dan. 

bunların hiçbiri çıkmaz karşına 

düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu 

ince bir heyecan sarmışsa eğer. 

ne lestrigonlara rastlarsın

ne kikloplara, ne azgın poseidon'a 

onları sen kendi ruhunda taşımadıkça 

kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.

 

dile ki uzun sürsün yolun. 

nice yaz sabahları olsun, 

eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde 

önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin 

durup fenike'nin çarşılarında 

eşi benzeri olmayan mallar al

sedefle mercan, abanozla kehribar

ve her türlü başdöndürücü kokular... 

bu başdöndürücü kokulardan

al alabildiğin kadar; 

nice mısır şehirlerine uğra, 

ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.

 

hiç aklından çıkarma ithaka'yı. 

oraya varmak senin başlıca yazgın. 

ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın. 

varsın yıllarca sürsün, daha iyi; 

sonunda kocamış biri olarak demir at ada'na, 

yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin

İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan. 

 

sana bu güzel yolculuğu verdi ithaka. 

o olmasa, yola hiç çıkmayacaktın. 

ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka. 

onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini. 

geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki, 

artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini ithakaların. 

 (ÇEVİREN: CEVAT ÇAPAN)

NOT: İttihaka'nın İyon denizinde 5 bin nüfuslu bağımsız bir belediye adacığı olduğunu ve bu İttihaka yolcusunun yurduna ulaşmak için tanrılara baş kaldırmak, fırtınalara kapılmak, 
cyclopsların mağarasına kapatılmak ve daha bir çok zorluğu yenmek zorunda kalan Homeros'un Odysseia destanı kahramanı Odysseus olduğunu söylesem, büyüsü bozulur mu acaba şiirin?



   
2016-03-30
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları