Salih Sedat ERSÖZ
|
|||
![]() 1956 Konya Akören doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji bölümü mezunuyum. Gazetecilik, MEB' da öğretmenlik ve idarecilik, Konya İl Kültür Müdürlüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulundum. 1978 yılından itibaren Türkiye’de Yarın ve Merhaba gazetelerinde yazdım. Şu anda Memleket gazetesinde yazıyorum. Evli ve 4 çocuk babasıyım. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Yaman Dede... | |||
![]() TYB Konya Şubesi'nin geçen Cumartesi günü icra edilen kültürel etkinlik programının konusu; roman ve öykü yazarı, TRT Ankara Televizyonu program yapımcısı Sadık Yalsızuçanlar'ın harika anlatımıyla Yaman dede idi. Yaman Dede'nin ilahi aşkı ile nasıl Yanan Dede ve Yakar Dede olduğunu Sadık Yalsızuçanlar'ın şahane anlatımıyla öğreniyoruz. Kayseri'inin Talas ilçesinde 1887 yılında bir Rum ailenin oğlu olarak Diyamandi ismiyle dünyaya gelir. Rüştiye birinci sınıfta 13 yaşında iken, Farsça Hocasının tahtaya yazdığı birkaç beyit kalbini tutuşturur. (Bir Rum çocuğu olmasına rağmen Arapça ve Farsça derslerine kendi isteği ile katılıyor ve çok seviyordu.) Bişnev in çün şikayet mî küned / Ez cüdâyîhâ hikayet mî küned Kez neyistân ta mera bübrideend / Ez nefirem merd ü zen nalideend Dinle neyden ki hikayet etmede / Ayrılıklardan şikayet etmede... Tahtaya yazılan 'Mevlana' ismi ona pek tatlı geldi ve beyitler onu derinden sarstı. O an içinde aşk ateşi yanmaya başlamıştı. Bu olaydan sonra kendisine 'Yamandî Molla' lakabı takılır. Farsça dersinde başta Mesnevi olmak üzere Şark İslam Klasiklerinden beyitler ezberleyen, Din Dersinden gayrimüslim talebeler muaf olduğu halde derse giren ve İlmihal bilgilerini, Hz. Muhammed'in hayatını, inanç esaslarını öğrenen Diyamandi, farkında olmadan içindeki aşk ile Müslüman olmuştur. İslam'a duyduğu sevgi gün geçtikçe artmakta, bir yandan da, aruz kalıpları ile rubailer, gazeller yazmaya çalışmaktadır. Arapça metinlerle birlikte hadisi şerif ve bazı ayetleri de ezberlemeye başlar. Ancak çevresinde halen Hıristiyan olarak tanınmaktadır. Daha sonra İstanbul'da Hukuk Fakültesini bitiren Yamandi Molla, kendi ifadesine göre artık hidayet bulmuş, lisana dökemese bile kalpten Kelime-i Şehadeti çoktan kabul etmiş ve gizli Müslüman olarak yaşamaya başlamıştır. Meşhur Mevlevi dedelerinden Ahmed Remzi Dede'den Mesnevî okur. Mesnevide Mevlana'nın mikrobu, serumu haber verdiğini görünce aşkı ve hayranlığı kat kat artar. Mevleviler arasında Konya, Aşıklar Kâbesidir. Yaman Dede'de kırklı yıllarda sık sık Konya'ya sefer eder. Şeb-i Arus törenlerinin özel davetlilerindendir. Biri İstanbul'a gelse ve 'Ben Konya'dan geliyorum' dese Yaman Dede 'Demek Sultanımızın şehrindensiniz' der; alır, yedirir, içirir ikram eder!... Konya ve Mevlana onun için özel aşk bestesinin vazgeçilmez iki notasıdır. Anadolu'nun çeşitli vilayetlerinde Mevlana konulu konferanslar verir. Ancak halen gizli bir mü'mindir. Namazını en kuytu semtlerin küçük mescitlerinde kılmakta, Ramazanda gizli oruçlar tutmaktadır. Kızı ve eşi inancından habersizdir. 'Tam kırk yıl bazen sahursuz bazen iftarsız oruçlar tuttum, ama ailem bunu hiç bilmedi!..' der hatıratında... 1942 yılında ismini değiştirir ve dinini açıklamaya karar verir. Mehmet Abdülkadir KEÇEOĞLU adını alarak nüfus idaresine ismini ve dini hanesine de İslam'ı tescil ettirir. Bu sırada 55 yaşındadır. 42 yıl boyunca sakladığı yeni kimliğini kuşanmış, ama o saatten sonra da aile içi sancı başlamıştır. Üsküdar'daki evinde bir kış gecesi durumu kızı ve eşine açar. Karısı ve kızı o an feryadı basarlar. Haber Patrikhaneye kadar ulaşır. Dönemin Hıristiyan din adamları, ya Hıristiyanlığa dönmesi ya da karısından boşanması konusunda baskı yaparlar. Yaman Dede, zor ama cesur bir karar alır. Yerde dizlere kadar kar, havanın keskin ayaz olduğu bir Şubat gecesi ailesini toplar ve; 'Aşkımın bedeli bu yaşananlar. Sizler sakın üzülmeyiniz. Aşk, ıstırapsız olmaz. Size acı vermeye hakkım yok. Bu ev ve içindekiler size kalsın. Elveda!' diyerek evinden ayrılır. Dana sonra, İstanbul İmam Hatip Okulu ve Yüksek İslam Enstitüsünde Farsça derslerine girer. Her biri otorite olan Prof.Dr.Hayreddin Karaman, Prof.Dr.Bekir Topaloğlu, Prof.Dr.Emin Işık, İstanbul Eski Müftüsü Selahaddin Kaya, Osman Nuri Topbaş gibi pek çok öğrenci Farsça'yı ondan öğrenir. Mevlana'yı, onun gözyaşları içinde verdiği derslerden tanırlar. Allah, Rasûlallah, Mevlana, Konya, Aşk deyince hemen ağlamaya başlayan ve zaman zaman da bayılan ikinci bir kişinin görülmediği bu zatların beyanlarından anlaşılmaktadır. 1962 yılına gelindiğinde çok hasta olmasına rağmen Acıbadem'deki evinden Bağlarbaşı'ndaki Yüksek İslam Enstitüsüne derslere gelmeye devam ederken 3 Mayıs 1962 Perşembe günü 'Ölüm asûde bir bahardır' diyerek Hakka yürür ve Karacaahmet Mezarlığına defnedilir. Yaman Dede, kalbindeki yangını mısralara dökmede de ustadır. Gönül hûn oldu şevkinden boyandım ya Rasûlallah Nasıl bilmem bu nîrana dayandım ya Rasûlallah Ezel bezminde bir dinmez figandım ya Rasulallah Cemalinle ferahnak et ki yandım ya Rasulallah Yanan kalbe devasın sen, bulunmaz bir şifasın sen Muazzam bir sehasın sen, dilersen runumasın sen Habibi Kibriyasın sen Muhammed Mustafasın sen Cemalinle ferahnak et ki yandım ya Rasulallah... ** Yak sinemi ateşlere, efgânıma bakma Ruhumda yanan ateşe nîrânıma bakma Hiç sönmeyecek aşkıma imanıma bakma Ağlatma da yak, hal-i perişanıma bakma!... Yaşlar akarak belki uçar zerresi aşkın Ateşle yaşar, yaşla değil yaresi aşkın Yanmaktır efendim biricik çaresi aşkın Ağlatma da yak, hal-i perişanıma bakma!.. ** Hamdülillah verdiler hicran hicran üstüne Bahşolundu ruhuma niran niran üstüne Akseden amak-ı şebden ruhumun feryadıdır Her telimden cuş eder efgan efgan üstüne Yöreli bir saz-ı firkat ah ile ülfettedir Şükretmezsen olur küfran küfran üstüne Öyle bir nur-ı Hüda mecnun-ı aşk etmişki dil Sahva gelmez, gelse de Lokman Lokman üstüne Kalbimin her zerresinde nar-ı Aşkullah var Hün-ı dilden münceli Furkan Furkan üstüne Bir şehrin mabubune baş vermeyi kılsın nasip Konmam asla vermeye kurban kurban üstüne. Bestekâr Dr. Ali Kemal Belviranlı, ahbaplarından birkaç kişi ile Yaman Dedeyi hasta yatağında ziyaret eder ve Dedeye, 'Yanan Kalbe Devasın Sen' naatını bestelediğini söyler. Dede pek memnun olur ve misafirler koro halinde bu naatı okurlar. Önce hıçkırıklara boğulan Dede, birden yatağından kalkar, cezbeye gelerek, semazenler gibi dönmeye başlar. Sonradan evlendiği eşi Hatice Hanım içeri girerek: 'Lütfen okumayın...N'olur kesin...Yakında kalp krizi geçirdi. Bu cezbeyi kaldıramaz' diye rica etmek zorunda kalır. Aşk eri olan Yaman Dede'yi mutlaka tanımamız ve tanıtmamız lâzım. Bu aşk sevdalısı zatı tanıtma faaliyetinde bulunan TYB Konya Şubesi'ne ve Sadık Yalsızuçanlar'a sonsuz teşekkürler. Yaman Dede'ye Allah'tan sonsuz rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. *** *** *** Konya STK Platformu'nun düzenlediği ve geçtiğimiz Salı - Çarşamba günleri icra edilen Aile Çalıştayı programı da izlemeye değerdi. Çok değerli uzmanların ve hocalarımızın katılımıyla yapılan ve ailenin önemi, gelenekten geleceğe aile, evlilik öncesi durumlar, evlilik hayatı, çocuklarımızın eğitimi, mutlu bir ailenin nasıl oluşacağı, aile sorunları, artan boşanmalar ve nedenleri gibi aileyi yakından ilgilendiren her konunun ele alındığı çalıştayın oldukça faydalı, verimli sonuçlar oluşturacağı muhakkaktır. Toplumun en küçük devleti olan ailenin korunması amacıyla böylesine faydalı bir program icra eden Konya STK Platformu Başkanı değerli Muhsin Görgülügil ağabeyime, yönetim kuruluna ve emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim. NOT: Kanal 42 TV'de yayınlanan HASBİHAL programımda, Cumartesi günü 12.00 de Konya STK Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil ile canlı yayın, Pazar günü 12.00 de ise geçen haftanın tekrar yayını vardır. Ayrıca her Cuma günü 17.00'de RİBAT FM'deyiz. Davetlisiniz. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-04-01 | |||
|
|||