Ahmet LAZ
|
|||
![]() 1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
İslam Kültür Merkezi | |||
![]() İnşaat, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yaptırıldı. Bir taraftan Suriyeli misafirlere kapılarımızı açıp onların sıkıntılarını paylaşan, diğer taraftan da terörle mücadele eden ülkemiz, böyle merkezlerin yapımını da ihmal etmiyor. Bu güç gösterisi, dosta güven, düşmana da keder veriyor. Benim dikkatimi çeken bir konu da bu merkez yapılmadan önce bölgede bir referandum yapılmasıydı. Maryland eyalet kanunları gereği yapılan bu referandumda bölge halkı olumlu oy kullanmış, böylece inşaata ancak başlanabilmişti. Ülkemizde pek de alışık olmadığımız bu durum, aslında çok etkileyici. Her kesimin beğenmediği anayasamızın yenilenmesi sürecinde, vekillerimiz bir araya gelerek birbirleriyle konuşmayı dahi beceremezken, Amerika Birleşik Devletleri'nde kendi kültür ve inanışları ile hiçbir bağlantısı olmayan bir külliyenin yapımına izin verilmesi çok anlamlı. İnşallah bu kararları, bölge sakinlerinin ve onların gelecek nesillerinin İslam inancı ile tanışmalarına ve iman ile şereflenmelerine vesile olur. Ben de kendi kendime, ‘acaba Kilis'te Hıristiyanlar için böyle bir merkez yapılması düşünülse ve bana da sorulsaydı, ben ne cevap verirdim?' diye sorduğumda, aldığım cevap, cevabımın kesinlikle ‘hayır' olacağı şeklindeydi. Benim dinimden ve inançlarımdan en ufak bir şüphem yoktur. Dış ülkelere uzun sürelerde gittiğimde, Yahudi, Hıristiyan ve Budizm gibi birçok inanıştaki insanlarla karşılaştım. Dini konularda onlarla sohbetler etme şansım da oldu. Hatta Ankara'da ikamet ederken evimin bitişiğinde bir misyoner Alman ailesiyle uzun süre komşuluk da ettim. Onların insanları kendi dinlerine kazandırmak için neler yaptıklarını da izledim. İlgilendikleri kişiler daha ziyade dini konularda ihmal edilmiş ve maddi durumu zayıf olanlardı ve bunlara aylık paralar ödeyerek kendi yanlarına çekmeye çalışıyorlardı. Yani parayla vicdanları satın almaya yöneliyorlardı. Anlayabildiğim kadarı ile Avrupa medeniyeti ile ABD medeniyeti birbirinden çok farklı şeyler. ABD yi kuranlar da Avrupa'dan kaçan göçmenlerden oluşuyor. Fakat bu göçmenler çoğunlukla, Avrupa medeniyetini reddeden, düşünce yapısı itibarı ile aykırı toplumlardan meydana geliyordu. 2010 yılında Ali Bardakoğlu'nun ayrılmasından sonra Diyanet İşleri Başkanlığına getirilen Prof. Dr. Mehmet Görmez, 5 yılı aşkın bir süreden beri Türkiye Diyanet Vakfı aracılığı ile büyük hizmetler yapıyor. Ali Bardakoğlu ile başlayan dönemden itibaren yurt içindeki Diyanet kadrolarının işlevi büyük ölçüde değişti. Yaz ve kış Kur'an kurslarına büyük önem veriliyor. Uzun yıllardan beri ihmal edilmiş olan çocuklarımızın dini eğitimleri tamamlanmaya çalışılıyor. Bunlar yapılırken yurt dışındaki vatandaşlarımızın da ihtiyaçları karşılanıyor. On yıla yakın bir süre gururla hizmet ettiğim Türkiye Diyanet Vakfı'nda, o yıllarda atılan tohumlar artık meyvelerini veriyor. Bu vakfa bağlı bir Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmemiz vardı. Çok önemli eserlerin basımı için gayret sarf eder, ancak her yıl da zarar ederdi. Türkiye Diyanet Vakfı, Sovyetlerin çöküşü ile birlikte, orta Asya Türkî cumhuriyetlere okullar, ibadet yerleri, eğitim merkezleri açma ve donatma, Avrupa ülkelerinde ve son olarak Amerika Birleşik Devletlerinde benzer hizmetleri yürütme yolunda büyük mesafeler aldı. Suriyeli sığınmacılara verdikleri destekler yanında, dünyanın her bölgesindeki ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyorlar. Benim çalıştığım yıllarda Ankara'da başlayan öğrenci yurdu açma faaliyetleri bugün birçok ilde büyüyerek devam ediyor. Aynı şekilde sağlık alanında da hastaneler kurarak hizmet ediyorlar. Kâr amacı güdülmeden yapılan bu hizmetlerin gideri de hac ve umre organizasyonlarından elde edilen gelirlerle karşılanıyor. Özetle zenginlere farz olan ibadetlerden elde edilen gelirler, dünyanın her yerindeki İslami hizmetlere aktarılarak hem devlet bütçesine yük olunmuyor, hem de büyük bir açık kapatılmış oluyor. Rabbim emeği geçenlerden razı olsun. Barış ve mutluluk içinde yaşamak umuduyla kalın sağlıkla... Ahmet Laz [email protected] |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-04-05 | |||
|
|||