Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 05 Temmuz 2016
Ahmet LAZ
Ahmet LAZ kimdir?
1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Edeb Ya Hu!
Bir ülkenin ve çevrenin siyasi, ekonomik, kültürel gelişmesi ile ilgili o bölgede yaşayan her kesimin söz söylemeye hakkı vardır.
Zira iktidar muhalefetsiz, vekil seçmensiz, amir memursuz olamaz.
Söylenen sözler seviyeli, dürüst olduğu müddetçe her eleştiri ve övgü, o bölgenin geleceğinin aydınlık olmasının teminatı olur.
Yalan, iftira veya istismar yani çarpıtma ise karanlığın habercisidir. Güzel ülkemizde halkın büyük desteği ile seçilen bir iktidar ve iktidar karşısında da muhalefet görevini yürüten partiler var. İktidarın yaptıkları görülüyor.
Özellikle benim gibi 60 lı yaşlarda olanlar, Türkiye'nin son elli yıllık geçmişini de hatırlayabildiklerinden, yapılanları daha iyi analiz edebiliyorlar.
Gençlerimiz de bu eski günleri, ya geçmişlerinden öğrenerek veya sadece bu günü değerlendirerek karar verecekler. Diyelim ki, ülkemizde yüz yıldan beri oto yollar, hastaneler, köprüler, viyadükler vardı.
Diyelim ki metrolarımız, hızlı trenlerimiz harıl harıl çalışıyorlardı.
Diyelim ki haberleşme uydularımız, uzay gözlem istasyonlarımız, insansız hava araçlarımız, savunma sanayimiz hep vardı. Diyelim ki sağlıkta, sosyal devlet olmakta, eğitimde hep bu günkü gibiydik.
Diyelim ki, seçimler hep sağlıklı ve dürüstçe yapılıyordu.
Diyelim ki parlamentodaki vekiller, üç beş kuruşa tamah edip kendilerine güvenenleri satmıyordu, ihanet eden yoktu.
Diyelim ki başarısız olanlar, makamlarını terk edip koltuklarını daha layık birilerine gecikmeden devrediyorlardı.
Diyelim ki, hukukçular işlerine gelmese de adaleti uygulamak için çabalıyorlardı.
Diyelim ki ihtilalcılar, sendikalar, üniversiteler sadece görevlerini yapıp kendi kendilerine yeni görevler icat etmiyorlardı.
Diyelim ki dünyanın her köşesinde kültürel eserlerimiz, etkinliklerimiz yapılıyordu. Diyelim ki hep paramız itibarlı, vatandaşımızın başı dik, faili meçhuller yok, insan haklarına saygılıydık. Diyelim ki bunların hepsi vardı ve biz hep itibarlıydık.
Peki bugünkü muhalefetimiz bu erdemleri devam ettirebiliyor mu? ‘Yenile yenile yenmesini öğreneceğim' diyen Rus Çarı kadar dahi olamamış, koltuğuna sıkıca bağlı bir Devlet Bahçeli'den, parti başkanlığına aday olabilecek cesareti kendinde bulan bir Koray Aydın'dan bu ülkeye ne fayda gelir.
Koray Aydın, bu milletin vicdanında aklandığını mı düşünüyor?
Ağzından çıkanları kulakları duymayan bir Kılıçdaroğlu, bu ülkeye ayak bağı olmaktan öteye ne fayda verir?
Belden aşağı oyunlarla makamına oturan ve sürekli belden aşağı bir edebiyat ile insanlığı rencide eden bu ahlak yoksunu, terörist destekçisi utanmaz, daha ne kadar süre CHP nin başında kalacak?
Yunus Emre, ‘Edeb iledir Nizâm-ı Âlem, / Edeb iledir Kemâl-ı Âdem.' diyerek ne güzel özetlemiş. Kişilerin büyüklüğü, zenginlikleriyle veya oturdukları makamlarla ölçülmez.
Yaşlı adamın kendisini makamına çağıran oğluna, ‘oğlum kaymakam olmuşsun, ama adam olamamışsın' demesindeki sebep de yine ‘edeb' değil midir?
Sadece istismar için, Kilis'e Katyuşa füzelerinin düşmesine, verdiğimiz şehitlere ve hatta Merkel'in gelememesine maalesef sevinenler oldu.
Sosyal medyada yaptıkları saldırılar bazılarını kesmedi ki, ilk fırsatta Suriyeli komşularına saldırdılar.
Sadece istismar için, ‘Kilis'in bir iyilik sembolü' olarak tanıtımını yapanlara karşı kirli kampanyalar yürütüldü.
Anlaşılan aydınlıktan nasipsiz karanlık fikirliler, Kilis'imizin ilelebet ‘başkanlarını katleden' bir kent olarak tanınmasını istiyorlar.
Sonra da kendilerine, ‘Türkiye sevdalısı' ve ‘Kilis sevdalısı' unvanını layık görüyorlar.
Bir bölgenin tanıtımını iyi yönde yapamayanlar, nasıl o bölgenin sevdalısı olabilirler ki?
İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri, belki en önemlisi hiç şüphesiz ‘edeb' tir. Edeb, edeb, edeb!

Aydınlıklar içinde kalın sağlıkla...

Ahmet Laz

[email protected]



   
2016-04-18
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları